Ahmet TAŞGETİREN
"Kürt kapanı” başlığını koymuş Ali Bayramoğlu Yeni Şafak’taki yazısına. Irak’taki “Kürt yapılanması”ndan sonra ABD ve Rusya’nın ebeliğinde Suriye’de de benzeri bir yapının “Türkiye’ye rağmen” doğmakta olduğunu, bunun Türkiye’nin tavrı açısından adeta bir “Kapan” niteliği kazandığını belirttikten sonra yazısını şöyle noktalıyor:
“Türkiye’nin bölgeye, Kürt hareketlerine bakışını, Kürt meselesine, geleceğe dair okumalarını, paradigmalarını gözden geçirme zamanı gelmedi mi?
“Bu bir zorunluluk değil mi?” (Yeni Şafak, 13 Şubat 2016)
Bayramoğlu’nun düşünce formatına benzer bir değerlendirmeyi, Vahap Coşkun Yeni Yüzyıl’da “Irak’taki hata (!)” başlıklı yazısı ile ortaya koyuyor. O da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “1 Mart tezkeresini reddederek Irak’ta yanlış yaptık” sözünden yola çıkıyor, bunun orada bir Kürt yapılanmasına karşı çıkmak anlamına geldiğini, oysa o yapının şu anda “Bölgede Türkiye’nin en sağlam müttefiki, en büyük kazanımı” olduğunu belirtiyor, buradan Suriye’deki Kürt yapılanmasına karşı çıkmanın, hatta bunun için savaşı göze almanın tehlikesine dikkat çekiyor.
Her iki yazarın satır araları okunduğunda “Irak’taki Kürt yapılanmasına karşı çıktık ama şimdi onlar en iyi dostumuz, Suriye’de o yanlışı yapmayalım” gibi bir sonuç çıkıyor.
Bu değerlendirmenin bir sonraki adımında Suriye’deki PYD yapılanmasını sınırlarımızda “Dost” bir yapı oluşumu gibi görme telkini var. Bu telkin şu anda HDP’nin de sahiplendiği bir görüş.
Ali Bayramoğlu’nun da Vahap Coşkun’un da HDP’nin duruşunu benimseyen kişiler olmadığını biliyorum. Onlarınki bir düşünsel açılımı ifade ediyor.
Belki küresel güçlerin projeleri dikkate alındığında Suriye’de bir PYD yapılanması kaçınılmazsa, böyle bir “kapan” oluşturulmuşsa, “direniş faydasız” gibi bir gerekçeye de dayanıyor.
Ancak arkadaşlarımızın “safiyane” diye, “HDP -KCK projelerinden bağımsız” diye okuyabileceğimiz bu analizlerinin “Türkiye ayağı” konusunda da ilerletilip ilerletilmediğinin anlaşılması gerektiğini düşünüyorum.
Bilinen bir gerçek şu ki, terör örgütü, silahlı yapıyı çekmemek ve çözüm sürecinin en önemli ayağını devreden çıkarmak, üstelik “hendek kazıp barikatlar kurup, özyönetim ilan etmek” suretiyle Türkiye’ye karşı başlattığı son hamlesini, “Bölgede Uluslararası odaklar tarafından Kürtlere yeni bir stratejik alan açıldığı” varsayımına dayandırdı. Bu yaklaşımın onların ifadesiyle “Rojava ile sembolleştirilen Suriye Kürdistanı ile Türkiye Kürdistanı arasında müşterek bir yapı oluşturma amacına yönelik olduğu” da gizlenmiyor. Kaldı ki hem Türkiye’deki terör yapılanması hem Suriye’de ABD-Rus himayesinde Kürt iradesine el koyan PYD-YPG aynı örgütsel çatı içinde bulunuyor. (Tolga Şardan’ın dün Milliyet’te yer alan araştırması)
Türkiye’nin güvenlik mahfilleri de olayı böyle okuyor.
Burada “Suriye’de paradigmayı değiştirme zamanı” gibi düşünen-yazan arkadaşlarımızın, “Türkiye öncelikli” bir düşünce disiplini içinde olduklarını ortaya koyabilme bağlamında güvenlik mahfillerine şu güvenceyi de veriyor olmaları lazım:
- Suriye’deki PYD-YPG yapılanması asla ve kat’a yakın - uzak vadede Türkiye için bir risk oluşturmuyor.
Bunu diyebilmek için tabii ki, PYD-YPG yapılanmasının, PKK ile ilişkisinin bulunmadığını ya da PKK’nın da Türkiye için bir tehdit oluşturmadığını ortaya koymak lazım.
Belki bunun için de ABD-Rus desteğine mazhar oluş hadisesinin Türkiye için ne anlama geldiğini çözmek, bununla birlikte bunun özellikle ABD tarafından “Dost, müttefik Türkiye’ye rağmen” sürdürülmesinin izahını yapmak lazım.
Bence arkadaşlarımızın görmediği bir diğer konu da Suriye’de PYD’ye “Kürt temsili” payesinin kolayca verilmesidir. Bunun Türkiye’de PKK-HDP’nin Kürt temsilini gasp etmesine benzer bir durum oluşturduğunu görmemek de bence “safiyane” bir yaklaşım oluyor.
Evet, Ortadoğu’da, Türkiye etrafında ciddi bir sıkışma söz konusu. Küresel güçler bölge ile oynuyor. Örgütlerle oynuyor. Bu ortamda aydınlara daha titiz bir fikri insicam zarureti gerekiyor.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025