Atilla Aytemur
31 Mart yerel seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önerdiği Türkiye İttifakı’nın ortada kaldığını birkaç hafta önce yazmıştım.
Öyle olmasını istediğimden değil; AK Parti ile MHP’nin duruş ve niyetinin bütün Türkiye’yi kucaklaması mümkün olamayacağından... sergiledikleri siyasal tavır ve dilin böyle bir yönelime hayat hakkı tanımayacağından... öyle demiştim.
Çünkü MHP daha Türkiye İttifakı’nı ilk duyduğunda hışımla tavır almış; Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları o günlerde bir şehit cenazesinde Cumhur İttifakı yanlılarınca linç edilmek istenmiş; önemli bir Kürt seçmen kesiminin partisi HDP ise daha baştan kapsam dışına itilmişti.
Sonra anlaşıldı ki, yerel seçim sonuçlarının alarm zillerini çaldırması, iktidar kesimini ister istemez daha yumuşak ve kapsayıcı konuşmaya zorlamıştı.
Hop Türkiye İttifakı, hop kutuplaşma!
Tek zarfta dört oy pusulalı İstanbul seçimleri YSK’nın 7 üyesinin oyuyla iptal edilip, sadece İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminin yapılmasına karar verilince, hava yine 180 derece değişti.
Cumhur İttifakı’nın partileri oyların çalındığını iddia ettiler; hırsızların kim olduğunu söylemediler ama CHP’nin organizasyonunda gerçekleştirildiğini ima eden sert ve ağır suçlamalarda bulundular.
İnandırıcı gerekçeler sunmakta zorlandıklarından olmalı; çareyi muhalefete karşı dillerini daha da sertleştirmekte buldular.
Gidişatın hiç de iyi olmadığını; ekonominin ancak kuralları belli bir piyasa ve işleyen bir demokrasiyle istikrar ve güven kazanabileceğini söyleyen büyük iş çevrelerinin örgütü TÜSİAD’ın yaşını başını almış ünlü temsilcileri azarlandı, tabiri caizse tehdit edildi.
AK Parti sözcüleri bir yandan Türkiye İttifakı’ndan dem vurup kendi memnuniyetsizlerini ve muhalefetin önemli bir kesimini yatıştırmak istiyor; diğer yandan, gelişmelerden rahatsız olduklarını ifade edenleri sert bir şekilde sindirmeye çalışıyor.
Aslında kutuplaştırıcı dilden ve ötekileştirme politikalarından hiç de vazgeçilmiş gibi görünmüyor.
Bundan olmalı ki, ana muhalefet partisi CHP’ye ve Millet İttifakı’na, iş dünyasına, kimlik sorunu yaşayan Kürtlerin siyasi temsilcilerinden biri olan HDP’nin payına muhtelif suçlamalar düştü, düşüyor.
Anlaşılan, AK Parti ve sözcüleri önerdikleri Türkiye İttifakı’na kendileri de inanmıyor!
Şimdi de “Türkiye Gemisi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kez “82 milyon hepimiz aynı Türkiye Gemisi’ndeyiz” dedi. Muhtelif risklerden bahsederek, birlik ve beraberlik istedi; umut ve iyimserlik yansıtan ifadelerde bulundu.
“Aynı gemideyiz” söylemi siyasette oldum olası sevilen bir benzetmedir.
Mustafa Kemal’in Bandırma gemisiyle Samsun’a çıkıp Millî Mücadele’yi başlatması olarak anılan 19 Mayıs’ın 100. yıldönümünde, iktidarın bir gemiyle o limana giden öğrencileri karşılama törenine HDP hariç diğer partilerin liderlerini davet etmesi, Türkiye İttifakı’nda olduğu gibi aşırı yorumlara yol açtı.
İyi Parti liderinin gitmeyi reddettiği, HDP’nin ise gidemediği bu davetin fotoğrafında yeni bir başlangıç görenler oldu.
Erdoğan, hemen arkasından TBMM bahçesindeki iftar yemeğinde yaptığı konuşmada “82 milyon hepimiz aynı Türkiye Gemisi’ndeyiz” deyince, hakikaten yeni bir şeyler olacağına dair iyimser yorumlar gelmeye başladı.
Kulağa hoş geliyor, fakat gerçekçi olalım.
Benzetmeyi pek doğru bulmuyorum, ama eğer bir gemi söz konusuysa kimin hangi kamarada bulunduğuna, geminin rotasının kimin arzusuna göre belirlendiğine, yemek vakti kaptanın masasında kimlerin oturduğuna, yolcu çoğunluğunun içinde bulunduğu şartlara bakmak çok şeyi anlatır.
Bu ülkeyi ağır sorunlarıyla bizden önceki kuşaklardan devraldık. Kimlik, inanç, yaşam tarzı, ekonomik durum, siyasal tercih ve kültürel şekillenme bakımından olağanüstü bir çeşitliliğe sahibiz.
