Akın ÖZÇER
Bundan tam 17 yıl önce Hugo Chávez’in “XXI. Yüzyıl sosyalizmi” adıyla tüm dünyada ses getiren“Bolívar devrimi”, rejimin aldığı tüm önlemlere karşın, Pazar günkü genel seçimlerde sandığa gömüldü. Sosyal demokratlardan Sağ muhafazakârlara kadar tüm rejim muhaliflerini birleştirenDemokratik Birlik Divanı (MUD/Mesa de la Unidad Democrática) başkanlık sistemiyle yönetilen Venezuela’nın 167 sandalyeli Meclisi’nde, yazıyı kaleme aldığım sırada daha kesin sonuçlar açıklanmamışken, 99 milletvekili kazanmış bulunuyor.
Devlet Başkanı Chávez’in manevi oğlum dediği Nicolás Maduro’nun Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi PSUV (Partido Socialista Unido de Venezuela) sadece 46 milletvekilliğini garantileyebilmiş durumda. Dağılımı henüz kesinleşmemiş 22 sandalyenin büyük bölümünün seçimlerin galibinin hanesine yazılacağı dikkate alınırsa, Venezuela’da artık bir dönemin kapandığını söylemek hiç de abartılı bir ifade olmayacak.
Seçimlerden önce Serbestiyet’te yayımlanan konuyla ilgili haber analizimde de belirtmiş olduğum gibi, genel seçimler Nicolás Maduro için bir plebisite dönüşmüş durumdaydı. Genç sayılacak yaşta (57) yaşamını yitiren Chávez’in, karizması değil sadakatinden ötürü devrimi ileri götürmek için seçtiği Maduro, seçim sonuçlarını her ne kadar “karşı devrimin zaferi” olarak yorumlasa ve ülke ekonomisini ideolojik nedenlerle batağa sürüklemesini “ABD’nin başını çektiği ekonomik savaşa”bağlasa da, bunun gerçeklerle bağdaşan bir açıklama olmadığını bilmeyen yok.
Aslında petrol üreticisi bir ülkenin, petrol fiyatlarındaki büyük düşüşe karşın ülkeyi temel malların karaborsaya düştüğü 70’li yıllara özgü bir ekonomiye mahkûm etmesini sadece bir devlet adamının kötü yönetimine bağlamak doğru değil. Sorun çok daha derinlerde, kapitalist bir dünyada, antikapitalist ilişkilerle ülke yönetmenin mümkün olmadığı gerçeğinde yatıyor. Petrol fiyatlarının uçtuğu dönemde yoksul kesimlere kaynak aktararak “Efsane Başkan” olan Chávez’in daha üretmediği petrolü çok ucuz fiyatlarla ideolojik açıdan yakın bulduğu ülkelere –ki aralarında Çin gibi bir dünya devi de var- satmış olması gerçekçi olmayan bu yaklaşıma somut bir örnek oluşturuyor.
Maduro’nun belki Hugo Chávez’den farklı olarak kötü anlamda yaptığı, ağırlaşan ekonomik sorunları çözmek için gerçekçi değil ideolojik kararlar almayı sürdürmesi, ülkede giderek artan güvenlik sorunlarını çözememesi ve kuşkusuz çok daha önemlisi resmi ideolojiye karşı çıkan Leopoldo Lópezgibi toplumda sevilen muhaliflere karşı acımasız sindirme politikaları uygulaması.
İki yıldır cezaevinde yatan Leopoldo López ismini küçümsememek gerekir. Bir dönem Caracas’ın rezidansiyel Chacao semtinde belediye başkanlığı yapan, 2009’da Caracas Belediye Başkanı olmak için adaylığını koymaya hazırlanırken birtakım idari gerekçelerle 2014’e kadar siyasi haklarından mahrum bırakılan López o dönem, anketlere göre, Chávez kadar popülariteye sahipti. Çünkü Chávez’in hayran olduğu bağımsızlık kahramanı Simon Bolivar’ın soyundan geliyor.
Leopoldo López’in kurduğu parti “Halk İradesi” (Voluntad Popular) aslında Merkez Sol’da yer alıyor. Chavizm’in motoru PSUV’a bireysel temel hak ve özgürlükleri ihlallerinden ötürü karşı çıkan VP, genel seçimleri kazanan MUD’un içinde yer alıyor. 2014 başında Maduro ’ya karşı düzenlenen protesto gösterilerinde aşırı grupların çıkardığı çatışmada üç kişinin ölmesi López’e mal edilmiş ve 13 yıl hapis cezasına mahkûm olmuştu. Başta Uluslararası Af Örgütü olmak üzere insan hakları kuruluşları bu mahkûmiyete karşı çıkmış ama bu konuda değişen bir şey olmamıştı.
MUD’un genel seçimlere giderken verdiği sözlerin başında siyasi mahkûmlar için bir Af Yasası çıkarmak geliyordu. Genel seçimlerden çıkan sonuç, yasama organına hâkim olan muhalefetin bu sözünü gerçekleştirmesinin yolunu açıyor. Böyle bir yasanın Venezuela’nın normalleşmesini sağlayacağına hiç kuşku yok.
Pazar günkü sonuçlar MUD’un sadece salt çoğunluğa (84) değil, ekonomi ve ulusal savunma alanlarında yasal düzenleme yapmak, ayrıca hükümette yer alan kişilere güvensizlik oyu vermek için gerekli nitelikli beşte üç çoğunluğa (100) da ulaşacağını gösteriyor. Her ne kadar Devlet Başkanlığı koltuğunda oturuyor olsa da Maduro’nun artık muhalefetle uzlaşmaktan başka şansı kalmamış görünüyor.
Aslında muhalefetin Meclis’te üçte iki çoğunluğa (111) ulaşma imkânı da oldukça yüksek. Bu durumda iktidar yanlılarının doldurulmuş olduğu Yüksek Adalet Mahkemesi (TSJ) ve Ulusal Seçim Konseyi (CNE) içinde değişiklikler yapılması da gündeme gelebilir. Bu çoğunlukla organik yasalarda ve anayasada da değişiklik yapılabilir. Dolayısıyla Pazar günkü seçimlerin muhalefetin dövizi olan“değişim” yolunu açtığını kabul etmek gerekir.
Bu değişim, kuşku yok ki, Yunanistan’da Syriza ya da İspanya’da Podemos hareketlerinin istikametinde değil. Chavizm’e yakınlığıyla bilinen Podemos’ un desteği zaten İspanya’da son yılda büyük bir düşüş göstererek bazı anketlerde yüzde 10’un altına düşmüş bulunuyor. 20 Aralıkta yapılacak genel seçimlerde sandıkta alacağı sonuç, halk desteğinin hangi düzeyde olduğunu açıkça ortaya koyacak.
Yoksullukla etkin savaş, gerçek anlamda sosyal bir devletin hayata geçirilmesi elbette önemli ama bunları, temel hak ve özgürlükleri, Venezuela’da olduğu gibi, devrimi tahkim etme adına askıya alan bir sistemle uzun süre devam ettirmek mümkün değil. O bakımdan Venezuela’da sandıktan çıkan bu sonucu, öncelikle demokrasi ve temel hak ve özgürlüklerin zaferi olarak değerlendirmek gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018
31.01.2018