Ali BAYRAMOĞLU
Yeni hükümetin, AK Parti'nin yeni Türkiye olarak tanımladığı dönemin önünde üç önemli mesele var.
İlki ekonomi meselesidir.
AK Parti'yi 12 yıldır açık ara iktidarda tutan hususların önde geleni bu alandaki başarısıdır. Milli geliri artırmada, orta sınıf yaratmada, hizmet ağı ve kalitesini yükseltmede, iç borç batağını kırmadaki maharetidir. Ancak mesele sadece maharet değil, aynı zamanda uygun koşullardır. Nitekim başarı tablosunda uluslararası konjonktürün etkisi kesindir. Yüksek büyüme oranları, bu konjonktürün uygunluğu ve sıcak para akışıyla sağlanmıştır.
AK Parti'nin siyasi gücünü koruması, ekonomideki bu başarıyı sürdürmesini gerektiriyor.
Ne var ki bugün uluslararası koşullar değişmiş bulunuyor. Konjonktür büyüme oranlarını aşağı çekiyor. AK Parti'nin 2023'teki hedeflerini, örneğin milli gelir hedefini tutturması ortalama yıllık en az yüzde 6'lık büyüme gerektirirken, büyümeye ilişkin piyasa tahminleri bunun oldukça aşağısında seyrediyor.
AK Parti bünyesinde ilk siyasi tartışma ve farklılaşmanın bu konuda yaşanması boşuna değildir. Büyüme oranını korumanın serbest piyasanın bilinen kurallarıyla mümkün olmayacağı endişesi, iktidar çevrelerinde 'müdahaleci arayışların ortaya çıkmasına yol açmıştır ve bu konuda AK Parti içinde gerilim bulunmaktadır.
AK Parti'nin önümüzdeki dönemde, özellikle 2015 seçimlerinde bu açıdan tutturacağı istikamet her anlamda belirleyici olacaktır.
Seçilecek yol, ciddi riskler de içererek gerek ekonomik gerek siyasi alanda başarı ya da başarısızlık ivmesini etkileyecektir.
İkinci mesele dış politikadır.
AK Parti iktidarında dış politikanın kimlik oluşturan, toplumsal özgüven yenilenmesini besleyen işlevleri dikkate alınır, bunun yanında bölgede yaşanan çok eksenli çatışmalar, çelişkili çıkar farklılaşmalarının derinliği göz önünde tutulursa, siyasi iktidarın yeni durum ve sorunlar karşısında alacağı tutumlar pek çok açıdan belirleyici olacaktır.
Türkiye'nin uyguladığı çok eksenli ve çok araçlı, denge gözeten, demokrasi erdemlerini öne çıkaran pasif güç politikası bölgedeki son gelişmelerle bloke olmuş bir görüntü sergiliyor.
Nitekim Türkiye'nin Suriye konusundaki angajmanı, bölge politikaları açısından İran'a olan mesafesi ve denge kaygısı, Sünni alanda çoğulculuk arayışı, Müslümanlar Kardeşler hattına verdiği destek, İŞID meselesi etrafında oluşan, İran'dan ABD'ye uzanan işbirliği ya da çıkar ortaklığı karşısında tutukluk yaşamasına yol açıyor. Türkiye'nin de dolaylı olarak içinde yer aldığı ve bugün itibariyle Şii güçler, Batı, Suriye arasında köprüler oluşmasına yol açan Arap Baharı'nın bu son evresi Türkiye açısından sıkıntılara işaret ediyor.
Tüm bu hususların Batı'yla ilişkiler ve bozulan imajın restore edilmesi, dengeli ve etkin araç kullanımı gibi gereklerin tam tersi ihtimallere de işaret ettiği ortadadır.
Siyasi irade, muhtemelen, bu konuda atılacak adımların ve alınacak tavrın Türkiye'nin kendisine bakışını da, ona yönelik bakışları da köklü bir biçimde etkileyeceğini bilmektedir.
Aşama kritiktir.
Üçüncü mesele şüphe yok ki Kürt sorunu ve çözüm sürecidir.
Bu konuda, şüphe yok ki, siyasi irade, siyasi niyet ve iç koşulların ibresi son derece olumlu seyretmektedir. Çerçeve Yasa'nın çıkmış olması, Beşir Atalay'ın Başbakan Yardımcılığı'nın son günlerinde yaptığı açıklamalar, çözüm sürecine özel yer veren, ilk kez Kürt meselesini isimlendiren bir hükümet programı, Öcalan'dan gelen zaman zaman uyarıcı ancak genelinde pozitif açıklamalar, bu meselenin önümüzdeki dönemde demokrasinin en önemli taşıyıcısı olacağına işaret ediyor.
Bununla birlikte karşımızda dinamik ve değişken bir sorunun olduğu da ortadadır.
Kürt tarafında yükselen, devlet tarafında geçiştirilen müzakere beklentisi önümüzdeki kriz odaklarından birisidir. Ayrıca Rojava faktörü, Kuzey Irak Kürt Özerk Yönetimi'nin bağımsızlık eğilimi, Peşmergeden PKK'ya Kürt silahlı güçlerinin İŞID'le mücadelede temel kara gücü haline gelmesi, Kürtlerin yaşam alanının yeni boyutlarla siyasileşmesine ve siyasi açıdan değerlenmesine yol açmıştır.
Türkiye'nin Kürt sorunu ile bölgedeki Kürt alanı meselesi iki ayrı proje olmaktan çıkmaya yüz tutmuştur. Bu gelişmeye direnmek ya da ayak uydurmak gibi iki şık arasında bulunan, direnmeye yakın duran Türkiye'nin tercihinin demokrasi açısından Ortadoğu ve ülke için son derece kritik olduğu ortadadır.
Elbet kutuplaşmanın giderilmesi, otoriterlik tartışmalarının dinmesi, yargı meselesi, paralel yapıyla hukuk içinde mücadele temel siyasi konulardır.
Ancak ana yörüngeyi yukarıdaki üçlü oluşturacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025