Hiç kimseyi birbirine benzemeye zorlamadan, sürdürülebilir bir çoğulculuk, eşit katılımcılık ve müzakereci demokrasi şartlarında, adalet ve barış içinde bir arada yaşamak ve kalkınmayı bu temel sorunları gözeterek gerçekleştirebilmek önemli bir toplumsal hedefti.
Ama AK Parti de 17 yıldır iktidarda olmasına ve ilk dönemlerde bazı doğru adımlar atmış olmasına karşın, son tahlilde yeterli çözümler getiremedi ve başarılı olamadı. Şimdi tıkandı ve Türkiye artık patinaj yapıyor.
Mevcut sistem yürümüyor
Önceki parlamenter sistemimizin hayli eksikleri vardı. Siyasal istikrar ve ekonomik gelişme o sistemde güçlükle işliyordu. Dünyanın gelişim hızının ve ülkenin nüfus artışının yarattığı ihtiyaçları karşılamakta zorlandığımız için, kapsamlı bir demokratikleşme atılımına ve yeniden yapılanmaya gereksinim duyuluyordu. İnanç ve kimlik temelli sorunlar anlamlı olmayan endişelerle sürekli erteleniyor ve iç huzursuzluk bir türlü giderilemiyordu.
Cumhur İttifakı’nın aşırı bir milliyetçiliği ve deforme bir muhafazakârlığı zerkettiği başkanlık rejimine, toplumun yaklaşık yarısının itirazına rağmen geçilmiş olması, sorunlarımızı daha da ağırlaştırdı.
Ekonomi çöküşün eşiğinde; bazı iktisatçılara göre dip yapmak için gün sayıyor.
Eğitimli ve eğitimsiz işsiz sayısı bütün zamanların rekorunu kırma yönünde ilerliyor.
Gençler geleceklerini yaban ellerde arıyor.
Pahalılık sınır tanımıyor; yoksulluk habis bir ur gibi her yanımıza yayılmış durumda.
Sermaye sahipleri iktidardan umudunu kesmiş, yurt dışında güvence peşinde.
Yasama neredeyse anlamını yitirdi. Ülkenin hiçbir önemli meselesi TBMM’de doğru dürüst müzakere edilemiyor ve iktidarın icraatı denetim konusu olamıyor.
Uzmanların değerlendirmelerine bakılırsa, yargı iktidarın bir dairesi durumunda. Hak, hukuk ve adalet mumla aranıyor. Hele YSK gibi seçimlerin güvenliğinden, saydamlığından ve adil olmasından sorumlu bir yüksek yargı organının, İstanbul belediye seçimleri dolayısıyla kendisini ve ülkeyi içine düşürdüğü son durum, tam anlamıyla içler acısı.
İnandırıcılık bir kez yitirilince…
Tıpkı Türkiye İttifakı gibi, Türkiye Gemisi sözü de işte bu şartlarda iktidar sözcülerinin ağzından çıktı. Ama artık inandırıcı olunamıyor.
Bu öneriler, bu konuşmalar, çok açık ki olağanüstü büyük bir rant alanı olan İstanbul’un belediye başkanının seçilmesine bir ay kala ortaya atılıyor.
İktidarın belediyeyi yeniden almak için bütün gücüyle İstanbul’a abandığı günlerde masaya sürülüyor.
Ama herkes biliyor ki İstanbul belediyesi 25 yıldır bu ekip tarafından yönetilmekte. Türkiye çapında iktidar derseniz, beş dönemdir AK Parti’nin elinde.
Bu gerçekler ortadayken, gelin de bu sözlere inanın! Kolay mı?
Ülkenin uluslararası sorunları yok mu? Elbette var. Suriye ve güney sınırımız henüz sükûnete kavuşmuş değil. Geleneksel müttefiklerimiz NATO, ABD ve bazı AB ülkeleriyle giderek artan anlaşmazlıklar söz konusu. Bölgemiz ve dünya yeni siyasal değişim ve gerilimlere gebe. Burnumuzun dibinde, İran ile ABD arasında savaş satrancı oynanıyor. Ülke, bunları göğüsleyecek iç huzura, uzlaşmaya ve dayanışmaya muhtaç.
Ama yaptığı demokrasi dışı siyasi tercihler, uyguladığı savruk ekonomik politikalar, dayattığı otoriter başkanlık rejimiyle ülkeyi bu noktaya getirenlerin, halkın seçimlerle açığa çıkmış siyasal değişim isteği karşısında “haydi gelin, Türkiye İttifakı olarak Türkiye Gemisine binelim ve güvenli denizlere açılalım” teklifi için zamanın artık çok geç olduğu görülmüyor mu?
Eğer Türkiye’nin bir gemi olduğunda hâlâ ısrarcıysanız, bilin ki yolcular meşru ve demokratik yollardan bu geminin kaptan köşkündeki ekibi toptan değiştirmeyi düşünmeye başlamış durumda.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022