Atilla Aytemur
Trump’ın Maduro’yu başkan olarak tanımaması, o konuyu aşan bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Bunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Venezuela devlet başkanı Maduro arasında 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra gelişen dostluk ilişkisinin de payı var.
ABD’nin son derece hoyrat emperyal tavırlarına karşı geliştirdikleri muhalefet de bu ikiliyi birbirine yakınlaştırdı. Hattâ Venezuela’nın altınlarının bir bölümü Türkiye’de muhafaza edilmeye başladı.
Bundan hareketle, iki ülke, iki rejim ve iki lider arasında sayısız benzerlikler bulup, Venezuela olayına ilişkin yorumlarını bunların üzerine oturtmaya çalışanlara rastlıyoruz.
Benzerlik arayışları, ülkelerin iç durumları ve ABD’yle son yıllarda yaşadıkları gergin ilişkiler üzerinde yoğunlaşıyor.
Türkiye sorunu oldu
Trump’ın muhalefet liderini geçici başkan olarak tanıması üzerine bizde oluşan tepkilerin, “anti-emperyalist, anti-Amerikan” söylem ve sloganlarla gündemi birkaç gün işgal ettikten sonra, olağan ölçülere çekileceğini sanıyordum.
Yanıldım.
İktidarı destekleyen medyanın bir kesimi, Venezuela’yla tuhaf bir özdeşleşme hattını benimseyerek konuyu Türkiye’nin gündemde hayli sıcak bir şekilde tutmaya devam etti.
Muhalif kesimlerde de ona yakın bir hava esti; özellikle sol-sosyalist kesimler Maduro’nın şahsında halkçı-solcu-sosyalist tahayyüllerine dair birçok şeyi söyleme ve ABD’ye karşı anti-emperyalist tavırlarını sergileme imkânı gördüler.
Hattâ bu tavır alışlar öyle bir hal aldı ki, sonunda hadise enikonu bir Türkiye sorunu haline geldi.
Ülkemiz siyaset erbabının dünya meselelerine kayıtsız kalmaması tabiatıyla hepimiz için kıvanç duyulacak bir tavır.
Lâkin meseleyi neresinden tuttuğumuz da önemli.
“Kendi kaderini tâyin hakkı” ne durumda?
Öncelikle belirtmek istediğim, kimi benzerlikler olsa bile Türkiye ve Venezuela çok farklı ülkeler. O sebeple, ortaklık arayalım derken, ideolojik hevesler ve politik ihtiyaçlardan hareketle özdeşleşme peşinde koşmanın çok anlamlı bir sonuç vereceğinden şüphe duyarım.
Herhalde meseleyi hakiki bağlamı ve gerçek ağırlığı içinde değerlendirmek doğru olacak.
Malûm; halen ulus-devletler dönemindeyiz ve “ulusların kendi kaderlerini tâyin hakkı” ilkesi önemini muhafaza ediyor.
Devletlerarası sorunların müzakere ve çözümünde birçok husus bu terazide tartılıyor. Ülkelerin bağımsızlığına saygı ve dünya barışının korunması için evvelemirde bu ilkeden hareket ediliyor.
En azından BM ve kabul gören diğer uluslararası kuruluşlar indinde bu esas alınıyor. Bunu söylerken, söz konusu ilkenin çoğu zaman kâğıt üzerinde kaldığının da farkındayım.
Soğuk Savaş döneminde de, Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra da, küresel güçlerin ve ittifak bloklarının emperyal hesap ve ihtiraslarla bu ilkeyi pek umursamadığına, çoğu ulus-devletin bağımsızlığını delik deşik ettiklerine şahit olduk.
Özellikle ABD ve Rusya’nın iç savaş çıkarmak üzere muhalif grupları silâhlandırdığını; tertipler, suikastler, sivil görünümlü ayaklanmalar, darbeler, askeri müdahaleler, ilhak ve işgaller sergilediğini gördük.
Çoğu ülke de buna itiraz edip bağımsızlığını korumak, kendi kaderini tâyin hakkını savunmak uğruna doğal olarak direndi, savaştı ve sınırlarını korudu.
Bu, meselenin bir yönü.
