Ahmet AY
“Bu savaşı ya Skyes-Picot kazanacak ya da Kuttu'l Amare”demişti başbakan Ahmet Davutoğlu. Bunu söylerken hem Kuttu’l Amare-Skyes-Picot ilişkisinin hem de bugün bölgemizde yaşananların bilincindeydi Sayın Davutoğlu.
Bildiğiniz gibi Skyes-Picot haritası bizler için, İslam dünyası için anlamlı bir zafer olan Kuttu’l Amare’den hemen sonra ve coğrafyanın az bir kısmını oluşturan “hıçkırık zikzakları” dışında cetvelle ve düz çizgilerle alelacele hazırlanmıştı. Bu yüzden Sayın Davutoğlu’nun vurgusu oldukça anlamlıydı. Çünkü;
Suriye’deki durum yakın gelecekte Türkiye için hayati noktaya taşınacak. Suriye’ye yerleşen Rusya ve İran tam da Türkiye biraz daha sıkışsın diye buradadırlar. Türkiye’yi bölgesinde daha zayıf düşürmek, sosyopolitik, sosyoekonomik, ama özellikle territoric anlamda daha küçülmüş hale getirmek için mücadele edecekler bu ülkeler. Anlayacağınız Türkiye, bağımsızlığını tehdit edecek gelişmelerle karşı karşıyadır.
Peki, Türkiye’nin stratejik ortağı ABD ne âlemde?
Geçen gün sosyal medyada “Suriye'de olan bitene baktığımızda, 40 yıl boyunca 'Amerika katil katil’ derken hiç de haksız olmadığımızı görüyorum"diye bir twit yazmıştım, bana “slogan atma” diye tepki gösterdiler.
1970'lerin en favori sloganı idi "KATİL AMERİKA." Çünkü dünya paylaşım sahnesine 20. Yüzyılda dâhil olan Amerika İngilizlerin, Fransız'ların, Rusların emperyalist ortağı olmuş, asırlık geç kalmışlığın getirmiş olduğu 'açığı' vahşi işgal ve saldırılarıyla kapatmak istemişti.
Bunun gerçekleşmesi için de Japonya'ya atom bombası attı, Latin Amerika’da, bölgemizde ve Afrika’da işgal, darbe ve ayaklanmalar başlattı. Vietnam Savaşı, derken İsrail'i sahiplenerek mazlum Filistin halkını katlettirdi ABD.
O yıllarda Katil Amerika deyişimizin bu backgroundu vardı, yani retorik yapmıyorduk.
ABD şimdi de İran ve Rusya’nın uçaklarla, en ağır silahlarla Suriye muhalefetini dize getirmesini bekliyor. Oysa Suriyeli muhalifleri Esed’e karşı ayaklandırmanın tam merkezindeydi Amerika. Bu Amerika’nın Dışişleri Bakanı Kerry geçen gün, “Çok yakında Suriye muhalefeti bombardımanlarla bertaraf edilecek” demişti.
Yani, Suriye üzerinden ABD-Rusya-İran ortak yapımı bir senaryo sahnelenmekte. Türkiye ve dostları nasıl zarar görecek ise planlar ve saldırılar o minvalde yürütülüyor.
Bakınız Muhalif komutan Ebu Leys Halep savaşının en kritik günlerine girdiğini anlattı ve: “Halep'i kaybetmemek için elimizden ne geliyorsa yapacağız. İmkânlarımız kısıtlı, evet, ama hiçbir şeyimiz kalmazsa ellerimizi kullanacağız. Biz Halep'i kaybedemeyiz. Halep düşerse Suriye devrimi diye bir şey olmaz. Vahşiler kazanır ve insanlık kaybeder"diyerek dünyaya seslendi.
Duyan var mı?
ABD ile Türkiye Suriyelilerin Eğit-Donatı konusunda anlaşmıştı. Merkez Kırşehir olacak ve ilk etapta 2000 kişi eğitilecekti. Sonra yenileri ve yenileri…
Peki, sonuç?
Fiyasko.
Böyle bir ABD ile ortaklık Türkiye için ağır faturalara yol açabilir. Sünni-Şii dengesini iyi bilen ve koruyan ABD, son yıllarda iyice yıpranan İran’a Şam üzerinden nefes veriyor. Lakin bu nefes artık Türkiye’yi zehirleyecek hale geldi.
NATO ülkesi olmak en tehlikeli senaryoları eli kolu bağlı seyretmek olmamalı. Türkiye, halkı ile imtihana zorlanıyor. Sokak çatışmaları peşinde olan ABD müttefikliğinin canı cehenneme. Ve;
Kurumlara sızmış “çok özel elemanlar”üzerinden derin bir oyunla karşı karşıya hükumet. İçeride biz bize çelme takıyoruz. Bunun son örneği Pazar akşam geç saatlerde TRT Haber’in ağır bedellere sebebiyet verecek bir skandala imza atmasıydı. TRT Haber’in SONDAKİKA haber olarak geçtiği “CİZRE’DEKİ BODRUMDA 60 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ”haberi hem doğru olmayan bir haberdi hem de kanaatimce bu haber üzerinden hükûmete ve Şenol Göka’ya bir tuzak vardı. Halkımızın hassasiyetlerine de yabancı senaryolara da dikkat etmeliyiz.
Sorumlulukların bilincinde olma da zaten böyle bir şey değil mi?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019