Alper GÖRMÜŞ
“Mahrutu Bakış”, bir internet sitesinin adı... Çok gerilerde kaldığını, pek fazla izlenmeyen bir kanalda yayımlandığını hatırladığım bir söyleşiyi uçsuz bucaksız internet denizinde umutsuzca ararken keşfettim onu... Editörler, sitenin açılış sayfasında ne yaptıklarını, nasıl bir hizmet sunduklarını şöyle açıklıyorlardı:
“Olaylara mahruti bir bakış açısı ile yaklaşarak, herkesi dinledikten sonra kanaat oluşturmak isteyenlerin kanalı Mahruti Bakış; 58 kanalda yayınlanan 1044 programda, 555 ekran yüzü ve 6575 konuğuyla 11559 konunun konuşulduğu 20893 yayın ile hizmetinizde.”
Geçerken söyleyeyim: Bu kanalda, televizyonlarda yayımlanmış bütün programları bulabilirsiniz.
“Mahruti” kelimesinin anlamını bilmiyordum, gerçi cümlenin gidişinden belliydi ama yine de Kubbealtı Lugati’ne girip (bu da aklınızda bulunsun, şahane bir sözlük), kelimenin tam anlamına baktım: Kelimenin kökeni mahrut, “üstü sivri, altı daire biçiminde olan geometrik şekil, koni”; mahruti ise “koni biçiminde, konik” anlamına geliyormuş. Lugatte “mahruti bakış” diye bir seçenek yok. Anladığım kadarıyla sitenin editörleri, bir mahrutun (koninin) tepesinde durup aşağıya bakan birinin görebileceği geniş alana işaretle, “mahruti bakış”ı geniş bir açıdan bakmak anlamında kullanıyorlar. Dediğim gibi, muhtemelen kendilerinin uydurdukları bir kullanım, fakat bence olmuş.
Seçim kampanyasına mahruti bir bakı
31 Mart seçim kampanyası ile onu izleyen ikinci tur İstanbul seçimi kampanyasını izlerken zihnimde bölük pörçük bir imaj uyanmaya başladı. Sanki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kampanyası Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) eski kampanyalarını; AK Parti’nin kampanyası da CHP’nin eski kampanyalarını andırmaya başlamıştı. Sanki AK Parti ve CHP yekdiğerinin dilini, davranış kalıplarını devralmış gibiydi...
Sonra konu üzerinde biraz daha sistemli bir biçimde, “mahruti bir bakışla” düşünmeye başladım ve sezgilerimdeki isabet payının epeyce yüksek olduğunu gördüm.
Elbette olmuş bitmiş bir olgudan söz etmiyorum, fakat hayati önemdeki birkaç alanda bariz değişiklikler olduğu da açıktı. Yani diyorum ki, bu birkaç alanla ilgili olarak şimdi yazacaklarımı lütfen bu rezervle okuyun.
Kampanya tarzında radikal değişiklikler
CHP, bir seçimin salt kendi çekirdek seçmen kitlesine seslenerek kazanılamayacağını nihayet anlamış ve bunu da çekirdek seçmenine kabul ettirmiş görünüyor. Daha önce, CHP seçmeni “laiklik” ve “Atatürk”ten başka bir şey duymak istemiyor, seçim kampanyalarında onların eksikliğini hissedince homurdanmaya başlıyordu. Böylece seçmenin yüreği soğuyordu ama doğal olarak seçim de kazanılamıyordu.
Bu kadar yalın bir gerçeğin idrakinin bu kadar gecikmesi, katı ideolojik tutumların gözlere bir perde gibi inmesiyle açıklanabilir ancak; ki CHP uzun on yıllarını böyle geçirdi.
Buna karşılık AK Parti, kampanyalarını hep kendisine uzak duranları ikna etme temeli üzerine kurdu. Bunu yapabilmesinin nedeni, kendi çekirdek seçmeninin, CHP’dekinin tersine “niye böyle yapıyorsun” diye hesap sormaması ve homurdanmamasıydı. Bu sayede seçimleri hep AK Parti kazanıyordu.
Bir de şimdi olana bakın: Ekrem İmamoğlu, tıpkı bir zamanların AK Parti’si gibi kendi çekirdek seçmeninden emin bir biçimde bütün gücünü AK Parti’den ve MHP’den oy almak için harcıyor, AK Parti’nin kalesi sayılan ilçelerden çıkmıyor.
Buna karşılık Binali Yıldırım ve AK Parti’nin tek derdi, 31 Mart’ta sandığa gitmeyen kendi seçmenini sandığa götürmek...
Bu fasılda şunu da unutmamak lazım: 31 Mart öncesinde Ekrem İmamoğlu eski AK Parti’nin “yüzyüze temas” taktiğini ondan da başarılı bir biçimde uygularken, AK Parti merkeziyetçi, uzaktan temaslı bir kampanya tarzı uyguladı.
İkinci tur İstanbul seçimlerinde AK Parti yine eski tarzına dönmeye çalışıyor, fakat İmamoğlu’nun performansının yanında o kadar silik kalıyorlar ki, patenti kendilerine ait olan bir konuda neredeyse taklitçi ve takipçi durumuna düşüyorlar.
