Ali BAYRAMOĞLU
Son tartışmalar "Ergenekon süreci" ile "Ergenekon davası etrafındaki kimi gelişmeleri" dikkatle, hassasiyetle birbirinden ayırma gereğini ortaya koyuyor.
Ne var ki, "hakim eğilim" ters istikamette ilerliyor.
Bir grup son gelişmeleri Ergenekon davasının kurmaca olduğu iddiasını pekiştirmek için kullanıyor.
Diğer grup ise aynı gelişmeleri, gazeteci tutuklamalarını niyet okumaları ve kişi değerlendirmeleri üzerinden Ergenekon davasıyla bütünleştirmek, bu çerçevede doğrulamak çabası gösteriyor.
Peki, meseleye başka bir açıdan bakmak mümkün değil midir?
Bir örnek verelim:
Tutuklanan gazetecilerin "faziletli gazetecilik yaptıkları için" Ergenekon üyesi olamayacakları söylemenin ya da aynı gazetecilerin "ahlaki ve etik sorunlar taşıdıklarını göstererek" Ergenekon üyesi olabileceklerini iddia etmenin ötesine geçmek mümkün değil midir?
Bu, hem mümkün, hem gereklidir.
Bizce Ergenekon davasını temiz bir zemine oturtmak kadar, analiz ve değerlendirmeleri malum bir savaşın lojistik unsuru olmaktan çıkartmanın ya da "itibar" ve "itibarsızlık" merkezli siyasi okumalardan uzaklaştırmanın yolu da buradan geçiyor.
Nasıl?
Önce "iki usul ilkesi"ni dikkate alarak...
1."Etik sorun" ve "kanuni sorun" ayrı ayrı meselelerdir. Bunlar birbirinin yerine geçmezler, birbirlerini doğrulamazlar.
Bir gazetecinin "etik sorunlarla boğuşuyor" olması ya da "bizim gözümüze öyle görünmesi" onun suç işleyebileceğinin karinesi, işlediğinin delili hiçbir şekilde olamaz.
Bugün son tutuklamaları doğrulamak için girişilen "kimin gazetecilik yaptığı", "kimin gazeteciliği aştığı" tartışmaları bu açıdan yanlıştır. Hiçbir "etik eksiklik", sahibinin karşıt politik görüşü de dikkate alınarak, örgüt üyeliği, yıpratma faaliyeti, gazeteciliği başka amaçlar için kullanma eylemi olarak değerlendirilemez...
Dahası bu, tehlikelidir.
Zira niyet okuma, varsayma, sınır çizme, özgürlük ihlaline keyfi gerekçe oluşturma gibi otoriter zihinsel alıştırmalara yol açar. Ve ülkenin özgürlük alanını tartışmalar yoluyla sınırlayacak bir kapıyı zorlar.
2. Siyasi alanda "meşru" ve "gayri meşru" faaliyetleri birbirinden ayıran hususlar, temelde kullandıkları araçlardır ve "şiddet ile aralarındaki mesafe"dir.
Demokratik ülkelerde siyasi ya da dini bir örgütlenmeyi veya hükümeti meşru araçlarla yayın yoluyla, konuşarak, ilişkiler kurarak ya da iddia edildiği gibi başkasına kitap yazdırarak etkisizleştirmek temel olarak "siyaset yapma" eyleminin içine girer. Bu tür faaliyetleri niyetten ve siyasi pozisyondan yola çıkarak, "gayri meşru yıpratma" olarak tanımlamak, "gizli örgüt üyeliği" içinde ele almak otoriter zihinlerin ve düzenlerin işidir. Bu açıdan Odatv ile Şener-Şık meseleleri arasındaki açık ara fark kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Dolayısıyla Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tutuklamalarıyla ilgili bu istikamette yapılan değerlendirmeler, demokratik açıdan kabul edilebilir değildir.
Kaldı ki, bu da, son derece tehlikeli bir alıştırmadır.
İstenmeyen kimlik ve faaliyetlerin meşruluk sınırını, öze ve niyete girerek keyfi biçimde daraltmaya yol açar. Bu da ölümcül bir "tehlike suçu" uygulamasına yol açar...
Her demokrat bunlardan uzak durmalıdır...
Son tartışmalar örnek alınırsa, meselelere kimlik ve kişilikten, kişilerin etik ve politik bagajlarından uzak durarak yaklaşmak, muhalif ve mağdurlar anti-siyaset güdüsü bile taşısa, gasp halinde haklarını koruyarak, siyasetin alanını geniş tutmak son derece önemlidir.
Bu yapılırsa, tutuklanan kişilere yönelik (eğer varsa kişisel, etik, ahlaki politik) eleştiriler muhafaza edilerek (örneğin şahsen benim Şener'e yönelik pek çok rezervim var), hem hak ve özgürlüklerden yana durmak, hem bu yolla Ergenekon davasına ilişkin kamuoyu imajını temiz tutmak istikametinde önemli bir adım atılmış olur...
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025