Akif BEKİ
Demirel’in dillere destan demagojileriyle kafa bulan bir ironiydi. “Kendim için bir şey istiyorsam namerdim diyen adam ne istiyor” denirdi.
Şimdi zamane demagogları kapladı ortalığı, gülünçleşmede rahmetliden el almışlar dersiniz...
Yeniyetme mugalatacılar diyorum onlara; Demirel abra kadabracılığının medyatik varisleri, laf kalabalığına getirip asıl meseleyi gözden kaybetme, çarpıtıp saptırarak arada kaynatma sanatının çırakları.
“FETÖ’yle mücadele varken başka mücadeleye gerek yok diyenler aslında ne diyor” cümlesine takla attıracak kadar ilerlettiler odak kaydırma işini.
“Emperyalizmle savaşırken milletten toplanan vergilerin doğru harcanıp harcanmadığını sormak vatana ihanettir diyenler neye ihanet ediyor” dedirtecek kadar abarttılar cerbezeye vurup kafa karıştırma gevezeliklerini.
New York’taki mahkeme tiyatrosunu tanımamak gibi haklı bir çağrıyı, Zarrab’ın saçtığı rüşvet iddialarını da hokus pokus yok hükmünde göstermeye çalışarak gölgeliyor, el çabukluğuyla güya göz boyuyorlar.
Eski bir hukuk terimi olan ‘keenlemyekün’, ağızlarından düşürmedikleri tılsımlı sözcük. Yerli de yersiz de kullanıyorlar sihirli güçlerini, ‘Yok hükmünde’dir deyince sanki kapanıyor üstü...
“FETÖ de hain darbe girişimlerine yolsuzlukla mücadele süsü vermişti. Öyleyse her yolsuzluk iddiası, her rüşvet suçlaması, vergi paralarının hesabını sorma kılıfına sokulmuş bir darbe girişimidir, FETÖ ağzıyla konuşmaktır, FETÖ yöntemleriyle saldırmaktır” düz mantığıyla yönetenlerden hesap sormayı gayrimeşrulaştırıp mahkum ediyorlar.
“Küresel emperyalizm diz çöktürmek istiyor, hedef Türkiye. Öyleyse ölüm kalım savaşı verirken devleti yönetenlerden bazı işlerin izahını istemek, emperyalizme maşa olmaktır, işgalcilerden yana olmaktır, düşmanı tutmaktır, operasyoncuları savunmaktır” gibi deli saçması akıl yürütmelerle göz açtırmıyor, serbest tartışmayı kriminalize edip sorgulamayı imkansızlaştırıyorlar.
DAHA NE İNCİLER NE İNCİLER
“FETÖ’den büyük yolsuzluk şebekesi mi, dolandırıcılık çetesi mi olur; FETÖ’yle mücadele ediliyor işte, daha ne yolsuzlukla mücadelesi” argümanından başlayın...
FETÖ’yle mücadele yolsuzlukla mücadelenin de yerine konuyor; biri olunca diğerine ihtiyaç ortadan kalkarmış, emperyalizme direniş başlayınca rüşvete direnç göstermeye gerek kalmazmış gibi...
Vatan savunması dolayısıyla şeffaflık rejiminin kapısına ‘meşgulüz’ tabelası asılıp kapatılabilirmiş sanki.
Mücadele tek cephede olurmuş, o görev de FETÖ’yle mücadeleye tahsis edildiğinden elde yolsuzluğa ayıracak mücadele lüzumu kalmamış sanki.
Hatta sanki anti-FETÖ’cülük ve anti-emperyalizm, dürüstçe yüzleşme talebini askıya almaya ruhsat veren bir işlev görüyormuş gibi.
Gözlerimizin içine baka baka, ‘savaş’ koşulları nedeniyle hesap sorma hakkından vazgeçmeyi dayatıyorlar, dünyanın en olağan şeyiymiş, buna doğuştan hakları varmış gibi pervasız hem de.
Medyada böyle savunulmayı ne Cumhurbaşkanı Erdoğan ne partisi ne de Türkiye hak ediyor oysa, içerdiği ima ve yakıştırmalar tümüne haksızlık. Olsa olsa bir iktidar nasıl savunulmaza örnek olur bunlar.
Bir pabucu büyüğe okutsunlar derim kendilerini, bu akıl terazisi bu propaganda sıkletini çekmez zira.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025
3.04.2025
28.03.2025