Akın ÖZÇER
Geçen yazımda ETA’nın siyasi kolu, yasa dışı ilan edilen son adıyla Batasuna’nın Başkanlık Divanı sözcüsü Arnaldo Otegi’nin siyasi yaşam öyküsünü aktarmıştım. Başvurusu AİHM tarafından reddedilen Batasuna, daha sonra Sortu adıyla yeniden doğmuş bulunuyor. Yeniden doğmak bu partiyi tanımlamak için belki de en doğru ifade. Sadece Sortu Baskçada “yeniden doğmak” anlamına geldiğinden değil; ETA bu arada silahlarını kesin olarak bırakmış olduğu için elbette.
Arnaldo Otegi “teröre övgü” ve “terörizmi yüceltme” suçlarından hapis cezalarına mahkûm olduğu için yaklaşık yedi yıldır daha önce de defalarca girip çıktığı cezaevinde bulunuyor. Sortu sözcülüğü de dava arkadaşlarınca ona lâyık görülmüş olduğundan bu makam şimdilik aktif siyasete döneceği tarihe kadar boş tutuluyor. Ama gelecek yıl bahar aylarında tahliyesi beklenen Otegi’nin aktif siyasete ancak 2022’de dönebileceği anlaşılıyor.
Arnaldo Otegi’den söz etmemin nedeni, geçen yazımın son bölümünde de altını çizdiğim gibi, Bask milliyetçi ailesinin “abertzale (yurtsever) sol” tabir edilen ve ETA’nın toplumsal tabanını oluşturan kesiminin Gerry Adams’ı olması. Başka bir deyişle ETA’nın bağımsız bir Bask devleti kurulması için sürdürdüğünü iddia ettiği “silahlı mücadeleye” son vermesinde başat rol oynamış bulunması.
Yazımın başlığındaki soruyu, PKK’nın siyasi kolu, son şekliyle “Türkiyelileşme” iddiası taşıyan HDP’nin Eş Başkanı Sayın Demirtaş’ın ya da parti içinden başka bir siyasetçinin PKK’ya silah bıraktırıp bıraktıramayacağı olarak anlamak da mümkün. Aslında bu başlığın, Kürt ve Bask sorunlarını etnik-kültürel temelde benzer kabul eder, ETA ile PKK ve bu iki terör örgütünün siyasi kolları arasında paralellikler kurarsak bir anlam taşıdığına kuşku yok.
Benzeyen ve farklılaşan noktalar
Kabul etmek gerekir ki, Kuzey İrlanda sorunundan biraz farklı olarak, Bask ve Kürt sorunları, etnik/kültürel farklılıkları olan toplumların tanınması gereken demokratik hakları bağlamında oldukça benzeşiyor. Ama bu benzerliğin ancak zaman unsurundan soyutlandığında bir anlamı var. Bask sorunu İspanya’da özellikle iç savaş ve Franco diktatörlüğü döneminde (1936-1975) keskinleşmiş ve 1978 anayasasıyla demokratik haklar bağlamında büyük ölçüde çözümlenmiş bir sorun. Oysa 1980 askeri darbesiyle, Türkiye’nin Kürt sorununa İspanya’nın artık geride bıraktığı Franco rejimindekine benzer açıdan bakmaya ve demokratik hakları inkâr ederek sorunu askeri yöntemlerle çözebileceğine inanmaya başladığını görmek mümkün.
Bu durum Helsinki Zirvesi ile başlayan reform sürecinde olumlu yönde değişiyor ve son yıllara kadar yapılan anayasa değişiklikleri ve yasal düzenlemelerle Kürt sorunu demokratik haklar bağlamında önemli ölçüde aşılıyor. Geriye sadece bu hakların anayasal güvenceye kavuşturulması kalıyor.
