Akın ÖZÇER
İspanya’nın saygın referans gazetesi El País “Yüzyılın Sultanı” ilan ettiği seçilmiş Cumhurbaşkanı (http://internacional.elpais.com/internacional/2014/08/10/actualidad/1407701225_018080.html) üzerinden Türkiye’nin uluslararası imajını yerle bir ediyor. Konuyu böyle görmeyen ve Erdoğan’ın uluslararası kamuoyunda yıpratılmasının en azından AK Parti’nin iktidardan uzaklaştırılmasına hizmet ettiğini düşünenler olmalı ki gazetenin Sultan dizisine şevkle katkıda bulunuyorlar. Görkemli yeni Cumhurbaşkanlığı binası, kulaklara fısıldanan çoğu uydurulmuş ayrıntılarla, “Sultan” için biçilmiş bir “Saray” işlevi görüyor. Bunları benim de görüşümün sorulduğu bir önceki dizi nedeniyle biliyorum. (http://internacional.elpais.com/internacional/2014/10/29/actualidad/1414610916_795694.html)
Bu dizi, dünyada İspanyolca konuşan yaklaşık 400 milyon insanın ilgisini olasılıkla “Muhteşem Yüzyıl” dizisinden bile daha fazla çekiyor ki gazete “Sultanlı” yazılarına devam ediyor. Bunlardan sonuncusu (http://internacional.elpais.com/internacional/2014/11/25/actualidad/1416943986_040535.html) önceki gün yayınlandı.
Yazının giriş paragrafında özetle Sayın Erdoğan’ın “taşkın kişiliği için” parantez içinde tarafsız bir makam olduğu belirtilen cumhurbaşkanlığının küçük kalmışa benzediği vurgulanıyor. Erdoğan’ın seçimden önce eski Türkiye’nin geçmişte kaldığını ve hedefinin yeni bir Türkiye yaratmak olduğunu söylediği hatırlatılıyor. Paragrafın son cümlesi şöyle: “Bugün öyle görülüyor ki bu ‘yeni Türkiye’ yeni Cumhurbaşkanı’nın muhafazakâr görüşleri ve dinsel idealleri ile örtüşmek durumunda.”
Bu cümle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadın-erkek eşitliği ya da eşitlik değil ama eş değerliliği üzerine söylediği sözlere geçişi sağlıyor. Serbestiyet’te ayrıntılı olarak ele alındığından bu konu üzerinde fazla durmak istemiyorum ama konuşmayı ilk dinlediğimde yanlış anlaşılacağını ve kötüye kullanılacağını sezinlemiş ve cumhurbaşkanı danışmanlarının bu konuda ne düşündüklerini merak etmiştim.
Yazının devamı tahmin edileceği gibi Erdoğan’ın İslami referanslarının “Atatürk’ün 1923’te kurduğu Cumhuriyet’in seküler ilkeleriyle çatıştığı ve Türk toplumunun önemli bir bölümünü kaygılandırdığı” noktasına kadar gidiyor. Gazete bu konuda da birkaç soru üzerinden görüşlerime başvurmuştu. Bana yöneltilen soruları, yazıyı kalem alanların düşünce yapısını aktarması açısından aşağıda aktarıyorum:
1) Cumhurbaşkanı Erdoğan sizce kamusal alandaki konuşmalarının provoke edeceği tepkilere gerçekten hiç önem vermiyor mu?
2) Yoksa Sayın Erdoğan, daha birkaç ay önce seçilmiş olduğu halde bu tür konuşmalar yaparken sadece kendisine oy verenlere hoş görünmeyi mi düşünüyor?
3) Sayın Erdoğan sizce Cumhurbaşkanlığı görevini olması gerektiği gibi yerine getiriyor mu?
4) Sayın Erdoğan’da 2003’te Başbakan olduğundaki Türkiye’yi demokratikleştiren politikacıdan eser kaldı mı?
Gazete bu sorulara verdiğim yanıtların tümünü yayınlamış değil. Yazıda bana atfen “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çeşitli konulardaki fikirlerinin tümünü ve örneğin cinsiyet eşitliği konusunda olduğu gibi bunları takdim tarzını paylaşmıyorum. Ancak Türkiye’nin mevcut gündemini değiştirmek ve gerçek sorunlarını gizlemek için Erdoğan’ın haksız şekilde şeytanlaştırılmasını da kabul etmiyorum” cümleleri yer alıyor.
Bana soruları yönelten İspanyol gazeteciye göre Türkiye ve yurt dışındaki diğer analistlerin Erdoğan lehinde ya da aleyhinde beyan ettikleri görüşler son derece abartılı. Bu nedenle Madrid’deki gazete yönetimi bir ayıklama yapıyor. Ama aleyhteki görüşlere ağırlık veriyor olmalı ki yazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki tek olumlu görüş benim iki cümleden oluşan paragrafımdan ibaret kalıyor.
Seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın –oy vermiş olalım, olmayalım- yabancı basında son derece abartılı bir yaklaşımla “sultanlaştırılarak” Türkiye’nin imajına darbe indirilmesini kabul etmek mümkün değil. Özellikle, Türkiye’nin imajını asıl olumsuz yönde etkileyen ve bu nedenle mutlaka çözmesi gereken demokrasi sorunları ve yapmakla yükümlü olduğu yeni bir anayasa varken.
Ama aynı zamanda kabul etmek gerekir ki cumhurbaşkanımızın ve diğer politikacıların iç siyaset arenasında olduğu gibi uluslararası alanda da bu tür olumsuz değerlendirmelere malzeme veren söylemleri oluyor. Sultan dizisini yapan İspanyol gazetesinin bana ve olasılıkla görüşlerini sorduğu diğer kişilere yönelttiği yukarıda aktardığım sorular bu tür hatalardan kaçınılması için ne yapılması gerektiği bakımından bir gösterge oluşturuyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025