Ahmet AY
1974'te Nixon'ın istifasına yol açan Watergate skandalı sonunda başkanlığa getirilen Gerald Ford ile ABD'deki başkanlık seçimlerini takip ediyorum.
Müstafi Başkan Nixon'ı af ederek yargılanmasına mani olan Gerald Ford 1976'da Cumhuriyetçi Partiden aday olduğu başkanlık seçimlerinde SSCB ile ilgili gaflarından dolayı Demokrat Parti adayı Jimmy Carter karşısında hüsrana uğramıştı.
Doğrusunu söylemek gerekirse soğuk savaşın sürdüğü o dönemlerin başkanları bile bu kadar karışık bir ABD politikası ile karşı karşıya kalmamışlardı. Trump kafası karma karışık bir şekilde göreve başladı. Atlantik ötesine bakışı alışılagelmiş Amerikan politikalarıyla uyuşmayan Trump, seçimlerden önce, yemin töreninde ve törenden hemen sonra yaptığı açıklamalarla bu kafa karışıklığının ipuçlarını verdi. Amerikan halkına yönelik “ülkeyi daha yaşanabilir hale getirme” vaadini gerçekleştirmede başvuracağı izolasyoncu yöntem değil; Latin Amerika, Ortadoğu, Uzak Doğu ve Avrupa ile ilgili dış siyaset bağlamında yapmış olduğu açıklamalar bizim de kafamızın karışması için yeterliydi.
Trump, ABD'nin önceliğinin dış dünya değil, kendi sorunları olması gerektiğini dile getirirken, başka ülkelere askeri müdahaleye karşı olduğunu da söylüyor. Konuşmalarında “Beyaz Anglo-Sakson” kültürüne mesajlar veriyor. Buna rağmen zengin, şımarık, azgın Amerikalıların “Trump benim başkanım değil” sloganıyla sokaklara dökülmesi Başkanın retoriğinden ziyade “Derin Amerika” ile Trump arasındaki kavgadan kaynaklı olduğu aşikârdır.
Başkan Trump Amerika'nın gücünden çok şey kaybettiğinin farkında, işsizlik konusunda ciddi kaygılar taşıyor ve bu duruma küreselciliğin sebep olduğunu düşünüyor. “Amerika'yı tekrar harika yapalım” sloganının yanı sıra Trump'ın;
"Uzunca bir süredir başkentteki küçük bir grup, yönetimin tüm imkânlarından faydalanırken halkın kendisi bundan kendi payına düşeni alamadı. Washington gelişti, ancak halk bu zenginlikten nasiplenemedi. Politikacıların refah düzeyi arttı, ancak istihdam azaldı ve fabrikalar kapandı. Yerleşik düzen bu ülkenin insanlarını değil, kendini muhafaza etti. Onların zaferi sizin zaferiniz değildi. Onların başarısı sizin başarınız değildi… Amerika sizin ülkeniz." söylemleri onun ABD müesses nizamı, yani küreselcilerle karşı karşıya gelmesi için yeterli gerekçe olarak kabul edilebilir.
Çin için agresif olan, lakin Putin'e sıcak mesajlar vererek küreselcileri kızdıran Başkan Trump, “Amerikan ordusunun çok üzücü şekilde tükenmesine izin verirken diğer ülkelerin ordularını sübvanse ettik. Kendi sınırlarımızı korumayı reddederken, diğer ülkelerin sınırlarını koruduk.” tespiti ile küreselcilerin ABD'ye hâkim olduğu varsayıldığında Trump ile lobi kavgalarının sonucu merak edilmeye değer bir konu oluyor.
Başkan'ın Ötekileri
Hispaniklerle, Müslümanlara karşı söylemleri Trump'ın adaylıktan önce de var olan düşünceleridir. Bunun için kampanyasını bu dışlamacı dil ile sürdürdü. Seçim kampanyasında satın alınan içe kapanmacı dilin etkileri ile küreselcilerin gücü yine Trump'ın politikalarını etkileyeceğe benziyor. Keza ABD'nin “ötekileri” olan milletlerin bu söyleme vereceği tepki başkanın politikalarının seyrini değiştirebilir.
Trump, “terör/izmle mücadele edeceğim” diye halkına söz verirken diğer yandan da “DAEŞ'in Obama tarafından kurulduğunu...” iddia etti. Bu problematikin aşılması da sonucu merak edilen önemli bir konu.
Lobiler ve Trump
Derin Amerika, yani finans çevreleri, “aileler” ve yüksek bürokrasinin Trump'tan hoşnut olmadıklarını biliyoruz. Bir milyon insanın gösterilerini görmeyen Trump önümüzdeki dönemde daha büyük organizasyonların göstereceği tepkilere muhatap olabilir. Trump'ı istedikleri politikaya mahkûm etmeyi amaçlayan küreselcilerin başka ne tür sürprizler hazırladığını ise ileriki aylarda görebiliriz.
Amerika-Türkiye İlişkileri
Obama döneminde yapılan bilhassa PKK-PYD ve DAEŞ gibi yanlışların ABD-Türkiye ilişkilerini zedelediğini gören Trump, yeni dönemin kodlarını vermeye başladı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın uyarılarına rağmen söz konusu örgütlere ilişkin politikasını değiştirmeyen Obama yönetiminin aksine Trump'ın A Takımında yer alan yöneticiler, “Türkiye bölgede en güçlü müttefikimiz… Türkiye bizim koalisyon ortağımız, bunu öncelikle not edelim… Dabık'ın alınmasından sonra (Türkiye destekli güçler) El Bab'a yöneldiler. Biz bunu da destekliyoruz ve onların El Babı DEAŞ'tan almasını istiyoruz…” sözlerini, örgütler ve Suriye konusunda da Obama yönetiminin yanlışlarını sürdürmeyeceğine yönelik olduğunu kabul edebiliriz.
Fetullah Gülen ve iadesi ile ilgili olarak Trump ve çevresinin geçmişte söyledikleri, müesses nizamla aralarındaki çekişmelerin seyrine göre belirleneceğe benziyor. Yakın çevresinin 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü sonrası çelişkili açıklamaları yeni dönemin tutumuyla ilgili yeterli bilgi vermese de Trump'ın Obama yönetiminin ABD'nin başına ördüğü FETÖ çorabına evet diyeceğini beklemiyoruz.
FETÖ elemanlarının sınır dışı edilmeleri ya da Türkiye'ye iade edilmeleri, terör örgütü elebaşı Gülen'in Türkiye'ye iadesinin seyrini netleştirecektir.
Trump, Türkiye ile yaşanan krizi aşmak istiyorsa tarihin en alçak saldırılarıyla Türkiye'ye büyük zararlar veren FETÖ elebaşını bir an önce Türkiye'ye teslim etmelidir.
Yoksa kolundaki sepetle yoluna devam edecek Trump.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019