Ali Türer
Ziya Selçuk, liselerde dört yıl içinde yapacakları değişikleri, “Orta Öğretimde Reform” diye 18 Mayısta sundu.
Ekonomik, sosyal, mesleki yaşamın eğitim yolu ile yeniden üretilmesi ve dönüştürülmesi hedefi ile eklemlenmeyen, sadece genel liseler ile sınırlı bir modeli “ortaöğretim reformu” olarak sunmak; bütünsel bir eğitim reformunun parçası olması gereken ortaöğretim reformunun toplumsal dönüşüm için öneminin henüz anlaşılamadığını gösterir.
Orta öğretime dönük bir düzenlemenin mutlaka mesleki eğitim, meslek erbabı yetiştirme, bunu akredite edecek yapıyı kurma, hatta kayıt dışı ekonomi ile mücadele etme, bölgelerin üretim potansiyellerini harekete geçirme, gerekli eğitici personeli hazırlama gibi boyutları olmalı. Bunlardan yoksun, sadece genel liselerle ilgili bir modellemenin, hukukun güvence altında olmadığı, denetim ve kontrol mekanizmalarının işlemediği bir sistemde, mevcut siyasi yapıyı güvence altına almaya, bu yapıyı güçlendirmeye dönük bir mühendislik çalışmasından başka bir anlamı olmaz.
Yapılmak istenen kanımızca tam da budur. Bu kanıya nasıl mı vardık, açıklayalım.
Yeni genel lise programı içinde ne var?
Lise öğretimi boyunca öğrencilerin 10.Sınıftan itibaren alacağı ortak dersler, modern eğitimimizin ortaya çıkışında ideolojik doğrultuyu belirleyen Ziya Gökalp’ın liselere yüklediği kültür aktarma işlevini devam ettiriyor. Bir farkla, Ziya Gökalp’ta merkezde Türkçülük yer alırken bu düzenlemede ağırlık İslamcılığa kayıyor.Bundan böyle Liselerde bazı öğrencilerin görüp görebileceği Fizik, Kimya, Biyoloji konuları 9. Sınıfta alacakları “Doğa Bilimleri Deneyimi” ile sınırlı olabilir. Çünkü Fizik, Kimya, Biyoloji kalkıyor bu dersler “Doğa Bilimleri Deneyimi “adı altında tek derse indiriliyor. 10. Sınıftan itibaren lise öğrencileri için Matematik dersi de seçime bağlı hale getiriliyor.
Beden Eğitimi, Müzik, Resim (Görsel Sanatlar) gibi dersler ise tümüyle seçime bağlı. Yani öğrenci seçmez ise bu dersler ile hiç tanışmadan liseden mezun olabilecek.
Fakat Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’ni bütün öğrenciler dört yıl boyunca tekrar tekrar almak zorundalar. İnsan merak ediyor, dört yıl sürecek böyle bir dersin içeriğinde bütün öğrencilerin temel ihtiyacı olan bilgiler neler olabilir diye sormak geliyor içinden?
Hal böyle olunca, beden, müzik, görsel sanatlar, matematik, fizik seçimlik olunca, Milli Eğitimin amaçları arasında yer alan öğrenciyi zihinsel, fiziksel, estetik, ahlaki bakımından dengeli yapıcı, yaratıcı yetiştirme ilkesini nasıl hayata geçireceksiniz, bu programla mı?
Ziya Selçuk, değişikliği sunarken çağdaşlık bakımından kulağa çok hoş gelen sözcükler kullanıyor, örneğin “soru çözen değil, sorun çözen öğrenci istiyoruz” diyor, “hayal, etkinlik yaşam” (HEY) sloganları altında öğrenciler için sanatsal, fiziksel aktiviteler ile toplum çalışmalarına yönelik faaliyetler planlıyor. Ne güzel!
