Aydın ENGİN
Yazının konusu belli.
Büyük Türk büyüğü Recep Tayyip Erdoğan buyurdu:
- "Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok. Muhafazakar demokrat yapımıza bu ters. Vali Beye bunun talimatını verdik. Bunun bir şekilde denetimi yapılacak"
Bu konuşmayı duyup okuyup da yazıya oturmayan gazetecileri dövüyorlarmış. Ben de grip-nezle ikilisine birkaç saat ara verip bilgisayarın başına çöktüm.
* * *
Biliyorsunuz, AKP’nin Kızılcahamam kampından o kulis haberini bize ulaştıran Zaman gazetesiydi. Haberin vehametini, yolaçması kaçınılmaz toplumsal tepkiyi ve hâlâ kendini “muhafazakâr demokrat” olarak tanımlamaya çabalayan AKP parti için doğuracağı sıkıntıları sezecek siyasal kültüre sahip oldukları anlaşılan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ve Başbakan’ın en baş başdanışmanı Yalçın Akdoğan haberi hemen yalanladılar.
Arınç haberin “düpedüz asparagas” olduğunu söyledi.
Akdoğan aşı sırasına girmiş ilkokul öğrencilerini “Korkma, korkma hiç acımayacak” diyerek yatıştırır gibi tweetledi: “CHP'lilerin ahlak polisliği tezviratı gerçekdışıdır. Öğrenci evlerine yönelik hedef saptırmalar da çok yanlıştır. Konu izinsiz apartlardır”
Ancak gerine gerine “Konuştuğumu inkar etme anlayışına sahip bir insan değilim. Ne yapıyorsak inanarak yaparız, ne söylüyorsak da arkasında durarak söyleriz. Öyle eğilip bükülerek birşeyi sürdürmenin hesabı içinde olmadım, olmam.” diyen Başbakan, yardımcısı Arınç’ı da, danışmanı Akdoğan’ı da, yandaş medyanın kalem erbabını da ters köşeye yatırıverdi:
- Kız ve erkeklerin birlikte kaldığı evlerde nelerin olduğu belli değil. Karmakarışık her şey olabiliyor…
Arınç ve Akdoğangiller bu açıklamalardan sonra dünkü sözlerini nerelerine sokacaklar bilemem. Derdim de değil.
Başbakanın “karmakarışık her şey” derken ne demek istediği malum. Çünkü mendil de görse aklına hep aynı “şey” gelenler misali, kadın ve erkek yanyana ise, hele aynı evde ise mutlaka “karmakarışık şeyler” olur…
“Karmakarışık şeyleri” önlemeyi dini bir görev sayan ahlak bekçimiz konuya açıklık getirdi: Öğrenci yurtlarında kalmayıp ev kiralayan üniversite öğrencileri, o evlerde kızlı erkekli kalamayacaklar.
Kalırlarsa Başbakan’dan talimat almış valiler duruma müdahale edecekler. Çünkü bu durum Başbakanın “muhafazakâr yapısı”na ters…
Eğer bir durum, bir sorun, bir konu, bir tutum, bir davranış ve bir düşünüş Başbakanın “muhafazakâr yapısı”na ters ise, bitti. Onun neyi muhafaza ettiği hiç önemli değil. Önemli olan onun muhafazakâr yapısı…
* * *
Ey benim gencecik, kadın ve erkek arkadaşlarım, kardeşlerim, okurlarım, okumayanlarım artık anlayın.
Direnmenin alemi yok. Aksi takdirde vali amcalar tepenize çullanacak. Ayrıca imam yellenince kendisinin ne yapması gerektiğini iyi bilen muhafazkâr amca ve teyzeler, yani komşularınız, yani ev sahipleriniz ensenizde bitecekler.
12 Mart faşizminin icat ettiği “sayın muhbir vatandaş” terimi bugün gerçek oldu ve onlar kendilerini sahiden de sayın sanıyorlar. Muhbir olmayı ise makbul olma diye kavrayacaklar…
Peki çare yok mu ?
Kış geldi geliyor, bu saatten sonra kızlı erkekli evden çık, bekâr öğrenciye ev verecek ev sahibi ara, bul, taşın, iki aylık peşin şartını göğüsle…
Biliyorum olacak şey değil.
