Akın ÖZÇER
Alfabemizde kullanılmayan bir harf x. Buna karşılık, tüm dillerde olduğu gibi cebirde bilinmeyeni temsil ediyor. Türkiye’de özellikle son yıllarda genel ve yerel seçimlerin ve referandumun sonuçlarını belirlediği için “X kuşağı” dediğim seçmen kitlesinin biliniyor olması gerekiyor aslında. Bu seçmenin ne istediği, kime neden oy verdiği değerlendiriliyor ve siyasi partilerce hesaba katılıyor olmalı diye düşünüyorum ama öyle değil. Ana muhalefet cephesinde, “Y kuşağı” denilen, zekâlarına ve sosyal medyadaki ustalıklarına övgülerde bulunulan genç bir kuşağın AK Parti’nin sandığa hâkimiyetini değiştireceği umudu köpürtülüyor ama X kuşağı hiç göz önüne alınmıyor.
Y kuşağı Amerikan kültüründen esinlenilerek üretilmiş bir kavram aslında. ABD’de Vietnam savaşı sonrasında doğmuş olan 75-80 kuşağını temsil ediyor. Türkiye’de ise bu kuşağı 90’ların gençlerinin oluşturduğu söyleniyor. Anketlerde yüzde 75’inin CHP’ye sempati duyduğu görünüyor ama apolitik bir kuşak olarak tanımlanıyor artık nasıl oluyorsa. Özgürlük söylemlerine bakarak demokrasi ve temel hak ve özgürlükleri bütüncül biçimde kucakladıklarını düşünüyorum ama öyle değil sanki. Evet, kendi özgürlüklerine önem, yaşam tarzlarına karışılmasına da tepki veriyor. Sıkıyönetim altında geçmiş olan gençliğimizde asker durdurur da kendi anlayışına göre uzun bulduğu saçlarımızı sıfıra vurur diye ara sokaklardan yürüdüğümüz günleri anımsadıkça haklı olduklarını düşünüyorum. Çarşıdan içkisini ne zaman alacağına karışılmamalı, kürtaj imkânları kısıtlanmamalı, ilerde kaç çocuk yapacağıyla ilgili lâf edilmemeli, kısaca özgürlüklerine dokunulmamalı; çünkü bunlar başkalarını ilgilendirmiyor. Onlar da başkalarının özgür olup olmamalarıyla ilgilenmiyor buna karşılık.
Bazı siyaset sosyologlarına göre, ilk defa oy kullanacak bu kuşak seçim hesapları yapanlar tarafından mutlaka göz önüne alınmalı. Evet, doğru ama bu kadar abartmaya da gerek yok. Gezi’nin ilk birkaç günü çevre duyarlılığıyla hareket ettiğini gördüğümüz bu kuşak her gün bir semtte bir vesileyle devam ettirilen sokak gösterilerinde başrolde değil. Şiddet ortamını canlı tutmak için eylemleriyle sokaklarda boy gösterenler Y kuşağına mensup olmadıkları gibi sandığı muhalefet lehine etkileme yetenekleri de yok. Seçmenin şiddetin faturasını iktidara kesmesinin bazı koşulları var ve bunu değerlendirecek olan, Y kuşağı ve bu kavramın ardına gizlenen sokak eylemcileri değil; yine hesaba katılmadığı anlaşılan X kuşağı.
X kuşağının genelde öncelikleri
X kuşağı ile kastettiğim, Y kuşağından önceki, dolayısıyla daha yaşlı bir kuşak değil. X harfini burada muhalefet hesaba katmadığı için “bilinmeyen” ya da “bilinmek istenmeyen” anlamında kullanıyorum. Türkiye’de öncelikleri ve talepleri Meclis’te temsil edilen –BDP dışındaki- muhalefet tarafından göz önüne alınmayan bir seçmen kitlesi var. Bu kitle, CHP ve MHP gibi “status quo ante” dediğimiz eski düzeni geri getirmeye yönelik politikalarını değiştirmemekte ısrar eden partilere dünyada oy vermiyor. X kuşağı seçmeni, “Başbakan’a diktatör der, hatta Hitler’e benzetir, böylece AK Parti’yi yıpratırız, onlar da gelir bize oy verirler” şeklinde özetlenebilecek bir politikaya da oy vermiyor. Başbakan’a hayran olduğundan, hiç hata yapmadığını düşündüğünden değil aslında. Birincisi abartıdan, gerçekleri olduğu gibi değil ters yüz ederek sunan politikacılardan hoşlanmadığından; ikincisi ve belki daha da önemlisi, iktidarı tek başına değil muhalefetle birlikte değerlendirdiğinden.