Bu aktivitelerde kullanacakları bilimsel, yöntemsel, estetik içeriği öğrenciler nereden edinecekler? Belki, “Bilgi Kuramı ve Uygulamaları” dersi 10. Sınıfta bunun için zorunlu dersler arasına giriyor. İyi de bu dersin içeriğinde neler olacak? Mesela Darvin’in Evrim kuramı yerine yaratılış teorisi ile mi yetinecek öğrenciler. Böyle bir hazırlık, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’nden elde edilecek donanım ile öğrencilerin ortaya koyacakları “toplum çalışmaları” neler olabilir diye soruyor insan?
Öğrenciler içinde Fizik, Kimya, Biyoloji olmayan, matematiğinde uygulamaya dönük yüzüyle yetinilen bu Akademik Gelişim Programıyla (AGEP) akademik yeterliliğe (!) ulaştıktan sonra 9-11. sınıflarda Haziran aylarını ağırlıklı olarak portfolyo, sunum ve değerlendirme çalışmaları içinde geçireceklermiş. Böylece “Bütünleşik ve disiplinler üstü” sayısı azaltılmış ders yapısıyla “milli benlik ülküsü çerçevesinde” derinleşme(!) imkânı bulacaklarmış. “Disiplinler arası” kavramının bir anlamı var da “disiplinler üstü” kavramının anlamı ne? Yeni bir disiplin mi ihdas ediyorsunuz?
Fizik, Kimya, Biyoloji gibi alanların kafa karıştırıcı ayrıntılarında boğulmaktan kurtulunca, matematiğin uygulamaya dönük yüzünde yaşama derinden bağlanacak gençlerimiz kültür derslerinin açtığı yolda “milli benlik ülküsü çerçevesinde” derinleşme imkânı bulacaklar öyle mi?
Lise dönemi boyunca kendilerini tanıma fırsatını bu programın getireceği olanaklarla bulacak bu öğrencilerimiz okullarda oluşturulacak “Kariyer Ofisleri” sayesinde de artık sınava değil, üniversiteye ve yaşama en iyi biçimde hazırlanmış olacaklar. Böyle düşünüyor eğitimci Bakanımız.
Yeni Ortaöğretim sistemimiz dört yıl içinde yerleşmiş olacak. Önümüzdeki sene bu program 9. Sınıflarda uygulanmaya başlanacak.
Peki, Sosyal Bilimler Deneyimi dersini kimler verecek? Doğa Bilimleri Deneyimi Dersinin içeriği herhalde ortaokulda verilen Fen Bilgisi düzeyinde olmayacak. Peki, örneğin Fiziğin hareket problemleri, Biyolojinin Hücre, Kimya’nın Redoks konusu bu müfredatta olacak mı? Fiziğin, Kimyanın, Biyolojinin hangi konularını önemli, hangi konuları önemsiz, buna nasıl karar vereceksiniz? Hangi düzeyde nasıl yer alacaklar bu ders içeriğinde? Kimya öğretmeni Fizik konularını, Fizikçi Biyoloji konularını verebilecek mi?
Bu öğretmenlerin yetişeceği bölümlere, programlara sahip olmayan Eğitim Fakültelerin bu programınızdan bugün haberleri olduğuna göre ,bu öğretmenler bu kadar kısa sürede nerede, kim tarafından yetiştirilecek?
Temel koordinatları AKP Genel Başkanı tarafından belirlenen “eğitim” politikalarını uygulamakla görevli eğitimci bakanımız ve danışmanları; hadi Tarih, Coğrafya, Felsefe derslerini içerecek Sosyal Bilimler Deneyimi dersini formasyonunu bizzat verdikleri İlahiyatçılara teslim ettiler diyelim. İyi de Doğa Bilimleri Deneyimi derslerini kim verecek, bu derse de İlahiyatçılar mı girecek, bunların formasyonunu da siz mi vereceksiniz, Eğitim Fakültelerini kapatıyor musunuz?
Kolay Gelsin!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024