Atilla YAYLA
PKK’nın Stalinist olduğunu yazdığım her seferinde, bu tespitime kızanlar “Nereden çıkarıyorsun?”, “Delillerin neler?” sorularıyla itiraz ediyor. Bu itirazları önemli ve beni tespitimi desteklemek için bilgi ve belge bulmaya teşvik edici buluyorum. PKK’nın hangi ideolojiye bağlı olduğunun belirlenmesini de bu örgütün ne yapmak istediğinin ve ne yapabileceğinin anlaşılmasında anahtar olarak görmekteyim.
Bu hususta fazla söze hacet yok. Yaşanan olaylar ve şahit olunan gelişmeler itirazlara gerekli cevabı benim yapabileceğimden daha kuvvetli şekilde veriyor. Meselâ, PKK’ya ait veya yakın yayın organlarını okuyanlar PKK’nın ideolojik çizgisinin ne olduğunu kolayca anlar. Öncü kadronun yazıları bu hususta bilhassa fikir verici. Bu çerçevede göz atılabilecek büyük malzeme birikimi var. Son işaret ise PKK’nın bazı örgütlerle kurduğu ittifakla geldi.
PKK alfabenin çeşitli harflerinden oluşan kısaltılmış isimleriyle dikkat çeken on sol örgütle ittifaka girdi. Bunların hepsinin temel özelliği ortodoks sosyalist olmaları. Bu örgütlerin isimlerinde Marksist, Leninist, Maoist kelimeleri geçiyor. Buna dayanarak aynı zamanda Stalinist olduklarını söylemek onlara haksızlık etmek anlamına gelmez. Çünkü Stalinizm bu sayılan çizgilerle ayrılmaz bütün teşkil eder. PKK bu örgütlerle ittifak kurmakta ve ortak hedef takip etmekte bir sakınca görmediğine göre onun da aynı çizgide olduğu sonucuna varabiliriz.
PKK kurucularının ve idarecilerinin kişisel tarihleri, konuşmaları, yazıları da yukardaki tespitleri doğruluyor. Esasen bunda şaşılacak bir taraf yok. Bu kimseler 1960’ların ve 1970’lerin egemen ideolojik söylem ve faaliyet ortamında büyüdüler, yetiştiler.Sosyalizmi mutlak hakikat, sosyalist sistemi kızıl elma, sosyalist fikir ve eylem adamlarını idol, sosyalist şiddeti meşru ve faydalı bir yöntem olarak gördüler. 1980’lerin sonlarında ve 1990’ların başlarında sosyalizmin çökmesine, sosyalist ülkelerdeki halkların “yandım Allah!” diye sosyalizmden kaçmasına rağmen bu şahıslar gençlik yıllarında girdikleri ideolojik kulvardan çıkmadılar, çıkamadılar, çıkmak istemediler. Peşlerinden gelen, ulaşabildikleri ve etkileyebildikleri nesilleri de aynı ideolojiyle endoktrine etmeyi sürdürdüler.
Hem teori hem de tarihî tecrübe sosyalizmin demokrasi, insan hakları ve özgürlükle bir alâkası olmadığını, olamayacağını gösteriyor. Buna rağmen sosyalistler bu kavramları adeta tapulu malları gibi kullanıyorlar. Kendilerini demokrat, özgürlükçü, insan hakları taraftarı gibi takdim ediyorlar. Bunu yapmaktaki maksatları açık. İlk olarak dünya çapında değer ve meşruiyet taşıyan bu kavramları kendi barbar çizgileri için kamuflaj ve insanlık dışı ideolojik hedefleri için rumuz olarak kullanıyorlar. Yani bir çeşit ‘new speak’ (‘yeni lisan’) ile konuşuyorlar. İkinci olarak, bu kavramları toplum kesimleri arasında taban kazanmak, ilgi çekmek, kitleleri manipüle etmek amacıyla istismar ediyorlar.
Nitekim Türkiye’deki çoğu sosyalist kişi ve çevreler PKK’yı terör örgütü olarak görmüyor. PKK terörünü terör saymıyor. PKK’nın yaptıklarını başkaları –meselâ IŞİD- yapınca onu hemen terör olarak adlandırıyor. Öfkeli kınama mesajları yayınlıyor. PKK’nın terör saldırılarına karşı ise en iyisinden sessiz kalıyor. Bunun en büyük sebebi ideolojik ortaklık. PKK’lıların da onların da değişik renkleriyle ortodoks sosyalist olması.
Kendilerinden başka herkesi aptal zanneden bu tipler yanılıyor. Toplumun çok ağırlıklı bir kesimi PKK’nın bir terör örgütü olduğunu da, ortodoks sosyalist ideolojinin peşinde koştuğunu da, aslında bir hak değil iktidar kavgası verdiğini de, hedefine ulaşırsa Kürtler üzerinde totaliter bir tahakküm kuracağını da biliyor.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019