Ali BAYRAMOĞLU
Özgürlükçü ilkeler geriliyor, her
yerde…
Adını nasıl koyarsak koyalım, ister otoriterliğin dirilişi, ister millî devletin yeniden doğuşu diyelim; gerekçe olarak kültür savaşlarını, olmadı küreselleşmenin sonuçlarını işaret edelim; başta liberal-özgürlükçü değerlerin doğduğu ülkeler olmak üzere, küresel satıhta bir demokrasi krizi yaşanıyor. Toplumların tepkileri öteki kültüre yöneliyor; kültürel dışlayıcı bir milliyetçilik yükselirken tırpan, liberal değerlere yöneliyor.
Avrupa’daki, Amerika’daki dip akıntılarının çok geçmeden gelip Türkiye’yi de kuşatmadığı bir dönem yoktur.
Örnek yakın. Batı’da demokratik değer ve beklentilerin henüz bu denli seviye kaybetmediği dönemde, AK Parti, çok kültürlülüğü vadeden bir istikamet izliyordu. Dindar (Müslüman) ve laik kesimleri bir arada yaşatabilecek bir model-ülke olarak kabul ediliyordu.
Arap Baharı’nın ikinci evresi Batı ve İslam değerlerini bir kez daha karşı karşıya getirince, IŞİD rüzgârı sertleşince ve benzer birikimler yüzeye çıkınca, bunlar, Batı’da tek kültürlülük arayışlarının, millî egemenlik ve millî devlet vurgularının, yabancı sevmezliğin, aşırı sağın; velhasıl her seviyede otoriter beklentilerin öne çıkmasına yol açtı.
Aynı dönemde Türkiye, çözemediği sorunlara “tek kültür” mitosu, milliyetçi söylem, güvenlikçi devlet üçlüsüyle, Erdoğan’ın yeni siyasetiyle cevap vermeye başladı. Meşruiyetini ve gücünü kısmen bu dönemdeki global dalgadan, bu dönemin Türkiye’ye yönelik (göçmen bekçiliği gibi) Batı beklentilerinden aldı. Milliyetçiliği ve devlet merkezli siyaseti hükümran kılan Ortadoğu politikalarını bu imkânla izledi. Bu politikalar güvenlikçi, milliyetçi ve devletçi büyüme söylemini iyice pekiştirdi. İç ittifaklar bu çerçevede oluştu.
Bugün bu siyasa, savunma ve ordu ihtiyacı büyüyen Avrupa karşısında Türkiye’nin güçlü ordu-güçlü silah üreticisi olarak bir değer ve karşılık bulmasıyla devam ediyor. Kürt meselesinde çözüm arayışlarına rağmen, diğer otoriter ve keyfî uygulamalar ülkeyi popülizmin taşıyıcılarından birisi olarak tanımlıyor.
Neden böyle?
Sorun birkaç popülist-karizmatik liderin varlığından kaynaklanmıyor.
Bu, bir dip dalga…
Bu anlamda sorun, Batı’da da Türkiye’de de yaşanan otoriter gelişmenin toplum destekli olmasından ileri geliyor. Demokratik gerileme, popülizm, otoriter söylemler gücünü sıkça sandıktan ve seçimlerden alıyor.
Bugün dalgası, İkinci Dünya Savaşı öncesinde yaşanan otoriterliği besleyen liberal ekonomi-toplum-siyaset krizinden farklıdır; zira kalıcı ve yapısal özellikler taşımakta, demokratik düzenin kimi cihazlarını kullanması itibarıyla ayrışmaktadır. Farklı olduğu oranda, özgürlüklerin basit ve geçici bir gerileme döneminin ötesindedir. Millî egemenliğe ortak olan regülasyonlar, siyaset ve toplum üstü kurumların hükümranlığının, küreselleşmenin bedellerinin bir tepkisi değil; kurucu özlere bir itiraz olarak ortaya çıkıyor.
Bu büyük bir paradoks, çözümü müşkül bir problemdir.
Demokrasileri demokrasi kılan iki temel meşruiyet vardır. İlki toplumsal meşruiyettir. Kökeninde toplumun iradesi yatar; özgür seçimler ise bunun mekanizmasıdır. İkinci meşruiyet evrensel değer meşruiyetidir. İnsanoğlunun büyük mücadelelerle, emek ve bedellerle asırlar boyu kazandığı haklar, özgürlükler, onları koruyan hukuk fikri ve düzeni bu meşruiyetin temelini oluşturur.
Evrensel değerler birçok alanda ve ülkede keyfî uygulamalarla, sonu gelmez çatışmalar ve soykırımlarla, bunlar karşısındaki türlü ülkelerin faydacı reaksiyonlarıyla yara alıyor.
Toplumsal meşruiyet ise referans yatak değiştiriyor. Doğrudanlık, şahsilik, faydacılık, güç, başarı, popülist beklenti öne çıkıyor.
Bu zamanın dışında değil, tam
içindeyiz.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBeton Fikret’in 13 Yıldır Değişmeyen Hikâyesi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDöndün dolaştık yeniden ‘End game’ yokluğuna dayandık 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYeni aşama başladı mı? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"TKP 7. Kongresi "Üzerine Çözümleme ve Eleştirel Değerlendirme... 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUHiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBarış sürecinde iç siyasetin sahne alma zamanı… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALÜcret asgari, yoksulluk azami… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURCHP’nin `Kürt Sorunu´, Kürtlerin sorunlarını çözebilir mi? 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERKanun önünde eşitlik 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTürkiye Yüzyılı okullarda zorbalığı niye durduramıyor? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAdaletsizliğin böylesi 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTepki oylarını yönetmek başka, iktidar olmak başka 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANZor ve kırılgan sürece girdik! 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşu5 Aralık tecavüzü… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan‘Terörsüz Türkiye’ye evet ama mış gibi yaparak mümkün mü? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİşte faturalar: Şirketi kurduğu gibi ESK ile anlaştı! ‘Genç boğalar’ hep ondan alınmış 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBahçeli–Öcalan görüşse... 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciErdoğan ne zaman iktidara gelecek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergil“Hakikat Sonrası” dünya: “Post-truth” ne demek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBireysel borçluluk gerçekten düşüyor mu? 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025
20.11.2025
15.11.2025
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025