Bu durumda Başbakanın muhafazakâr yapısına uygun bir çare var:
Muta nikahı yapın !..
Muta nikahı islam kaynaklarına göre belli bir süre için kadın ve erkeğin anlaşarak nikahlanmasıdır. Süre bitince evli evine köylü köyüne…
Muta nikahı yaptığınız arkadaşınızın sahiden sevgiliniz olması gerekmiyor. Siz daha önce o evde nasıl yaşıyorsanız öyle yaşamaya devam edin. Ama muhafazakâr başbakan, onun valileri, onun sözlerini buyruk belleyen AKP’li yiğitler size karşı tavır almaya kalkarlarsa çıkarın muta anlaşmasını, burunlarına dayayın.
Süreyi de bence bir sömestr ile sınırlayın. Bakarsınız kira yüksek gelir ödeyemezsiniz, bakarsınız daha ucuz ev bulmuşsunuzdur, çıkmak zorunda kalırsınız…
Önemli olan bir muta nikahınızın olmasıdır.
Onlar için sorun çözülmüş olacaktır. Hani başbakan “dinimizin emri böyledir ve siz ona uymak zorundasınız” diyor ve kendi dinini herkesin dini sanıyor ya, devlet gücüyle donanmış muktedir (=iktidar sahibi) Başbakan ve tayfasının elinden ancak böyle paçayı sıyırabilirsiniz.
* * *
Çok mu onur kırıcı ?
Haklısınız. Bence de onur kırıcı; ”lâik takiyye” gibi bir yüreksizlik…
Peki, başka çare yok mu ?
Var !..
Daha birkaç gün önce kadın milletvekillerinin Meclis’e başörtülü gelip gelemeyeceğinin tartışıldığı oturumda hani kürsüye cesur kadınlar çıktı.
Hani Pervin Buldan konuştu:
“Biz kadınlar olarak bir müdahale ve bir öneri almak istenmiyoruz. Düşünecek biziz…. Nasıl giyineceğimize, nasıl yaşayacağımıza biz karar veririz, erkekler değil.”
Hani Ruhsar Demirel konuştu:
"Erkekler ! Mahremimize girmenizden rahatsızız. Biz sizin ne yiyip ne içtiğinize,ne yaptığınıza karışıyor muyuz? Mahremimizden çıkınız."
Sizler de komşuya da, valiye de, başbakana da o cesur kadınlar gibi seslenin: “Mahremimize giremezsiniz, mahremimizden çıkın” deyin.
Kadınsanız da böyle deyin, erkekseniz de böyle deyin…
İşe yarar mı ?
Öyle bir yarar ki ?
Gezi direnişini hatırlasanız a…
Hani başta Başbakan, AKP tepelerini allak bullak eden, abdest tazeleten, tükürdüğünü yalatan gezi direnişini…
Son Dakika…
Yazıyı yazdım, T24’e yolladım. Nezle destekli griple birkaç gündür süren dostluğuma döndüm. Yani tumba yatak.
Rahat bırakmıyor ki…
Finlandiya yollarına çıkmadan önce havalimanında yine konuştu ve buyurdu:
- Bir kız ve erkeğin aynı evde kalması ne denli uygun?
Yataktan çıktım. Yazıya ek yapacağım. Çünkü bu bilgece(!) soru cevapsız kalmamalı.
Soruya bir sürü cevap verilebilir. Ben cevabı bizzat Başbakanın vermesi önkoşuluyla soruyu soruyla cevaplamayı tercih ediyorum:
- Sizin Türkiye Cumhuriyetine başbakan olmanız ne kadar uygunsa o kadar uygun…
Haydi bakalım, cevaplayın…
Bu arada…
Finlandiya’ya gidiyorsunuz. Ben daha önce oralarda bulundum. Bu Finliler sauna denen Fin hamamına kadınlı erkekli giriyorlar. Hem de anadan doğma…
Hazır oralara gitmişken gereken uyarıyı yapmayı unutmayın e mi ? Ne de olsa dünya liderisiniz. Herhalde Finliler bir dünya liderini ciddiye alırlar…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021