Atilla YAYLA
Bu yazıda üzerinde yorum yapacağım ve liberallerle ilişkilerini yahut liberallerin kendilerine bakışını yorumlayacağım kesim dindar muhafazakârlar. Muhafazakârlık kelimesinin önüne dindar kelimesini ekleyişimin iki sebebi var. Biri, ülkede başka muhafazakârların da olduğuna inanmam. Meselâ, Kemalist sosyal demokratlar da muhafazakâr, hatta tutucu. İkincisi, liberallerle ilişkisi sorgulanması gerekenin sadece aktif AK Parti liderliği değil fakat aynı zamanda daha geniş dindar Müslüman camia olması.
Benim benimsediğim klasik liberalizmin dinle ve dindarlarla bir savaşı yok. Liberalizm ne kendisi bir din ne de dinleri yok etmeyi veya dindarların dinlerini bireysel ve kamusal olarak yaşamasını engellemeyi amaç edinen bir yaklaşım. Avrupa geleneğine baktığımızda, Hristiyanlık dinini radikal politik çizgilere çekerek, dinî terminoloji kullanmakla beraber, dini neyse o olmaktan çıkartacak ölçüde merkeziyetçi modeller yaratan akımlar görüyoruz. Ancak, dini liberal özgürlük anlayışını kullanacak ve destekleyecek şekilde yorumlayan yaklaşımlar da buluyoruz. E. Kuehnelt – Leddihn ve R. Raico bu noktayı kuvvetle vurgulayan yazarlar arasında. Yerleşik ve köklü din Avrupa'da liberalizmin doğmasına ve yerleşmesine çok katkı sağlamıştır. Buna karşılık liberalizm de radikal laisist anlayış ve uygulamalar karşısında din özgürlüğü savunusuyla dinin kendine bir özgürlük alanı bulmasına yardımcı olmuştur. Özetle, liberalizm dinin, din liberalizmin alternatifi değildir. Hristiyanlık için altı çizilen bu noktaların İslam için de geçerli olacağı açıktır.
Türkiye'de nispeten yaşlı kuşak diyebileceğimiz insanlar arasında başından itibaren liberal olanlar pek az. Bu satırların yazarı dâhil birçok liberal başka paradigmalardan liberalliğe geçmiştir. Nereden gelmiş olursa olsun hiçbir liberalin dindarların eşit vatandaşlar olarak toplumda var olmasına itiraz etmesi düşünülemez. Ancak, AK Parti iktidarı sürecinde gittikçe hızlanan bir şekilde AK Parti'ye siyasî muhalefetten dindar Müslümanlara muhalefete doğru kayan liberaller var. Bunlar hoşnutsuzluklarını daha ziyade parti icraatları ve Başbakan üzerinden dile getiriyorlar ama sohbet derinleştikçe bazılarının dine, hatta dindarlara militan bir ontolojik karşıtlık noktasına vardığı anlaşılıyor.
Bence bu anlayış ve onun çoğu yansımaları yanlış ve illiberal. AK Parti ve Başbakan ne şeytan ne melek. Doğruları da var yanlışları da. Sağlıklı bir liberal tavır toptan ve peşin desteği de toptan ve peşin muhalefeti de dışlar. Partilerin, hükümetlerin ve iktidar sahiplerinin toplu değil parçalı, tekil icraat bazında değerlendirilmesi daha uygundur. Ben şahsen geride kalan on yılda bunu yaptım. AK Parti iktidarını ne göklere çıkarıp tüm umutlarımı ona bağladım, ne de yerin dibine geçirip ondan umudumu tamamen kestim. Ama, üzülerek gözlemledim ki, bazı liberaller bir aşırı uçtan öbür aşırı uca savrulmaktan kurtulamadı. Bir zamanlar 'AK Parti'ye liberal demeyeceğiz de kime liberal diyeceğiz' diyenler ve AK Parti'nin bir 'devrim' yapıp 'yeni bir Türkiye' yarattığını iddia edenler şimdi sövgü yağdırmakla ve inandırıcılığını iyice yitirmiş, şahsî öfkelere dayandığı izlenimi veren, tozu dumana katan toptancı eleştiriler yapmakla meşgul. Bunu sağlıklı bir tavır olarak görmüyorum.
Dindar Müslüman toplum kesimlerinin aşağılanması haksızlık. Benim liberallik (ondan önce insanlık) anlayışım, hiçbir bireyin ve hiçbir toplum kesiminin aşağılanmasına ve aşağılamaların mazur görülmesine cevaz vermez. Müslüman olmak ve Müslümanca yaşamak istemek suç mudur? Atatürkçü olmak ve bu kimlikle siyaset yapmak ne kadar meşru ve saygıya layıksa, Müslüman olmak ve bu kimlikle siyaset yapmak da en az onun kadar meşru ve saygıya lâyıktır. Ayrıca, ideolojik olarak muhafazakâr olmak da bir kusur değildir. Bazı muhafazakâr filozoflar düşünce hayatına çok önemli katkılar yapmışlardır. Hayek, 'Neden muhafazakâr değilim' adlı makalesinde, hem liberal yazarların muhafazakârlardan, hem de muhafazakârların liberallerden öğrendiği ve öğrenebileceği çok şey olduğunu vurgular. Bu yüzden, bazı liberallerin muhafazakârlıktan bir hastalıkmış gibi bahsetmesi hayret verici. Böylelerine, Batı muhafazakâr geleneğinden, örneğin, Burke, Voegelin , Berdyaev, Oakeshott, Nispet, Kirk gibi yazarları okumalarını hararetle tavsiye ederim. Son olarak, Müslüman muhafazakârlar, eşit şartlarda girdikleri hür ve âdil seçimleri kazanmaları hâlinde, demokratik bir anayasanın ve insan hakları felsefesinin genel sınırları içinde, mevcut bütün yetkileri kullanmaya hak sahibidir. Bu bakımdan ne sosyal demokratlardan, ne de liberallerden eksik veya aşağıda oldukları düşünülebilir.
Liberaller - dindar muhafazakârlar ilişkisiyle ilgili bir gerçeğin altını çizerek bitireyim. Türkiye'nin ekonomisini geliştirmede ve demokrasisini takviye etmede sihirli formülü, liberal fikirlerle geniş kitleleri etkileme yeteneğine sahip muhafazakâr siyasî liderlerin ve partilerin buluşmasıdır. Bu ne zaman olduysa Türkiye büyük mesafe almıştır. Ölçüsüz bir muhafazakârlık düşmanlığı Türkiye'yi bu imkândan mahrum bırakma potansiyeline sahiptir.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019