X kuşağının bu değerlendirmede temel önceliği, bugüne kadar ağır aksak da olsa edinilmiş demokratik kazanımların olası bir iktidar değişikliğiyle kaybedilmemesi. AK Parti’nin demokratikleşmede hızlı mesafe kaydedemediği, bazı alanlarda başarılı, bazılarında başarısız olduğu bir gerçek. Ama bir de değişime karşı çıkan bir CHP ve MHP gerçeği var bu ülkede. Bir gram değişiklik yapmadan seçmene on yıldır dayattıkları parti programları demokratik kazanımlar konusunda geriye gidişi o kadar net ortaya koyuyor ki X kuşağının AK Parti’den başka seçeneği kalmıyor.
Yerel seçimler, yerelliğinden ötürü adayları siyasi partilerin önüne çıkarır ama demokratik ülkelerde aynı zamanda iktidar partisinin icraatının bir ölçüde değerlendirildiği bir halkoylaması niteliği de taşır. Seçmen iktidar partisinin iki ya da duruma göre üç yıllık performansını beğenmiyorsa ve bunu bir mesaj olarak duyurmak istiyorsa, yerel seçimlerde oyunu muhalefet partilerinden birine verebilir. Arzu ediyorsa sandığa gitmeyerek iktidar partisinin oyunun oransal olarak düşmesine ve bundan bir ders çıkarmasına katkıda bulunabilir. İktidar partisini şu veya bu gerekçeyle cezalandırabilir kısacası. Peki, önümüzdeki yerel seçimlerde iktidarın cezalandırılması olasılığı var mı?
X kuşağının yerelde öncelikleri
Belirli koşullar oluşsaydı, böyle bir olasılık gerçekleşebilirdi elbette. Şart kipini kullanmamın nedeni, bu koşulların başında CHP ve MHP’nin politikalarından siyaset yapma tarzlarına kadar kendilerini yenilemeleri gereğinin geliyor olması. X kuşağından yerel seçimlerde kendilerini değiştirmemekte ısrar eden siyasi partilere şans vermesini beklemek hayal olur. Çünkü bu kuşak, yukarda belirttiğim gibi, uygulamalarının tümünü beğendiği, tasvip ettiği için değil, bir ölçüde MHP ama özellikle CHP değişmediği için AK Parti’ye oyunu veriyor. Yani yerel seçimlerde mesaj verme ihtiyacı duyduğu parti yine iktidar partisi değil ana muhalefet partisi.
Buna karşılık, Genel Başkanı’nı tasvibi mümkün olmayan bir videokaset skandalıyla değiştiren, bu nedenle yenileneceği beklentisi yaratan ama değişmemekte ısrar eden bir parti CHP. Demokrasi kavramını bolca kullanıyor ama içini doldurabilmiş değil, belki de hiç niyeti yok. Öyle bir dönemdeyiz ki bu konudaki eksikliğini saklamasına da imkân bulunmuyor; çünkü bir yandan yürü (yeme) yen yeni anayasa çalışmaları var. Komisyonda yaptığı önerileri görüldükçe, demokrasi sözcüğünün CHP’nin eski mönüsüne dâhil ettiği yeni bir sos olduğu anlaşılıyor.
CHP’nin eski düzeni savunma tutkusu sadece anayasa çalışmalarındaki pozisyonundan değil, ayrıca Ergenekon davaları sanıklarına verdiği destekten de anlaşılıyor. CHP’nin bu politikalarıyla aldığı oy oranı ortada. X kuşağı aslında anayasa paketi referandumunda ve genel seçimlerde CHP’ye anlayacağı dilde net bir değişim mesajı vermişti. Ancak CHP buna kulak asmadığı gibi, şimdi AK Parti’yi sokak gösterileriyle sıkıştırarak, toplumda kutuplaşmayı tırmandırarak olumlu sonuç alacağına inanıyor. Hatta içlerinden bazıları partinin anketlere yansıyan içler acısı durumuna karşın bulutların üstünde uçacak kadar büyük hayaller görüyor. Eski Türkiye cephesinde yanlış üstüne yanlış adım attıran bir algı sorunu var anlaşılan.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023