Atilla YAYLA
Yargı bürokrasisi içinde Gülen Cemaati mensuplarının gayri kanunî ve gayri meşru bir yapılanma oluşturduğu yolundaki sözlere sık sık “nereden biliyorsunuz?” diye itiraz ediliyor ve “deliller nerede?” diye soruluyor. Başlarda bu çıkış meşru ve anlamlı olabilirdi, zira söz konusu yapılanma kendisini çok başarılı şekilde kamufle edebilmekteydi. Ama bugün gelinen noktada bu soruları ya saflığın, ya gözü bağlılığın veya kötü niyetin işaret olarak görmek gerekir. Ortalık delilden geçilmiyor ve deliller her geçen gün artıyor.
Delil isteyenler Ankara ve İzmir’deki casusluk davalarına baksın. Bu davalar kamunun dikkatini Ergenekon ve Balyoz davaları kadar çekmedi, fakat çok daha vahimdi. Hem daha çok sayıda insan bu davalarda sanık koltuğuna oturtuldu hem de içerik çok ilginçti. Bu davaların hepsi çöktü. Tüm sanıklar beraat etti. Mahkemeler davaların düzmece olduğunu, sahte deliller üretildiğini, zorlama bağlantılar kurulduğunu açıkladı. Davalar akla ve hayatın akışına da aykırıydı. Bir yerde yüzlerce casus bulunur mu? Casus dediğin bir iki tanedir. Oysa bu davalar kışlaları ve askerî görev yerlerini boşaltacak kadar çok sayıda insanı sanık sandalyesine taşıdı.
Bugün bu davaların sahte ihbarlarla veya polisçe hazırlanan sahte belgelerle başlatıldığı biliniyor. Ancak, polis operasyonun sadece başlangıç noktası. Sürecin yürümesi ve tamamlanması için savcıların ve hâkimlerin de devrede olması gerekiyordu. Hepsi ayarlandı. 2013 Gezi isyanları ve 17/25 Aralık yolsuzluk kılıflı darbe teşebbüsü ülkedeki havayı değiştirmeseydi sanıkların uzun süre cezaevinde yatması kesindi.
Sanıkların yılları çalındı. Casusluk ithamına bulaştırılan özel hayatla ilgili suçlamalarla insanların itibarları yerle bir edildi. Çocuklar babasız, eşler eşsiz bırakıldı. Geçim sıkıntılarına yol açıldı. Şimdi ağır mağduriyete uğratılmış bu insanlar kumpasların failinin kim olduğunu söylüyor. Suç duyuruları yapıyor. Kumpasçıların hesap vermesini istiyor.
Bütün bu rezaletler Cemaat içine gömülü Otonom Yapılanma’nın marifeti. OY içinde savcılar ve yargıçlar da var. Usta bir şekilde gizlendikleri için teşhis edilmeleri zor. Daha doğrusu zordu. Şimdilerde işler değişiyor.Yıllarca Cemaatin yargıdaki varlığını ve işlerini görmeyenler veya görüp de bir sebeple dile getirmeyenler bile gerçekleri yazmaya, konuşmaya başladı.
Bunun son örnekleri karşımıza hükümet dostu olduğu söylenemeyecek Hürriyet Gazetesi’nde çıktı. Gazetenin yazarlarından Ahmet Hakan Coşkun Cemaat ve PDY hakkında değerlendirmeler kaleme alıyor. Gazetenin 6 Mart 2016 tarihli nüshasında daha önce bu satırların yazarı dâhil bazı kişilerce yapılmış tespitleri tekrarladı. Cemaatin paralel yapı adı verilen tarafının üzerine gidilmesinin işadamlarını Gülen’in kapsını aşındırmaktan, vatandaşı polise acaba diye bakmaktan kurtardığından söz etti. En önemlisi şu tespit: “Her zaman söylediğim iki şey var: BİR: Bugün AK Parti hükümetinin Türkiye’yi yönetirken neden olduğu her tür çarpıklık, son tahlilde düzeltilebilir. İKİ: Ama ‘Cemaat’ ile hükümet ittifakından doğan çarpıklıkları düzeltmek, Cemaatin ‘Paralel Yapı’sının soyutluğu yüzünden asla mümkün olmayacaktı.”
Gazetenin aynı nüshasında verilen haber yorumda ise Danıştay’daki başkanlık seçimi üzerinden yargıdaki Cemaat varlığına işaret edilmekteydi. Yargıda Birlik Deneği aracılığıyla muhafazakâr, sosyal demokrat ve ülkücü ittifakının Cemaatin HSYK’daki hâkimiyetini kırdığı anlatılmaktaydı.
Öyle sanıyorum ki Hürriyet ve benzeri gazetelerdeki bu tür haberler gitgide artacak ve yargıdaki Cemaat gerçeği tüm çıplaklığıyla, hiç kimsenin gözden kaçıramayacağı şekilde ortaya serilecek. Bu yüzden, “deliller nerede?” diyerek açık gerçekleri görmezden gelenlere, Yargıda Cemaat örgütlenmesini görmezden gelerek hukuk ve yargı üzerine analizler yapan -Taha Akyol gibi- isimlere, gittikçe yaklaşan bir gelecekte mahcup duruma düşmemek için daha dikkatli yazmalarını, konuşmalarını tavsiye ederim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019