Ahmet TAKAN
"Bir gece ansızın inebiliriz..."
"Koduk mu oturturuz..."
Dünyanın hiç bir yerinde görülmeyen, hiçbir askeri strateji de var olmayan, davul ve zurna ile tellal çağırtarak ilan edilen (!) askeri operasyona ABD net cevap verdi;
"Sınırınızda 30 bin kişilik PKK/YPG ordusu kuruyoruz".
Ordu kurmak ne demek?.. Adamlar, terör devletinin resmi ilanını yaptılar!..
Yıllardır ömrümüz "eyt", "üyt"leri dinlemekle heba oldu. Ne manidar ki, sonradan "Atilla" olan Zarrab davası iyice sivrilmeye başlandığında "bizimkiler"in Afrin savurmalarının katsayısı gözle görünür bir şekilde artmıştı. Akılları sıra ABD ile satranç oynuyorlar... Hem kel hem fodul misali!.. Şu satırlar tuhafınıza gitmesin. Çünkü, söz konusu bu memleketin gerçek evlatları olan Mehmetçiğin kanı ve canı ise gerisi benim için teferruattır. Nisan ayında ceza kararı verilmesi beklenen ABD'deki dolandırıcılık ve kara para aklama davasının olası sonuçları üzerine akılları sıra hamle yapıyorlar. Bu arada içeriyi de yalancı "millî ittifak", "ver mehteri" algısıyla kandırmaya çalışıyorlar. Bütün bu söylediklerimin maddi ve somut gerekçelerini alt alta sıralayacağım;
Önce, El Bab'a girdikten sonra Rakka'ya inemediğimizi, Mümbiç'e giremediğimizi arada derede sıkışıp kaldığımız gerçeğini bir kez daha hatırlayalım. O günkü işkembeden savurmaları da bir kez daha hafızalarımızda taze tutalım. Sınırımızda terör devletinin kurulma gerçeğine karşılık yıllar önce yapılması gerekenlerin hiçbirini yapmadık. Çok net bilgiye dayalı olarak söylüyorum; Genelkurmay Başkanlığı bundan 3 ay öncesinde Afrin operasyonu için bütün hazırlıklarını tamamlamıştı ve siyasi iradeye "hazırız" bilgisini vermişti. Kahraman özel kuvvetlerimiz Afrin içindeki tüm hazırlıklarını bitirmiş dört dörtlük bir biçimde talimat bekliyordu. Çok geç kalınmış bu operasyon için dahi iktidar niye bekledi?.. Sorunun cevabı;
Zarrab davası beklendi... Bu davadan ne çıkacak, bakanlarla ilgili, başkaları ile ilgili sıkıntı çıkar mı, o dönemin bakanları ABD'ye gidemiyor, giderse tutuklanacaklar mı?.. İktidar ABD'den çekindiği için bu operasyonu geciktirdi. "Eyt", "üyt"lerle pazarlık yapacaklarını sanıyorlar. Aldılar cevabı, oturdular. Şimdi daha maceracı daha sonuçları ve bedeli çok kanlı olacak bir algı operasyonuna hazırlık yapıyorlar. FETÖ'nün dolmuşundan inip Devlet Bahçeli-Doğu Perinçek'in kayığına binen iktidar, sonu bilinmeyenlerle dolu yeni bir maceraya daha hızla yelken açtı. O coğrafyada bizi neler bekliyor?.. Bilebileniniz var mı?.. Askeri uzmanlarla konuşuyorum; "Güçlü bir hava harekatı olmadan kalıcı başarıya ulaşmak imkansız" diyorlar. El Bab operasyonunda başarımızı güçlü hava operasyonlarımıza borçluyuz. Kara güçlerimiz, etkili hava operasyonlarımız sayesinde bölgede başarı elde etti. Şu anda bölgede savaş uçaklarımızı uçurabiliyor muyuz? Hayır!.. Malum dengelerden dolayı müsaade edilmiyor. Peki nasıl olacak?.. Verdik mehteri!.. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri karadan ancak Afrin'de 3-5 kilometre içeri girebilir. Sonrası... Ne ABD ne de Rusya daha fazlasına izin vermez. İdlib ile Afrin birbiri ile çok yakından ilintili. Rusya, ABD ile PKK/YPG'yi paylaşım kavgasına girmiş. Teröristleri tamamen ABD'ye kaptırmaya hiç niyetli değil. Defalarca somut örnekleri ile yazdık. Terör ordusunun elindeki ağır silahlar ve sayıları da ortada. Askeri uzmanlar, "PKK/YPG'nin elindeki tanksavarlar bizde bile yok. Allah esirgesin bir saldırıda zırhlı araçlarımızın içinde askerlerimiz cayır cayır yanar" diyor. Teröristler, Afrin'de de yer altını Cizre, Silopi gibi inşa etmişler. Afrin'e operasyon İdlib'i de tetikler. İdlib'e niye girmiştik?.. Sınırımıza yönelik göç hareketlerini önleyecek ve çatışmasızlık bölgeleri kuracaktık. Daha 3'üncü gözlem evininin kuruluşunu tamamlayamadan sınırımızda 130 bine yakın göçmeni bulduk. Kaynaklar, olası Afrin operasyonu ile bu sayının bir anda 700 bini bulacağını söylüyor. Bu aynı zamanda El Nusra ve benzeri terör örgütlerinin içimize sızma tehlikesi demek. Amanoslar'da gerimizin tehlikeye düşmesi demek... İdlib'in tamamen aleyhimize dönmesi demek. Bakın Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, dün ne dedi;
"Türk meslektaşlarımızın, İdlib'deki gerilimi azaltma bölgesinin çevresine geri kalan gözlem noktalarını yerleştirmeyi de olabildiğince yakın bir zamanda tamamlamasını bekliyoruz. Zira şimdiye kadar sanırım 3 gözlem noktası oluşturdular. Toplam sayılarıysa 20 olmalı. Bu, yöneticilerimizin temasları sırasında konuşuldu. Bize bu işin hızlandırılacağına dair garanti verdiler. Bunun, İdlib'deki durumun istikrar kazanmasına yardımcı olacağını umuyorum."
Bu sözleri iyi niyetle mi okuyacağız?.. Hayır!.. Aynı, biz, şehit olan Mehmetçiklerimiz için gözyaşı dökerken, ABD'nin "sınır ordusu" açıklamasını önümüze süreceği gibi "biz sizi uyarmıştık" diyip kenara çekilecekler.
Bu Türkiye Cumhuriyeti devleti için büyük bir zuldür. "Fırat'ın doğusu ne olacak" sorusunu kimse sormuyor. Kimse bu iktidarın vakti zamanında "Kobani'ye selam olsun" mesajlarını hatırlamıyor. Ayn el-Arab ne olacak?.. Yıllar önce buralara müdahale edip şartlar lehimize iken, koduk mu oturtup operasyonları yapıp neden bugünlerin önüne geçmediniz?.. Ne oldu Fırat'ın doğusu-batısı?..
Algı... Algı... Algı!..
Mehmetçiğin canı üzerinden algı operasyonları oynanmamalı... Mehmetçiğin kanı üzerinden bir seçim hilesine daha baş vurulmamalı... Türk milliyetçileri; aklınızı hamasete kiraya vermeyin...
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar!..
Kaynak Yeniçağ: Mehmetçiğin kanı üzerinden algı operasyonuna girişmeyin!.. - Ahmet TAKAN
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2022
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021