Herkes bizi gözetliyor
Klasik bir lâf ama, bugün dünyanın global bir köy haline gelmesi gibi bir gerçekle de yüz yüzeyiz.
Ulus-devletler hükmünü sürdürse, kendi kaderini tâyin hakkı halen geçerli olsa bile, günümüzün teknolojisinin getirdiği olağanüstü iletişim, ülkeler ve kıtalar arasındaki yoğun insan hareketliliği, ulusal sınır ve duvar tanımıyor.
Ülkelerde neler olup bittiği artık ulusal sınırların ardında gizli-saklı kalamıyor. Bir de bu ülkeler bazı uluslararası kuruluşlara ve gözetim organizasyonlarına kendi rızalarıyla üye olmuşlarsa, yönetimler çizgi dışına çıktıkları an alarm zilleri çalmaya başlıyor.
Bu bakımdan “Kendi sınırlarım içinde bir biçimde iktidara gelmişsem, ne istersem yaparım” devri bitti.
Filistin, Myanmar, Caracas, Şam, Pekin veya Yemen bize İstanbul kadar yakın.
Bu yeni durumun henüz ilk evrelerinde olsak da, gelinen nokta dünya kamuoyunun oluşması ve ortak vicdanın gelişmesi için yeterli olabiliyor.
Ulusal devletlerin sınırları içinde despotik rejim inşasının, demokrasi dışı uygulamaların, insan hakları ihlâllerinin, ekonomilerin çökertilmesinin, yolsuzluk ve yoksullukların... ülke yönetimlerince savunulması eskisi kadar kolay olmuyor.
Soykırım, etnik temizlik, kendi yurttaşlarını göçe zorlamak, kimyasal silah kullanmak gibi insanlık ve savaş suçları, ya da başka ülkelerin toprağını istilâ, işgal ve ilhak etmek, uluslararası hukuk açısından müeyyidelere yol açıyor.
Bunlar da meselenin ikinci yönü.
Sorunlu rejim ve kötü yönetim
Chavez’in ölümünün ardından yerine gelen Maduro’nun, hayli tartışmaya yol açan bazı politik adımları var.
Bunlardan ilkinde, 2015’te Yüksek Mahkeme’ye yaptığı toplu atamayla bu anayasal kuruluşu kontrolü altına aldı. İkinci olarak, Amazon Eyaleti vekillerinin yemini sırasında usulsüzlük yapıldığını ileri sürerek, muhalefetin kontrolüne geçmiş bulunan Ulusal Meclis’in yetkilerini kaldırdı. Onun ardından, alternatif olmak üzere Mayıs 2017’de aynı yetkilerle donatılmış bir Ulusal Kurucu Meclis (ANC) yarattı. Bu meclisin üyelerini, kendi çizgisine yakın kişilerden seçiyor.
20 Mayıs 2018’de yapılan ve muhalefetin büyük ölçüde boykot ettiği başkanlık seçimlerine katılım yüzde 46 civarında gerçekleşti. Maduro geçerli oyların yüzde 65’ini alırken, seçime giren bazı muhalif adaylarla arasında hayli fark olduğu gözlendi. Ulusal Seçim Konseyi (CNE) ise on sekiz kez denetlediğini belirttiği bu sonuçları onayladı. Ancak seçimlerin zamanından evvel yapılması, düşük katılım ve sonuçlar hakkında oluşan kuşkular, yaygın ve daha sert bir meşruiyet tartışmasını beraberinde getirdi.
Şimdi ABD’nin geçici başkan olarak tanıdığı Juan Guiado liderliğindeki Ulusal Meclis bu sonuçları tanımadı ve Maduro’nun ikinci dönem başkanlığını 5 Ocak 2019’da yaşa dışı ilân etti. Buna karşı Maduro, altı yıllık ikinci.dönem, için 10 Ocak 2019’da yemin ederek göreve başladı.
Venezuela’da yaşanan soruna çözüm bulmak amacıyla 14 bölge ülkesinin oluşturduğu Lima Grubu ile Amerikan Ülkeleri Örgütü (OAS), bu duruma karşı çıkıp ekonomik yaptırım uyarısında bulundular. Rusya, Küba, Bolivya ve Türkiye gibi ülkeler Maduro’ya destek verirken, AB ülkelerinin çoğunluğu tavrını muhalefetten yana açıkladı.
