Ahmet TAKAN
Hangisi turpun büyüğü? Siz karar verin...
İç siyasette, erken seçim, baraj, ittifaklar, daraltılmış bölge ve referandumun ardından gerçekleşmesi gereken uyum yasaları çerçevesinde bir o tartışmadan bir bu tartışmaya savrulup gidiyoruz. Bu tartışmaların hiçbiri, dış politik gelişmelerden, Zarrab krizinden bağımsız değil. Olası sonuçları açısından da çok şeye gebe. Sütunun ikinci bölümünde yer vereceğim cevap hakkından dolayı bugünlük kısa tutmak zorundayım. Özeti; sarayda çarşı pazar karışık!..
Uzun süredir kulağıma gelen şok bir söylenti vardı. Sizlere haber olarak iletmem için kuvvetli teyitlerini almak zorundayım. Kısmen sosyal medyada yer aldı. Anayasa Mahkemesi'nin referandumu iptal edeceğine ilişkin Ankara kulislerindeki söylentiler. Ne zaman bir AKP milletvekili ile görüşsem ne zaman bir saray danışmanı ile buluşsam hep referandumun sonuçlarından duydukları memnuniyetsizliği dile getirirler."Bu sanılanın aksine bize yaramadı" derler. Sarayda, referandumun iptali konusunda hazırlıklar olduğunu, çoklu kaynaklardan teyidini aldım. "Nasıl bir hazırlık" derseniz... Kaleme almam mümkün değil!..
16 Nisan referandumunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurular olmuştu. Bunlardan biri CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen'e ait. Pekşen, "referandum sürecinde seçme hakkı ve ifade özgürlüğünün açık şekilde ve ağır hukuka aykırı kararlarla ihlal edildiği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne gitmişti. Haluk Pekşen'e sordum, kendisine mahkemeden henüz bir yanıt ulaşmamış, "en son aldığım bilgi beklemedeydi" dedi.
Sormak lazım;
Referandumun üstünden neredeyse 6 ay geçti. Acaba beklemenin sebebi nedir?.. Düşünmek lazım, eğer kulislerde konuşulanlar doğru çıkar ve Anayasa Mahkemesi referandumu iptal ederse ne gibi sonuçlar doğurur?.. İptal olursa, gerekçe maddeleri nereleri etkiler?.. Referandumun sonuçları toptan ortadan kalkar mı?.. Parlamenter sisteme geri dönüşün alt yapısı oluşur mu?.. İki turlu Cumhurbaşkanlığı seçiminin yerine tek turlu bir seçim modeli veya Cumhurbaşkanının yeniden Parlamentoda seçilmesine yol açan gelişmeler olabilir mi?.. R. Erdoğan'a yeni bir mağduriyet alanı açılır mı?.. Ve bununla birlikte iç siyasetteki yeni hamleleri bozacak ataklar söz konusu olabilir mi?.. Bizlerin kulağına gelen siyasi dedikoduların daha fazlası elbette Anayasa Mahkemesi'nin sayın başkanı ve sayın üyelerinin de kulağına gidiyordur. Bir an önce net biçimde bu tartışmaları kesecek bir açıklama yapmaları lazımdır diye düşünürüm!..
***
İktidarda,"metal yorgunluğu" fırtınası devam ediyor. "Hareketlenecek mi", "hareketlenmeyecek mi" diye hakkında papatya falı açılan Abdullah Gül'ün tüm temasları sarayın yakın takibi altında. İstifası alınan il ve belediye başkanları konusunda Gül'ün ne düşündüğünü yakın çevresinden araştırdım. Şöyle dediler;
"Abdullah Bey, istifaları FETÖ veya yolsuzluk operasyonu olarak düşünmüyor. 'Bizle görüşen bize yakın olabileceklerini hissettikleri, bildikleri insanları tasfiye ediyorlar' diye yorumluyor."
Saray kaynakları ise Abdullah Gül'ün durumu hakkında daha iddialı bilgi veriyor. O da şöyle;
"Abdullah Gül'ün aday olma niyetini biliyoruz. Bazı partilerle el altından kurduğu temasların da farkındayız. 'Yüzde 49'un ortak tek adayı olayım' diyor. Bunun garantisini istiyor.Garanti bekliyor."
Şimdi bulmacanın iki parçasını birleştirme işi de size düşüyor!..
***
TSE'DEN AÇIKLAMA
Türkiye'de Yeniçağ Gazetesi'nin 08 Kasım 2017 tarihli sayısında "TSE'den Arpalık Standardı" başlıklı yazınızda iddia edilen hususlarla ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği duyulmuştur.
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Yönetim Kurulu; toplantılarını 132 sayılı Türk Standardları Enstitüsü Kuruluş Kanunu ile bu Kanuna istinaden yürürlüğe konulan TSE Organlar Yönetmeliği'nde belirlenen usul ve esaslara uygun olarak gerçekleştirilmektedir.
Bu çerçevede, gerek Yönetim Kurulu toplantı sayısı, gerek toplantıların elektronik ortamda yapılması ve gerekse de ödenen ücretler, söz konusu Kanun ve Yönetmeliğin ilgili hükümlerine istinaden gerçekleştirilmektedir. Ayda dört kez toplantı yapılması ve elektronik ortamda katılım eleştiri konusu yapılarak "etik olmayan" bir durum ifadesi kullanılırken, ayda dört kez huzur hakkı alınması ve elektronik ortamda katılım için de huzur hakkı ödenmesi ile ilgili olarak "arpalık" tabiri kullanılarak yönetim kurulumuza hakaret edilmiştir.
Özellikle; kendi faaliyet gelirleri ile yaşayan bir kurum olan TSE'nin yürütme organı olan ve icrai nitelikte kararlar alan Yönetim Kurulu toplantılarının ayda dört defa yapılması dahi yönetim kurulunun yeterli hızda karar vermesini engellemektedir. Üyelerin her yönetim kurulu toplantısında alınan kararlarda etkin rol alması yapılan işin esasıdır. Dünyada en modern işletmelerin çok etkin olarak kullandığı elektronik ortamda toplantı yapılması takdir edilecek bir durumdur. Alınan kararlarda ittifak, mevcut yönetim kurulumuzun temel politikası olup, bu ittifakı sağlamak için böylesi teknolojik araçlar etkin olarak kullanmaktadır. Yönetim Kurulu üyelerinden beklenen katkının alındığı bu tür toplantılarda, bu katkı karşılığı üyelere verilen huzur hakları bu yönetimden önce de uygulanmıştır ve bugün işletmelerde yaygın olarak uygulanan ve uygulanması da gereken bir araçtır
Kaynak Yeniçağ: Abdullah Gül yüzde 49'u istiyor!.. - Ahmet TAKAN
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021