Terör örgütlerinin tutumlarına gelince, ETA son döneme kadar İspanyol anayasasının dayandığı Alman “Land” sisteminden esinlenen “özerklikler devletine”, bağımsızlık yolunu kapattığı gerekçesiyle karşı çıkıyor. Siyasi-askeri (Pm) kanadı kendini feshetmeyi ve siyasi bir partiye (Euskadiko Esquerra) dönüşmeyi kabul etse de, askeri (m) ETA önce bağımsız Bask devleti, daha sonra kendi kaderini belirleme hakkının anayasaya yazılması için terörü sürdürüyor.
PKK ise başlangıçta bağımsız Kürt devleti için silahlı mücadeleye başlıyor ama daha sonra bu pozisyonunu değiştirerek Türkiye içinde demokratik çözümü savunmaya geçiyor. Böylelikle demokratik bir devlete karşı bağımsızlık mücadelesi veren ETA’dan ayrışıyor. Federalizmin gerisinde “demokratik özerklik” olarak adlandırdığı bir yerelleşme talebiyle ılımlı bir tutum benimseyen PKK, İspanya’da olsa, 78 anayasasının altına imza atacak gibi yanıltıcı olduğunu ancak son dönemde anlayabildiğimiz bir izlenim yaratıyor.
Yanıltıcı dememin nedeni, PKK’nın özerkliğe geçmenin demokratik ülkelerde esas itibariyle anayasa konusu olduğunu bildiği ve 7 Haziranda siyasi kolu 80 milletvekili çıkardığı halde Çözüm Süreci’ni bir yana bırakarak silah zoruyla ilçe bazında “özyönetim” ilan etmeye kalkışması. Suriye’nin kuzeyindeki kantonların benzerlerinin silah zoruyla Türkiye içinde de kurulmak istenmesinin demokratik bir çözümle yakından uzaktan ilgisi yok elbette.
PKK demokratik bir çözümden yana olsaydı, HDP aracılığıyla mümkünse İspanya’dakine benzer bir özerkliğe dayanan demokratik bir anayasa yapılabilmesi için kesin silah bırakma yolunda somut adım atarak çözüm istediğini Türkiye seçmenine ispat etme yoluna giderdi.
Terör örgütlerinin siyasi kollarının tutumuna bakarsak, Herri Batasuna ve türevi partiler, hayalî de olsa, sürekli olarak bağımsız Bask devletinin kurulmasına yönelik siyasi talepleri yineledi. Bağımsızlığa varmak siyaseten mümkün olsa da kolay değil. Bunun için anayasayı beşte üç çoğunlukla değiştirmek gerekiyor.
PKK’nın Anayasaca Mahkemesi tarafından son ikisi hariç hepsi kapatılan HEP ve türevi siyasi kolları ise, çoğu demokratik bir ülke olabilmek için gereken temel haklara ilave olarak, yerelleşmeyi ve bu bağlamda İspanyol usulü özerkliği savundu. Bu partilerin İspanya’nın 78 anayasasının altına imza atacaklarını belirten siyasetçileri oldu. Ama bu siyasi partiler, teröre övgüden çok, “özerklik eşittir ayrılıkçılık” gibi son derece yanlış bir yaklaşımla kapatıldılar ne yazık ki.
Türkiye’de siyasi partilerin kapatılmasını güçleştiren 12 Eylül 2010 referandumundan sonra kurulan BDP de benzeri bir çizgi izledi ama daha sonra yerini HDP’ye bıraktı. HDP de tam çözüm yolu açılırken 7 Haziran seçimleri arifesinde bu politikayı değiştirdi. Kürt sorunu ile yakından uzaktan ilgisi olmayan başkanlık sistemi ve daha sonra da Erdoğan ve AK Parti karşıtlığına dayalı yeni bir stratejiye yöneldi. Oysa Erdoğan ve AK Parti ile Çözüm Süreci’ni yürütüyordu ve yanına geçtiği muhalefet cephesi de çözüme karşı çıkıyordu.