Halk seçmeli, halk değiştirmeli!
Demokratik ölçülerden hayli uzak siyasal rejimini, keyfi uygulamalarla tıkanan sistemini, çöken ekonomisini, ülke kaynaklarının hesapsız tüketimini, derin yoksulluk ve muhtelif endişelerle ülkelerini terk eden milyonları dikkate aldığımızda, Venezuela’nın derin bir çıkmaza girdiği ortada.
Bunda ABD ambargosunun rolü olduğu gerçekse de, işlerin bugüne kadar sürdürülen siyasal ve ekonomik politikalarla yoluna giremeyeceği görülüyor. Bu kutuplaşma ve inatlaşma politikaları devam ederse, işin daha vahim noktalara varacağı aşikâr.
Darbe veya dış müdahale ise durumu iyice berbat edecek. Kalan demokrasi ve uzlaşma imkânları hepten yok olacak. Şu son birkaç yılda sayısız ülkede böyle olmadı mı?
Venezuela yönetimi ile muhalefetin karşılıklı geri adımlarla bir uzlaşma zemini bulmaları, daha adil ve saydam bir seçime gitmeleri halen mümkün.
Öte yandan, savaş ve insanlık suçu söz konusu olmadıkça, BM kararlarına ve raporlarına dayanan bir karar bulunmadıkça, Venezuela’ya “meşru bir yönetim getirmek” adına yapılacak bir ABD müdahalesi, uluslararası hukuka aykırı ve kabul edilemez bir adım olur.
Bırakalım Venezuela halkı bu iç sorununu kendi çözsün!
Yurttaşlar beğenmedikleri yönetimleri değiştirme iradesini kimseye devredemez. Bütün zorluklarına rağmen, ülke koşullarına uygun demokratik yollardan er geç bunu başarırlar
Yalçın Yusufoğlu
1 Şubat 2019 günü aramızdan ayrılan Yalçın Yusufoğlu, 3 Şubat Pazar günü Üsküdar Çiçekçi Camii’nde kılınan öğle namazından sonra Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Diyarbakırlı ‘Hambeliler Ailesi’nin üç çocuğundan biriydi. Lise eğitimini ABD’de tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Jeofizik ve Jeoloji Mühendisliği eğitimi aldı. Kısa bir süre Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nde, baraj ve santrallerin zemin etüdü alanında çalıştı. Kuruluşundan bir süre sonra TİP’e üye oldu. 12 Mart 1980 darbesi sonrasında kurulan Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin (TSİP) genel sekreteriydi ve faaliyetlerinden dolayı bir yıl tutuklu kaldı. 12 Eylül1980 askeri darbesi sonrasında, yargılandığı dâvâdan aldığı 25.5 yıl ceza kesinleştiğinden, uzun yıllar Almanya ve Fransa’da sürgün olarak yaşamak zorunda kaldı. 141-142. maddelerin kalkması üzerine Türkiye’ye döndü. Sosyalistlerin birliğinin gerçekleşmesi için çok çaba sarf etti. TSİP’in kendini feshederek kadroları ve imkânlarıyla bu birliğe katılmasında büyük emeği geçti. Son kongrenin Kapanış Bildirgesi’ni kaleme aldı. Birlik partileri Sosyalist Birlik Partisi (SBP), Birleşik Sosyalist Parti (BSP) ve ÖDP’de yer aldı, çalışmalarına katıldı.
İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen Yalçın Yusufoğlu yıllar boyu çok sayıda çeviri yapıtı, makale ve kitaplar yazdı. Entelektüel donanımı, çalışkanlığı, mütevazı kişiliğiyle çok seviliyordu. Onun her daim gülümseyen yüzünü ve geleceğe dair umutlu duruşunu unutmak mümkün değil. Arkadaşı ve yoldaşı Çağatay Anadol mezarı başında yaptığı konuşmada, Yalçın Yusufoğlu’nun vasıflarını ve özellikle Kürt sorununa ilişkin duyarlılığının kendilerini nasıl etkilediğini anlattı. Işıklar içinde yatsın. Ailesinin ve dostlarının başı sağ olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları





















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022