Ahmet AY
Westfalya Düzeni ile başlayan, ama Ernast Gellner’in dediği gibi,“Sanayi devriminin yansıması (yan ürünü A. Ay) olan ulusçuluk” anlayışı/akımı ulus devletlerin kurulması ile doruğa ulaştı. “21 yüzyılda ise dini, milli devletler dönemi kapanmış, küresel devlet modeli başlamıştır.”
Rekabete dayalı Atlantikçi model kendisine rakip kalmadığına inandığı için artık postatlantik safhanın, yani küreselleşme zamanının geldiğine inanıyor. Bu, yeni bir dünya(düzeni) demek. Kuracakları yeni ve “tek devletli” dünyayı küreselcilerin/Amerika’nın yönetmesi esastır. Çünkü küreselcilere göre “üstün uygarlık Amerika”nın sahip olduğu normlar evrenseldir ve bu gerçeği kabul etmeyen devletlere bu cebren kabul ettirilmelidir.
Francis Fukuyama’nın “Tarihin Sonu” tezinin bilim dünyasının araştırmalarına referans olma dışında bir işlevinin kalmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Küreselcilerin “amentüsü” niteliğindeki bu tez el an pratik karşılık bulmuş ve başta bölgemiz olmak üzere dünya tek kutuplu, tek yönetimli yani küreselci kuşatma altında. Buna direnen devletlere siyasi çıkmazlarla, terör saldırılarıyla, ekonomik yaptırımlarla diz çöktürmeye çalışıyorlar.
Anglosakson uygarlığın bütün dünya uygarlıklarına üstün geldiği inancına yaslanan küreselcilik, devlet yapılanmalarının tekleştirilmesini ve küreselciliğin emrinde olmasını istemektedir. Anlayacağınız küreselcilik, “altın milyar” Amerikancılığının evrensel kılınması mücadelesinin adıdır.
Amerika bu stratejiye sahip iken dünya ne yapıyor? Biz ne yapıyoruz ya da ne yapabiliyoruz?
Geçen yazımızı “elimiz kolumuz bağlı değil” diye bitirmiştim. Elbette zor bir süreç ve yakıcı sonuçlarla karşılaşmak mümkün.
Postatlantik küreselciliğe karşı geliştirilen en önemli proje ve teori Avrasyacılık’tır. Avrasya derken yeni bir ‘Amerika’ kurulsun demiyoruz. Keza Avrasya derken Rusya’nın lider, bizlerin de uydu olmasını da dile getirmiyoruz. Bununla belki çok “Amerikalı/kutuplu” bir dünya inşa etmeyi kastediyoruz. Yani Avrasyacılık tek kutuplu olmayıp, aynı zamanda birkaç blokun lider devletler etrafında kümelenmesi ile oluşturulacak birlikteliklerle dünyanın çok kutuplu olmasını sağlayan bir projedir.
Türkiye jeopolitiği NATO’cu olmaya elverişli değildir. Jeokültürel olarak da Türkiye Avrasya’nın kodlarını taşıyor. Kadim dinlerin, medeniyetlerin bütün zenginlikleri barındırdığı coğrafya Avrasya coğrafyasıdır. Dinlerin, mezheplerin, ırkların kendileri olarak neşv-u nema bulduğu bu coğrafyanın yeniden kendisi olması dünyanın geri kalanı için hayat memat meselesidir. 200 yıldır önce İngilizlerin, sonra Amerikalıların musallat oldukları bu bölge zulmün bütün tonlarını tanıdı, her seviyedeki acıları tattı. Bu coğrafyanın değerlerine, hatta bu coğrafyada demokrasi, insan hakları, eşitlik gibi Batılı değerlere de zerre kadar saygı duymayan Atlantikçilerle daha fazla yol yürümenin anlamı ve gereği kalmamıştır.
Türkiye Batıyla ilişkilerini kesmeden, mütekabiliyete dayalı anlaşmalar, ilişkiler sürdürebilir, sürdürmelidir de, lakin dinine, toprağına, insanına/milletine kasteden bu pakt içinde yer alırsa bu intihar olur.
AB çürümüştür ve Türkiye için cazip bir yönü kalmamıştır. Türkiye’nin NATO, BM, AB tecrübeleri belirleyeceği yeni jeostratejisi için önemlidir. 15 Temmuz FETÖ işgal teşebbüsünde yanımızda olmayanlarla aynı, aslında ayrı hedefler için mücadele edemeyiz. Mezhebi, etnik ve sosyal sorunlarımızı kaşıyan, toprak bütünlüğümüze kasteden devletlerle aynı kutupta yer almamızın hangi felaketlere davetiye olduğunu biliyoruz.
Türkiye mazlum İslam Coğrafyasının aydınlanmasını, tefekkür dünyasının zenginleşmesini sağlayabilen tek ülkedir ve bu imkân ve sorumluğu Atlantikçi zorbalara feda edemez. Türkiye kapıkulu ya da emir eri olmaktan kurtulmuştur, şimdi kurtarıcı rolünde. O zaman rolünün hakkını vermeli.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019