Atilla Aytemur
Geçirdiğim göz operasyonu nedeniyle yazılara ara vermiştim. Ama Türkiye’nin gündemi bildiğiniz gibi. Birbirinden ağır konular önümüze düşmeye devam ediyor.
AK Parti iktidarı gündem belirlemekte inisiyatifi artık muhalefete kaptırdı. Yerli yersiz nutuklar ve cafcaflı törenler de durumu değiştirmeye yetmiyor. O nedenle, iktidar partisinde her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Birinin dediğini diğeri yalanlıyor.
Nasıl çıkmasın? Hayat pahalılığı ve yoksulluk ortalığı kasıp kavuruyor. Doların artış hızına yetişmek mümkün değil. Maaşlar eridi gitti, kiralar sınır tanımıyor. Sokaklar ne iş olsa onu yapacak işsizler ordusuyla dolu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar, yetkili yetkisiz iktidar mensupları çökmüş politikaları umutsuzca övmeye devam ediyor.
İnisiyatif muhalefete geçti
İktidarın oylarının erimesi Türkiye’nin bütün saygın kurumlarının yaptığı kamuoyu araştırmalarına da yansıyor. Hemen hepsinin buluştuğu nokta: iktidar gidiyor. Cumhur İttifakı’nda gördüğümüz bas bas bağırma, hakaret, aşağılama halleri ve provokatif girişimler de gidişatı pek değiştirmiyor.
Cumhurbaşkanının %50+1’le seçilme oranının aşağı çekilmesini gündem yapmak istemesi ise kimseyi şaşırtmadı. Ne var ki, vaziyeti kurtarma manevrasının savunulması da, kabul ettirilmesi de kolay değildi. Nitekim muhalefet daha topa girmeden, iktidar cephesinde işler karıştı ve hesap boşa çıktı.
Muhalefetin serinkanlı ve kararlı bir şekilde tek adam yönetimi ve parti devletine son verme hedefine kitlenmesi ve iktidarın oltalarına gelmemesi, son dönemin en önemli gelişmesi. Bu konuda iki örnek dikkat çekiyor. Üzerinde etraflıca durulacağını tahmin ediyorum.
“Helalleşme” kendi sınırını aşan bir öneme sahip
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkenin yaralı kesimleriyle barışmayı ve kucaklaşmayı amaçlayan “Helalleşme Yolculuğu”, yüzleşme atağı bunlardan biridir. Kendi başına çok kıymetli olduğu gibi, samimiyet ve ciddiyetle yürütülmesi halinde, Türkiye’nin bugünü ve geleceğinde çok şeyi değiştirebileceği öngörülebilir.
Dindar, Kürt, Alevi, Rum, Yahudi, Ermeni, solcu… iktidarların gadrine uğramamış ve örselenmemiş hemen hiçbir kesim yok. Kılıçdaroğlu’nun öncelikle CHP’nin hatalarına işaret etmesi de iyi bir başlangıç.
Bu ölçekte bir yüzleşme girişiminden hemen sonuç alınmasını beklemek doğru olmaz. İktidarın, milliyetçi ortağının ve ulusalcıların hep birlikte bu girişimi eylem ve söylemleriyle çelmelemeye çalıştıkları görülüyor. CHP’nin “Helalleşme” girişimi kendi sınırını aşan bir içerik ve hedefe sahip. Ona destek vermek, barış ve demokrasi içinde bir arada yaşama umuduna bir tuğla koymak anlamına gelir.
Geniş yelpazeli değişim bloku
İkincisi ve bu yazıda asıl ele almak istediğim konu ise altı muhalefet partisinin “Güçlendirilmiş parlamenter sistem ve demokratik siyasal rejimin yeniden inşası” için mutabakat arayışıdır. Bu denli geniş bir siyasal yelpazenin, Türkiye’nin geleceği için mutabakat araması siyasal tarihimizde az rastlanır bir durum.
Çalışmayı sürdüren CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve Saadet Partisi temsilcileri temel ilkelerini ve ayrıntılara girmeyen uzlaşma noktalarını kısa ve tek bir mutabakat metni olarak Aralık ayı içinde genel başkanların değerlendirmesine sunacaklar. Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan çıktığını düşünen altı parti, Seçim Yasası’nı, Siyasi Partiler Yasası’nı ve demokratikleşmenin diğer elzem hususlarını da çalışmanın kapsamına almış durumda.
Başkanlığa son vermek ortak hedef
Altı muhalefet partisi, halkta %72’lere kadar yükselmiş olan talebi dikkate alarak, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne son verip, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”e geçmeyi benimsiyor. Son haliyle, Türkiye için artık iyice taşınamaz hale gelen 1982 Darbe Anayasası’nın değiştirilmesini, acil bir görev olarak görüyor.
Ortak çalışmada Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden çıkılması, parlamenter sisteme geçilmesi, TBMM’nin güçlendirilip işlevli hale getirilmesi, yasama, denetleme ve bütçe yetkisinin Meclis’e iade edilmesi, bağımsız ve tarafsız yargının yeniden oluşturulması, cumhurbaşkanının yetkilerinin sınırlandırılması, partisiz olması ve tarafsızlığının sağlanması gibi konularda uzlaşmanın sağlandığı öğrenildi. Türk tipi başkanlığın uygulamaya girdiğinden beri hayatımızda olan bitene bakınca, bu mutabakatın önemi daha iyi anlaşılıyor.
Altı muhalif partinin çalışmaları benzer hassasiyetlere sahip partilerin katılımına açık. Çalışmayı seçim ittifakından çok “Anayasayı değiştirme ittifakı” olarak görüyorlar. Amaçlarının demokrasi ve hukuk devletinin tesisi olduğunu özenle belirtiyorlar.
