Aydın ENGİN
Erdoğan'ın durup dururken ortaya attığı “Kuvvetler ayrılığı” tartışmasını gündem değiştirmek için bir manevra olarak gören ucuz yorumlara kulak asmak anlamsız. Dahası bu tartışmayı sadece Erdoğan'ın kişisel bir tercihi, özlemi, niyeti gibi tekil bir olay gibi kavramak da anlamsız. Tartışmaya yol açan görüşü yeni anayasa çalışmalarından bağımsız düşünemeyiz. Erdoğan'ın “Millete hizmet edeceğiz ama kuvvetler ayrılığı önümüze çıkıyor” sosuyla süslediği niyet, yeni anayasanın belkemiğini oluşturacak; devletin yapısını belirleyecek yeni sistemintanımlanmasını hedeflemekte.
Önümüzde kilit önemde üç seçim ve belki bir Anayasa referandumu var. Bu seçimler orası burası yamanmış 12 Eylül Anayasası ile mi yapılacak, yoksa seçim maratonundan önce yeni bir Anayasa mı çıkacak? Önümüzdeki dönemin siyasal tablosunda bu sorunun yanıtı çok, hem de pek çok önemli.
12 Eylül Anayasası kalacaksa Erdoğan'ın tutkuyla sarıldığı “Başkanlık sistemi” hikaye. Devletin tepesindeki yapılanma bugün nasılsa öyle kalacak demektir. Büyük ölçüde sembolik bircumhurbaşkanı, yasama yetkisini elinde tutan bir meclis ve gücü partisinin meclisteki iskemle sayısı ile doğru orantılı bir başbakanın belirlediği hükümet.
Besbelli ki Tayyip Erdoğan'ın hayalini kurduğu sistem bu değil. Değiştirmek ve yerine kafasındaki modeli oturtmak için her şeyi, en azından çok şeyi göze alacağı bir sistemden söz ediyoruz.
Bu yeni bir anayasa demektir.
Meclis'te bir komisyon var: Anayasa Uzlaşma Komisyonu. Meclis'te grubu bulunan bütün partilerin temsil edildiği bir komisyon,. Görevi de “ilkeler”de bir uzlaşma sağlayıp yeni Anayasa taslağını hazırlamak. Engelliler için hangi terimin kullanılacağı, Türkiye milletvekilliği gibi uzlaşılması zor olmayan birkaç konuda mutabık kaldılar. Ardından komisylon teklemeye başladı. Örneğin yurttaşlık tanımı, eğitim dili gibi konularda uzlaşma bir yana yakınlaşma bile yok. Olacağı da yok.
Dahası Erdoğan'ın ve AKP'de “Erdoğan ne derse o” yemini etmiş ekibin tutkuyla savunduklarıyeni sisteme uygun bir anayasanın bu komisyondan çıkmasına hiç imkan yok.
Kestirmeden söylersek TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu uzatmaları oynuyor. Yakında “Evli evine, köylü köyüne, herkesin anayasa taslağı kendine” gibi tekerlemeler duyacağız.
Nitekim Uzlaşma Komisyonu'nun yürümesinden, işlemesinden sorumlu olan Meclis Başkanı, “devletin” adamı Cemil Çiçek, Erdoğan'ın ardından baklayı ağzından çıkardı ve “Kuvvetler arasında dengeyi yeniden kurmak gerek” buyurdu.
Yani AKP'nin, “N'apalım partiler arasında uzlaşma sağlanamadı. Biz de kendi Anayasa taslağımızı milletin önüne koyacağız”ın peşrevlerini yaşıyoruz.
Yoksa 12 Eylül Anayasasının belirlediği devlet yapısı içinde Tayyip Erdoğan'ın kuvvetler ayrılığı ilkesinden yakınması için ciddiye alınır bir neden yoktu.
İktidarda 10 yılını tamam etmiş bir partinin “bürokratik oligarşi”den söz edip “Önümüzü kesiyorlar, yolumuzu tıkıyorlar” diye yakınmasında nasıl bir inandırıcılık olabilir ki?
Bürokrasinin tepelerinde epeydir AKP'nin atadığı bürokratlar var. Üniformalı bürokrasinin askeri kanadı ise zaten büyük ölçüde olması gereken yere çekildi. Poliste yığınsal tayin ve dağıtmalarla “cemaat” ağırlığı da hafifletildi.
Ne kaldı?
Yargı erki.
Ama orada da son Anayasa referandumunda HSYK'yı belirleme hakkını elde eden yargıç ve savcılar oylarını AKP'ye yakın duran bakanlık bürokratları listesi için kullandılar. HSYK'nın yüksek mahkemelerin yargıçlarının belirlenmesindeki ağırlığı gözönüne alınırsa Tayyip Erdoğan'ı rahatsız edecek ne var ?
AKP iktidarının “hükümet etme tarzı” için yaşamsal önem taşıyan mali denetim konusunda da yetkileri kırpılıp kuşa çevrilen Sayıştay da tehlike olmaktarn büyük ölçüde çıktı.
Öyleyse sorun ne ?
Sorun yürümekte olan sistem içinde ayak bağlarını temizlemek değil. Kuvvetler ayrılığını tartışma konusu yaparak “Başkanlık sistemi”ne, hem de Kılıçdaroğlu'nun isabetli deyimiyle “Padişah yetkileri” ile donanmış bir başkanlık sistemine giden yolu açmak.
Yani başlayan tartışma, gitgide hızlanacak, yoğunlaşacak olan devletin yeniden yapılanması ve elbet Tayyip Erdoğan ve ekibinin düşlediği gibi yapılanması hazırlığının peşrevi.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021