Aydın ENGİN
Alevi Dernekleri Federasyonu dün İstanbul’da İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir protesto eylemi yaptı.
Günün yoğun gündemi içinde kaybolup gidebilir.
Gitmesin.
Federasyonun Genel Başkanı Rıza Eroğlu’nun sözlerini özetlemek yerine en önemli bölümünü aynen aktaracağım. Bence sabredin ve okuyun:
"…Her şeyden önce hiç kimse inancını değiştirmeye zorlanamaz. Bu anayasal bir haktır ve hakkın ihlali anayasal bir suçtur. Bu nedenle iktidara çağrımızdır: Öncelikle zorunlu din dersleri eğitimden derhal kaldırılmalıdır. Orta öğrenim, imam hatiplere indirgenmekten vazgeçilmelidir. Alevi çocuklarını, inançlarından şüpheye düşüren, Sünni müfredata mahkûm etmekten vazgeçilmelidir. Bugün burada çocuklarımızı okula göndermeyerek tepkimizi dile getirmenin yanı sıra şunu da söylemek istiyoruz ki, bu eylemlerimizi çoğaltarak büyüteceğiz. İktidarınızı rahatsız etmeye devam edeceğiz ve bedeli ne olursa olsun çocuklarımızı din dersleri eğitimine göndermeyeceğiz…"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) zorunlu din dersleri ile verdiği kesin kararı sanırım duymayan kalmadı. Ardından Hükümet’in aklıselim sahibi sözcüsü rolünü bıkıp usanmadan oynayan, ancak özgül ağırlığı yetmediğinden sonunda hemen hep mahcup olan Bülent Arınç, karara uymak zorunda kalınacağı anlamına gelen birkaç cümle kurdu. Keza Hükümet kanadından “AİHM de kimmiş; içişlerimize nasıl karışırmış” yollu alışıldık efelenmeler gelmedi.
Sadece Başbakan Davutoğlu, AİHM kararını detaylı olarak inceleyeceklerini, bölgenin özelliğinden dolayı, radikal unsurların etki alanında kalınmaması için devlet eliyle verilecek din dersinin gerekli olduğunu düşündüğünü, ama yine de konuyu tartışacaklarını söyledi ve epey ihtiyatlı bir dil kullanmaya özen gösterdi. Sonra da bir “inci” savurdu: "Bir ateistin dahi din kültürü bilgisi sahibi olması zarurettir".
Bir kere zaruret filan değil sadece yararlıdır; kültürel birikimini zenginleştirmektir. Kendisi açıkladı: İktisat eğitimi görürken Marksizm’i de öğrenmiş. Sahiden öğrenmiş mi bilemem. Bildiğim Marksizm ona zorla öğretilmemiş; sınavda “Anlat bakalım Davutoğlu, Marksizmin değer teorisi nedir” diye bir soru filan da sorulmamış. Dahası bütün bunları ilkokuldan itibaren değil, üniversite eğitimi sırasında öğrenmiş.
* * *
Niyetim Davutoğlu ve benzerleri ile polemik yapmak, tartışmak değil. 12 yıllık AKP iktidarında o eşiği çoktan aştık.
AİHM kararlarını izleyen günlerde AKP cephesinden gelen tepkiler, sorunu “Erdoğan usulü” efelenmeyle değil, sündürerek, zamana yayarak, “mış gibi” yaparak çözme (yani çözmeme) eğiliminin ağır bastığını gösteriyor.
Kimse AİHM kararına bel bağlamasın. Açıktan “Sizin kararınıza uymuyoruz” denmeden de AİHM kararı hasıraltı edilebilir. Bunun epey örneği var. Kaldı ki kararına uyulmayan AİHM para cezası verir. Ödenmezse faiz işler, yine ödenmezse borç daha da kabarır.
Peki sonra ne olur?
Hiçbir şey olmaz. En çok AB ilerleme raporuna bir olumsuzluk notu olarak düşülür.
O kadar…
* * *
Şimdi dönün yazının başlarına. Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanının şu cümlesine bir daha bakın: “…bu eylemlerimizi çoğaltarak büyüteceğiz. İktidarını rahatsız etmeye devam edeceğiz ve bedeli ne olursa olsun çocuklarımızı din dersleri eğitimine göndermeyeceğiz…"
Buna demokrasi literatüründe “sivil itaatsizlik” deniyor.
Peki, Türkiye’nin de AİHM’in varlığını ve yetkisini kabul ettiği, dahası evrensel hukuk ilkelerinin ulusal yasalara üstünlüğü ilkesini de benimsediği gerçeğinden hareketle yasalara uymamayı değil tam tersine uymayı zorlamak için sivil itaatsizlik eylemine başvurmak sadece Alevi yurttaşlarımızın görevi, sorumluluğu mu?
Kabul, böyle bir eyleme katılmak, onun yaygınlaşması için çabalamak özellikle okulda çocuğu olan anababalar için kolay değil.
Ancak iktidardaki zihniyetle (hükümetle bile demedim, zihniyetle dedim) mücadele etmenin de kolay yolu yok…
Alevi yurttaşlarımıza destekten söz etmiyorum. Birer yurttaşolarak bu yükü sadece onların sırtına yıkmaya hakkımız olmadığından söz ediyorum.
Haksız mıyım?
Hayır, değilim!..
Aydın Engin'in bu yazısı Cumhuriyet'ten alınmıştır.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021