Dün ve bugünün dersleri yol gösteriyor
Geriye baktığımızda, Cumhur İttifakı partilerinin iddialarına rağmen Türk tipi başkanlık rejimi adaletten, adil yargıdan, özgürlükten hızla uzaklaşan bir model oldu. Ülkenin dört bir yanından yükselen şikâyetler ayyuka çıktı. Ne yurttaş, ne muhalefet partileri karşılarında ciddi bir muhatap bulamadılar. Son derece keyfi bir tek adam yönetimi ve parti devleti, ülkenin bütün kurumlarını çökertip çalışamaz hale getirdi.
Bu nedenle altı parti, parlamenter sistemin güçlendirilmiş olarak yeniden getirilmesini, “Yönetime gensoru verilmesi”, “Sözlü soru” ve “Güven oylaması” gibi mekanizmalara TBMM İçtüzüğü’nde yer vermeyi, yürütmeyi denetleyici mekanizmaların geri getirilmesini son derece hayati adımlar olarak görüyor.
Kilit konu cumhurbaşkanlığı
Çalışmanın merkezinde cumhurbaşkanlığı sorunu yer alıyor. Seçim usulü, tarafsızlığı, görev süresi ve yetkilerinin sınır ele alınıyor. Muhalefet, “partili ve yürütmenin başı cumhurbaşkanı” modelini sonlandırma kararında. Yetkilerini de yeniden düzenleyip, büyük ölçüde sınırlandırmaktan yana.
Bir kereye mahsus 7 yıllığına seçilmesi, devletin başı ve sorumsuz olması, temsili görev ve yetkileri olması, yasama, yürütme ve yargıya ilişkin görev ve yetkilerinin ise kaldırılması ortak düşünceleri. Cumhurbaşkanının Meclis’ten gelen yasaları veto yetkisinin olmaması ve en fazla bir kere tekrar görüşülmek üzere göndermesi benimseniyor. OHAL kararnamesi ve uygulamalarına son veriliyor. Cumhurbaşkanı, kendi teşkilatına atamalar hariç, hiçbir konuda tek başına imza atamayacak, başbakan ve ilgili bakanların imzası aranacak. Başbakanın atadığı bakanları veto edemeyip doğrudan onaylayacak. Cumhurbaşkanının halk mı, yoksa parlamento tarafından mı seçilmesi konusu ise tartışılıyor.
Otoriterlikle diktatörlük arasında salınan Türk tipi başkanlığın nasıl bir şey olduğunu görüp yaşadıktan sonra, muhalefetin bugün çizmeye çalıştığı cumhurbaşkanlığı modelini makul bulmamak mümkün değil.
Hükümet kurmak kolay, yıkmak zor olacak
Altı parti, başbakan ve bakanlar kurulunun yetkisinin kapsamı ve güvenoyu konularına önceki dönemlerin dersleriyle bakıyor. Hükümet kurmanın kolaylaştırılması, düşürmenin ise zorlaştırılması hedefleniyor. Buna karşılık Meclis soruşturması mekanizmasının güçlendirilmesi öngörülüyor.
Gensoru ile hükümet düşürülmesinde salt çoğunluk aranıyor. Krizlere karşı “yapıcı güvensizlik oyu” mekanizması getiriliyor. Yani, hükümeti düşürenlerin yenisini kurmaları garanti altına alınıyor. Bakanlar, TBMM üyeleri arasından veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından başbakanca atanıyor ve cumhurbaşkanı veto edemiyor. Böylelikle meclise hesap vermeyen zayıf hükümetler dönemini sonlandırmanın ve krizleri önlemenin amaçlandığı görülüyor.
Yargı sil baştan!
Adalete ve yargı kurumlarına güven uzun süredir yerlerde sürünüyor. Yürütmenin kontrol hevesi işi bu noktaya getirdi. Kurumlar, hukuki değerler ve gelenekler tarumar oldu. Sistem değişecek ve demokrasi yeniden inşa edilecekse, yargının yürütmeden bağımsızlığını sağlamak ve tarafsızlığını gerçekleştirmek zorunlu.
Altı parti, Anayasa Mahkemesi (AYM), Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) ve Sayıştay’ı yürütmenin baskı ve etkisinden kurtarmayı, yetkilerini artırmayı hedefliyor. Üye seçimlerinin yargı kurumları, barolar ve Meclis tarafından yapılması planlıyor. HSK ikiye bölünecek. Hakimler Kurulu’ndan bakan ve müsteşarı çıkarılacak. Meslekten çıkarma ve disiplin kararları yargı denetimine tâbi olacak. Yetkileri yeniden düzenlenecek, hakimlerin idari bakımdan Adalet Bakanlığı’na bağlı olmasına son verilecek.
Ayrıca özel yargılama usulleri ve özel mahkemeler sonlandırılacak. Yargı sürecinde iddia makamı ile savunma arasında eşitlik ilkesi geçerli olacak. Mahkeme salonunda savcı savunmadan yukarıda oturamayacak.
Sayıştay’ın yetkisinin genişletilmesi, yaptırımının güçlendirilmesinde de ortaklık sağlanmış görünüyor.
Türkiye Varlık Fonu’nun denetim altına alınması öngörülüyor. Kamuda görülen usulsüzlükler hakkında suç duyurusunda bulunma mekanizması genişliyor ve güçlendiriliyor.
Bunların yarısının bile gerçekleşmesinin Türkiye’de olağanüstü bir değişime yol açacağı aşikâr.
Yazarlar
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022