PKK “devrimci halk savaşı” başlatmak ve Türkiye’de Suriye’dekine benzer kantonlar kurmak üzere teröre yeniden başlayınca, HDP savaşı başlatanın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu gibi, sokaktaki adamın zekâsıyla adeta alay eden bir söylem ve politikaya yöneldi. 1 Kasıma da y-Erdoğan ve AK Parti karşıtlığına dayalı bu politikayla gideceği anlaşılan HDP’nin Batasuna ve türevi partilerden etnik/kültürel soruna sahip çıkma bağlamında farklılaştığını söylemek abartı olmaz elbette.
Silah bıraktırmak
Arnaldo Otegi’nin ETA’ya silah bıraktırabilmesinin nedenlerinden biri de ayrılıkçı Bask terör örgütünün PKK’dan farklı bir liderliğinin olmasıydı. ETA’nın yöneticileri yakalandıklarında yerlerine otomatik olarak başkaları seçildi. Hatta örgütte, devlet kadrolarındaki gibi, hangi yöneticinin yerine kimin geçeceği bilinir oldu. PKK’da ise uzun yıllar önderlik yapan Öcalan tutuklandıktan sonra yerine geçenlerden hiçbiri tutuklanamadı. Ama hiçbiri de halk nezdinde Öcalan gibi bir etkiye sahip olmadı.
Bu bağlamda her iki terör örgütü ve siyasi kolları karşılaştırıldığında, İspanya’da uzun yıllar Herri Batasuna ve türevlerinin başında kalan Otegi’nin güçlendiği, Türkiye’de ise Öcalan’ın önderliğini ikinci plana itecek ne bir liderin, ne de siyasetçinin çıkabildiği görülüyor. DEP’in ileri gelenlerinin 90’larda mahkûm olması ve uzun yıllarını cezaevinde geçirmeleri Otegi gibi etkin bir ismin sivrilmesini engelledi olasılıkla. Bugün Leyla Zana ve Ahmet Türk gibi bazı eski tüfek isimler akla geliyor belki ama onların da örgütün siyasi koluna hâkim olduklarını söylemek kolay değil.
Otegi’nin sivrilmesinin bir başka nedeni de İspanya’da bir dönem için iktidara gelen Aznar hükümeti zamanında ve özellikle ETA’nın 2001’de barış (Lizarra) sürecine son vermesinden sonra Fransa ile işbirliği halinde uygulanan operasyonların terör örgütünün liderliğine darbe indirmesi. Başarılı operasyonlarla liderleri ardı ardına ele geçirilen ETA’da 2005’ten itibaren yöneticilik yapacak nitelikte örgüt üyesi hiç kalmadı. Böylelikle Batasuna’nın ETA’ya söz geçirmesinin önü açılmış oldu.
Buna karşılık PKK’da benzer bir durum görülmüyor. PKK’nın HDP üzerindeki etkisi kırılmak bir yana son dönemde daha da artmış durumda. Nitekim HDP sözcüleri, Meclis’e ilk defa büyük bir grupla girdikleri halde, PKK’nın yeniden silaha sarılmasına engel olmadıkları gibi, bunu haklı hale getirmek için süreci bozanın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu söylemini savunuyor. HDP terör örgütünün siyasi kolu olmasaydı veya örgütün vesayetinden kurtulmak isteseydi tam zamanıydı. Çünkü bu dönemde teröre dönmenin hiç ama hiçbir mantığı yoktu.
Bu kapsamlı saçmalama insanın aklına birçok soruyu getiriyor elbette. İşte birkaçı: PKK için Türkiye’ye karşı terör eylemi yapmak esastı da Kürt sorunu bunun geçerli bir bahanesi miydi acaba? Eğer öyleyse PKK başından beri kime hizmet etti/ediyor? PKK’yı kullanan güç, terör eylemlerini geçerli bir bahaneye dayandırmak için Türkiye içinde de demokratik hakların askıya alınmasını savunan siyasi parti ve iktidarları da mı destekledi/destekliyor?
Bu ve benzeri daha birçok soru ayrı bir tartışma konusunu gündeme getiriyor. Ama yanıtlarını bulmadan başlıktaki soruya olumlu bir cevap verebilmek ne kadar mümkün acaba?
Yazarlar
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023