Ali Saydam
2016’da kurulan Türkiye Varlık Fonu (TVF) bugün, 8 farklı sektör, 20 şirket ve taşınmazlardan oluşan güçlü bir portföye ulaşmış durumda.
Amacı, hissedarı olduğu şirketlerin verimliliğini ve pazar değerlerini artırmak, ayrıca da bulundukları sektörlere yön vermelerini sağlamak olan TVF bu kez de sigorta sektöründe benzer bir atılıma imza attı.
Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank’ın hayat, emeklilik ve sigorta şirketleri Türkiye Sigorta ile Türkiye Hayat Emeklilik adları altında birleştirildi.
Pazarda ortaya çıkan tablo, bugün itibarıyla şöyle:

Bütün bu rakamlar bir yana Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Türkiye Sigorta Tanıtım Toplantısı’nda yaptığı konuşmadan aşağıda aktardığımız kısım, olayın biçim, içerik ve fenomenini özetle anlatıyor:
“İlk günden itibaren sigortacılık sektörüne ilişkin hedefleri belirlerken sigorta ve emeklilik sektörü ne kadar yüksek düzeyde fon sağlarsa, o kadar büyük katkı sağlamış olacak demiştik. Bugün sigortacılık sektörümüz dünyada 39. sırada. Şu an hedeflerin gerisinde. Sigorta ve emeklilik sektörleri kritik öneme sahip.
Sigortacılık sektörünü arzu ettiğimiz seviyeye ulaştırmak amacıyla yakın zaman içinde Yeni Ekonomi Planımızda da yer alan hedefler çerçevesinde önce SDDK’yı sonra Türk RE’yi kurduk. Kamu sigorta ve emeklilik şirketlerinin birleşmesinden doğan Türkiye Sigorta bu reformist hamlelerin en önemlilerinden birisi olacak. Kamunun gücü ve Varlık Fonu’nun sağlayacağı güvenle Türkiye Sigorta sektöre yön verecek, bölgesel ve küresel rekabette güçlü bir piyasa oyuncusu olacak inşallah. Türkiye’de sigortacılık hizmetlerinin tabana yayılması ve istikrarlı büyümenin devamlılığı adına önemli bir misyon üstlenen Türkiye Sigorta’nın önümüzdeki dönemde global marka olma hedefiyle ülkemizdeki sigorta sektörünü, küresel rekabette, daha etkin bir yere taşıyacağından eminiz.”
Karadeniz’de bulunan doğalgaza bir türlü içten sevinemeyenler, “Ne işimiz var Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Güneydoğu sınırımızda?” diye endişelenenler Türkiye Sigorta’nın kurulmasına da sevinememişlerdir… Tıpkı Türkiye’nin millî bağımsızlık ve millî ekonomi stratejisinden rahatsız olan bazı dış odaklar gibi…
Onları anlıyoruz…
- Dış siyasette ‘Altın Dostluk’ zor bulunur
- Yeni bir sinema filminin çalışmalarına başlanmış. Adı, “Altın Tren”… Filmde, Kurtuluş Savaşı’nın tüm şiddetiyle sürdüğü ve Türk Ordusu’nun kaynaklarının tükenmeye yüz tuttuğu dönemde, Azerbaycan ile yapılan iş birliğinin ve yardımlaşmanın hikâyesi anlatılacakmış…
- Filmlerin etkisini azımsamamak gerekir… Özellikle görsel iletişim yöntemleriyle fazlasıyla haşır neşir olan gençler ve çocuklar bakımından… Tarihimize tanıklık etmeleri, gerçekleri öğrenmeleri ve daha fazlasını merak etmeleri için onlara ciddi kaynaklar sağlayabilirler… Uzun yıllardır dış siyasette eşine az rastlanır bir dostluk kurduğumuz Azerbaycan ile ilişkilerimizin geçmişini tanımaları için böyle yapımlar ‘doğru’ başlangıçlar olabilir… Onun yanı sıra bu filmi ‘kamu diplomasisi’nin önemli bir aracı olarak görmek de mümkün…
- “Altın Tren”in hikâyesi ise şöyle: Mustafa Kemal Atatürk, Neriman Nerimanov ve Kazım Karabekir’in liderliğinde oluşturulan özel ekip, Azerbaycan yardımının Ankara’ya ulaştırılmasında görevlendirilir. Bu zorlu görevi kabul eden ekip, zamana ve düşmana karşı büyük bir mücadeleye atılır.
- Türkiye ve Azerbaycan’ın tarih boyunca tüm dünyaya örnek olan eşine az rastlanır dostluğundan ve diplomatik ilişkilerinden bir kesiti izleyiciye sunacak “Altın Tren” filmi, Skala Yapım ve Azarbaycanfilm iş birliğinde hazırlanıyor ve Nisan 2022’de vizyona girmesi bekleniyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019