Ahmet TAŞGETİREN
CHP kurultayının ortaya koyduğu sonuç pek çok çevreye “CHP nereye?” sorusunu sorduruyor. Ankara siyasetini, özellikle de CHP dünyasını iyi takip eden gazeteci- yazarlardan Habertürk’ün Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya’nın tespitleri bence çok önemli. Şöyle yazmış Sarıkaya:
“CHP kurultayından çıkan sonucun özetini yapmak gerekirse...
Kurultay Başkanı Murat Karayalçın’ın deyimiyle “orta siyaset tuzağına” düştü...
Dördüncü devrimi yapmak için yola çıkmışken, üçüncü dönem kapanına bastı.
Bir zamanlar sosyal demokrat ilkelerin kavgası verilen CHP, hiziplerin kavgasıyla karşılaşmıştı; bununla baş etmek isterken daha tehlikeli güzergâha, aşırı kimlikleşmiş, bireysel kavganın öne çıktığı üçüncü yola saptı.
Bundan çıkmak da kolay değil; çünkü bu yapı bir de katı ideolojik solla bütünleşti.
Özetle, mikro ekonomiye odaklı, 1970 tipi sol ideolojiyle bütünleşik, hemşericiliğe dayalı aşırı kimlikleşmiş, bireysel politikanın ön aldığı yapı oluştu.
CHP’de fikir siyaseti yerine, “toplumların deli gömleği ideoloji” kazandı.
Özetle Kılıçdaroğlu, ileriye dönük umudunu yaşatmak için güçlenmedi, salondaki listesi gibi yalnızlaştı.”
Bence Sarıkaya’nın “hemşericiliğe dayalı aşırı kimlikleşmiş, katı ideolojik solla bütünleşmiş” tanımlamaları ile işaret ettiği bu sonuç, Kurultay’da ortaya çıkan bir sürpriz değil. Aksine bir tür “Perşembenin gelişi...” türünden gelişen bir hadise.
7 Haziran öncesinde milletvekili listesi belirlemek için CHP’de yapılan ön seçim sonrasında ortaya çıkan sonuç bugünlerin gelmekte olduğunu haber vermişti aslında. Bunu 1 Nisan 2015 tarihindeki yazımda “CHP’nin yeni profili” diye not etmişim. Bugün Muharrem Sarıkaya’nın kurultay sonrası için yazdıklarını başka bir dille ben o gün önseçim sonrasında ifade etmişim. Bakın işte şöyle:
“CHP’nin ön seçimi kaçınılmaz olarak parti içindeki odaklaşmaların etkisi altında gerçekleşecekti, nitekim öyle olmuştur. 750 bin partilinin yüzde 50-60’ının oy kullandığı bir seçimden söz ediyoruz. Bunların “bir şekilde” aktif hale getirilmiş partililer olması tabiidir. Dolayısıyla CHP’deki ön seçimin, CHP’ye oy veren kitlelerin eğilimini yansıttığını söylemek bile zordur... Denebilir ki, 45 ilde CHP’ye oy verecek olanlar, aşağı yukarı belli motivasyonlarla hareket eden 400 bin partilinin seçtiğini seçeceklerdir.
Nasıl bir profil çıktı ön seçimden, diye sorulursa, ona dair ilginç tespitler bulunuyor;
- İlk sıralarda mezhebi ağırlık mesela en çok dikkat çeken hususlardan birisi. Buna göre parti bünyesindeki Alevi odaklaşma, ön seçimde yoğun çalışma göstermiş ve belli isimlerin tepe noktalara yerleşmesini temin etmiş.
- Böyle dar kapsamlı seçimlerde, Türkiye genelinde memleketçilik de etkin bir motivasyon unsurudur. Partili, ne de olsa “senin için çalıştım” diyebileceği, kendi memleketinin milletvekiline daha kolay ulaşacağını düşünür ve onu seçmeye özen gösterir. O sebeple, sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için CHP listelerinin seçilecek yerlerinde memleket yoğunlaşmasına bakmak gerekiyor.
- Ön seçimde, gezi vs gibi toplum olayları sırasında Halk TV’ye çıkma olayının da etkin bir tercih unsuru olduğu görülüyor. Bunun da CHP’ye “sokak eylemciliği” gibi bir vitrin malzemesi sunacağı muhakkak.
- Ön seçimler CHP’nin klasik isimlerinin, bu arada Osman Korutürk gibi, Kılıçdaroğlu tarafından partinin diplomasi ayağı bulunsun diye devreye sokulan, Süleyman Çelebi gibi DİSK menşeiyle parti bünyesinde yer alan, özellikli simalarının tasfiyesini de getirmiş durumda. Olan biteni, Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin bir yüzünü ön seçim giyotininde tasfiye etmesi olarak değerlendiren CHP’lilerin yaklaşımını çok da yabana atmamak gerekiyor.”
Son bildiri olayında, CHP’nin önemli bir kesiminin duygu dünyasını yansıttığını düşündüğüm Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun CHP çizgisinden çok farklı bir yerde durması da partideki farklılaşmayı çok net biçimde ortaya koyuyor. İhsan Özkes, “CHP bir azınlığın eline geçiyor” demiş. Bunu Bekaroğlu’nun diyeceği günler de uzak olmamalı.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025