Ahmet TAKAN
Siyaset dünyamızın klasik dümenlerindendir. Her seçim öncesi her bir siyasi parti, milletvekili adayları için seçim kılavuzu hazırlar. Bu ansiklopedi değerindeki (!) yazılı materyalde milletvekili adaylarına seçmenin ayağına gidildiğinde ne yapılacağına dair pek çok kıymetli tavsiyelerde bulunulur. Seçmene karşı nasıl nazik davranılacağı, nasıl alttan alınacağı ne gibi şirinlikler yapılacağı vs.. anlatılır. Esasında bu değerli (!) dokümanterin adı, "seçmene karşı nasıl dansöz gibi kıvırtılır"dır. Pek de haksız sayılmazlar!.. Bizim ahali de kıvırtanı seyretmeyi pek sever. 4 yılda bir eline geçen altın değerindeki fırsatı sonuna kadar değerlendirmeyi de asla ve kata ihmal etmez.
Türkiye'de şöyle bir seçmen mebus ilişkisi vardır. Seçilene kadar o senin kapında bekler, seçildikten sonra da sen onun kapısında su kulesi nöbeti tutarsın... Seçilene kadar sen onun yemeğini yersin seçildikten sonra o senin emeğini yer... Seçilene kadar o senin karşısında el pençe divan durur, seçildikten sonra sen onun karşısında asla ve kata esas duruşunu bozamazsın. Seçilene kadar o senin cep telefonundan, ev ve iş telefonlarından arar hal hatır eder, bir emrinin olup olmadığını sorar, rahmetli babaannenin doğum gününü kutlar, dayına emmine, halana mutlaka selamlarının iletilmesini ister. Seçildikten sonra sen onu aradığında sık sık telefonu meşgule düşer ya da o güzel sesli hanım kız, aradığınız şahsa ulaşılamadığını söyler. İçinizden en torpilli ve hatırlı olanına ise Meclis'teki sekreter hanım "Sayın vekilimin programı çok yoğun. Notunuzu hemen ileteceğim. En kısa zamanda size dönüş yapacağız" der. 1 ay sonra cevaben telefon gelirse Millî Piyango'dan büyük ikramiye çıkmış gibi sevinirsiniz... Seçilene kadar o size "Her zaman emrinizdeyim" der, seçildikten sonra siz ona "Her zaman emrinizdeyiz efendim" diye reverans edersiniz. O, size her seçim öncesi "Pazara kadar değil mezara kadar" deyip yemin billah eder. Seçim sonrasındaki ilk pazar günü hanenize Mart karı yağdığını iliklerinize kadar donarak hisseder ve görürsünüz.
Bu bir Türkiye ritüelidir... Türkiye klasiğidir...
Seçmenin ayağına rövanş maçı fırsatı ortalama 4 yılda bir gelir. Atacağınız bir gole karşılık ilerleyen dakikalarda kaç gol yiyeceğinizi tecrübeyle sabit olmasına rağmen bilemez, kestiremezsiniz.
İstisnalar kaideyi bozmaz ama onca yıllık tecrübenin ardından ben de kendimce partilerin seçim kılavuzuna kıllık olsun diye seçmenin adaylara kılavuzunu hazırladım. Eğer benim ve çevremde etki ettiğim en az 2 bin oyu almak (bu geleneksel Türk seçmen tipinin en önemli iddialarından biridir-aht-) istiyorlarsa aşağıdaki tavsiyelerime titiz bir şekilde uymalarını hasseten rica edeceğim;
1- Posta kutumu, ne olur asla ve kata bakmadığım dandik seçim broşürlerinizle doldurmayın. Göz ucu ile bakmadan direkt yere atıyorum. Kapıcı, temizlik yaparken hem bana hem de size rahmet okuyor.
2- İkide bir cep ve ev telefonuma sesli mesaj bırakmayın. Çünkü daha açar açmaz saydırmaya başlıyor ve daha ilk cümlenizi bitirmeden kapatıyorum.
3- Şu konvoy denen sakilliğe bir son verin. Araba sayınız beni hiç ilgilendirmiyor. Yaşlı annem konvoylarınızdaki gürültüden çok rahatsız oluyor. Hem o konvoy törenlerinden sonra aranızdaki benzin parası kavgalarından da haberdarım.
4- Aşağı mahallede millete Selamun Aleykum, yukarı mahalleye gelince merhaba demeyin.
5- Bir semtte aşure dağıtırken diğer semtte kızarmış tel kadayıfı tatlısı dağıtmayın.
6- Biz sade vatandaşların da günlük bir hayatı olduğunu zamanımızın tümünü sadece sizlere ayıramayacağımızı asla unutmayın
7- Kahve ve hane ziyaretlerinizi lütfen, kısa kes Aydın havası olsun kıvamında tutun. Üstelik ara sıra da vatandaşa söz hakkı verin.
8- Ziyaretlerinizde lütfen amigo ve body guardlarınızı bulundurmayın. Gereksiz kalabalıklar sizin ne kadar güçlü bir adam olduğunuzu göstermez.
9- Günlük hayatınızda ne tarz giyiniyorsanız öyle kıyafetleri tercih edin. Lideri taklit edeceğim, en yakın adamı benim havaları yüzünden yaptığınız kıyafet taklitleri çok komik oluyor.
10- Özgürlük, demokrasi, adalet palavraları sıkmayın. Ekonomiyi anlatırken cari açık, ithalat-ihracat dengesizliği, gayri safi millî hasıla, kişi başına düşen millî gelir gibi cilalı kavramlardan bahsetmeyin. Karın doyurmuyor.
11- "Liderimiz sayın.... dedi ki" diye başlayan cümlelerden uzak durun. Sizden bir şey varsa anlatın.
12- Ne olur, vatan, millet için bu göreve talip olduğunuzu söyleyip durmayın. Hele hele bir kereliğine memleket için projelerinizi hayata geçirmek için aday olduğunuzu eğer yapamaz iseniz hemen köyünüze döneceğinizden hiç bahsetmeyin. Bir kere o mebusluk koltuğuna oturanın liderler tarafından nasıl formatlandığını biliriz. Sonra, bir dahaki seçimde aday listesinde adını göremeyenlerin ne hallere düştüğünü de....
13- Sadece elimi sıkmakla yetinin. Kucaklamaya sakın ha sakın kalkmayın. Bıktık usandık. Bari seçim öncesi kucaklanmamanın zevkini yaşayalım.
14- Yukarıdaki maddelere bakıp da, "Bu adam kılın teki. Gidip de boşa zamanımızı harcamayalım" demeyin.
Çok darılırım!.. Mutlaka beklerim. Hele iktidar partisi adayıysanız. Gelmezseniz gönül koyarım. Beni o yarım elma gönül alma babından küçük hediye keseciğinden mahrum bırakmayın. Malum ekonomik kriz de var. Bu fırsat elimize 4 senede bir geçiyor. Hediye keseciğini çeyrekten yarıma çıkarırsanız arkamdaki 2 bin oy sizin olabilir. Eh, ne de olsa ben bir Türkiye seçmeniyim!..
Kaynak Yeniçağ: Bu da seçmenin kılavuzu!.. - Ahmet TAKAN
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021