Rakibi, düşmanlaştırılmış kimlikler üzerinden vurma taktiği
Ekrem İmamoğlu’nun “Pontus”luğuna göndermeyle onun “bizden” olmadığı, dindar görünümüne aldanmamak gerektiği, tam tersine o görünümün bir “proje”yi gizlemeye matuf olduğuna dair hezeyanlar karşısında Ekrem İmamoğlu’nun cevap vermeyerek doğru bir tutum aldığını söyleyebiliriz. Yine de, üç kuşak eskiye giderek dedelerinin “Müslüman adlarını” zikretmek zorunda kaldığını da unutmayalım...
Oysa bu neviden propagandalar, CHP’nin bir zamanlar hâkim kanadını teşkil eden ulusalcıların AK Parti liderlerine yönelttiği bel altı vuruşların temelini teşkil ederdi.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Yahudi, Abdullah Gül’ün Ermeni olduğuna dair iddialar, bir zamanlar CHP’lilerin en gözde propaganda aletleri arasında yer alırdı. 2008’de CHP İzmir milletvekili Canan Arıtman, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün anneannesinin Ermeni olduğunun bilindiğini öne sürmüş, etnik kökeninin araştırılması ve konunun aydınlanması için DNA testi uygulanmasını bile talep etmişti.
Bu alanda da roller değişmiş görünmüyor mu?
Gerçeği bükerek üretilen açık ve net yalanlara baş vurma
Eskiden (o zamanlar henüz sosyal medya yoktu), CHP’li ulusalcılar birtakım internet zincirleri üzerinden (“lütfen bunu mümkün olduğu kadar geniş bir ketleye yayalım, yüzleri açığa çıksın”) uydurma olduğu biline biline birtakım “bilgi”leri ekrandan ekrana dolaştırırlardı.
Bunların birinde, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 17 Aralık 2004’te imzalanan Brüksel zirvesi sonuç bildirgesinin 23. Maddesi fâş ediliyordu. Madde, gûya şöyleydi: “Müzakereler yalnız Türkiye ile değil diğer devletlerle de yapılabilir. Müzakereler esnasında Türkiye birkaç devlete bölünürse veya Güneydoğu bölgesinde bir Kürt Devleti kurulursa, yeni bir karara gerek olmaksızın onlarla da müzakereler yapılacaktır.”
Bu sözde madde, “Lütfen yurtseverlik görevinizin gereği bu durumdan herkesi haberdar edin… Türkiye üzerine oynanan oyunları herkes öğrensin…” uyarısıyla birlikte servis edilmiş, internet zinciri yüz binlerce kişiye ulaşmıştı.
O da yetmemiş, hadise beş yıl sonra yeniden canlandırılmış, bu ikinci versiyonda “23. Madde”, İstanbul Barosu’nun düzenlediği (21 Ekim 2009) ‘Cumhuriyet, Demokrasi, İnsan Hakları’ panelinde bayrak göstermişti; hem de Baro Başkanı Muammer Aydın’ın konuşmasında…
O günlerde bu türden yüzlerce örnek üretilip ortalığa salınıyordu. Şimdiyse, bu neviden faaliyetler iktidarın propaganda makinesinin işleri olarak çıkıyor karşımıza.
Hatırlayalım, bunlardan birinde, Yüksek Seçim Kurulu’nun gerekçeli kararının AK Parti’nin başvuru dilekçesinde yer alan bölümündeki oyların “çalındığına” dair ibare, sanki YSK’nın kullandığı bir ibareymiş gibi “hani yoktu hırsızlık lafı” çalımlarıyla servis edilebildi.
Hatırlayalım yine, Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı bir televizyon programında uygun kesip biçmelerle “Bu şehri sayın Cumhurbaşkanıyla, hep birlikte yönetelim” cümlesi herkesin gözü önünde “PKK ile, FETÖ ile birlikte yönetelim”e çevrilebildi.
Yalan temelli propagandaya baş vurmada da CHP ile AK Parti arasında bir nöbet değişimi yok mu?
Kürtler ve Kürt siyasetiyle bağ kurmada yeni görünüm
Yenilenen İstanbul seçiminin kilit aktörü konumundaki Kürtler ve Kürt siyasetiyle bağ kurma, onlara hitap edebilme açısından da ciddi farklar belirmeye başladı.
Eskiden AK Partililer CHP’lileri Malatya’dan öteye geçememekle eleştirirlerdi ve bu doğruydu. Seçimlerde CHP’nin Güneydoğu’da miting yapması söz konusu bile değildi. Buna karşılık AK Parti bölgede Kürt siyasetinin legal partileriyle yarışıyor, bazen onları geçiyordu.
Şimdi bir de 31 Mart öncesini hatırlayın (yeni kampanyadaki mecburi istikamet sizi yanıltmasın): Parti içindeki önde gelen ve sevilen Kürt siyasetçileri geri plana iten, paralelinde Kürt siyasetçileri “Defolup Kürdistan’a gitmeye” davet eden AK Parti Kürtlerle temasta ciddi güçlükler yaşadı ve yaşıyor.
Buna karşılık CHP içinde, Kürt ya da değil, fakat Kürtlerle ve Kürt siyasetiyle sıcak ilişkiler kuran siyasetçiler öne çıkıyor. Bu, Baykal dönemi CHP’si için hayal bile edilemeyecek bir gelişme.
Tekrar ederek bitireyim: Burada tamamlanmış, bitmiş bir durumdan söz etmiyorum. Dört noktada toparladığım izlenimlerin, insanda, AK Parti ve CHP’nin birbirlerinin dillerini ve davranış kalıplarını devralmış gibi bir his uyandırdığını söylüyorum.
Takdir sizin...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025