Aydın ENGİN
“Muamma” gibi buram buram eski dil kokan bir sözcük yerine arı dilde cuk oturan bir karşılık bulamadım. Siz bulursanız başlığı bulduğunuzla okuyun...
Soru: Cizre’de ne oluyor ve neden böyle oluyor?
Gazete haberleri, yer aldığı medyanın meşrebine göre birbiriyle çelişen haberler de dahil şunu söylüyor: Bir evin bodrumunda yaralılar var. Kimi acı çeken, kimi can çekişen yaralılar.
Beştepe’deki zat “Belki de yaralı değillerdir” buyurdu.
Iyi, peki, kabul, belki de yaralı değillerdir...
AKP medyasının masa başı üfürüklerine de “peki” diyelim, diyelim ki “O bodrumdatepeden tırnağa silahlı, PKK’nin kente inmiş militanları, PKK’lilerin yeğlediği terimlegerillaları var”.
Bir hukuk devleti olduğu anayasasında yazılan bu devletin dizginlerini elinde tutan siyaset esnafına düşen nedir? Polisi var, jandarması var, artık onu da işin içine soktuklarına göre koskoca ordusu var. Hem de NATO’nun en büyük silahlı gücü diye kostaklanılan bir ordusu...
Böylesine bir güç, Cizre’de üst katları çökmüş, suyu, elektriği çoktan kesilmiş bir binanın bodrumuna sıkışıp kalmış, bu satırlar yazılırken içlerinden altısı artık yaşamayan, yaşayanlarının direnme gücü kalmamış insanları oradan çekip alamıyorsa zaten “Biz bu işi beceremiyoruz arkadaş” deyip dükkânı kapatsınlar...
Ya peki bir başka kirli ve kanlı hesapla “Cizre’deki bodrumu” sürekli gündemde tutmak, güvenlik siyaseti denen özünde şiddeti siyasal mücadele yöntemi seçenlerle mücadeleyi değil, bir halkı, bu ülkenin yurttaşlarından oluşan bir halkı ezmeyi, diz çöktürmeyi, pes ettirmeyi, taleplerinden vazgeçirmeyi hedefleyen sefil bir siyasete malzeme kılmak isteniyorsa?..
Son paragraf bir soru cümlesi ve bu ciddi bir soru...
O bodruma sıkışıp kalmış, direnç güçlerini yitirmiş 19 yurttaştan söz ediyoruz. Siyasal tercihleri ne olursa olsun bu ülkenin yurttaşı olan 19 kişi. Bu ülkenin hukukuna bağlı ve kendilerine bu ülkenin geçerli (hâlâ geçerli ise tabii) hukukunun uygulanması anayasal bir zorunluk olan 19 yurttaşı.
Veee...
Ve eğer suç işlemişlerse yakalanıp yargıç karşısına çıkarılıp suçları ölçüsünde cezalandırılması gereken 19 yurttaşı.
Ve birer birer ölmeleri için korkunç bir suskunluk ve sessizlik duvarının ardına hapsedilmiş 19 yurttaşı.
Altısı artık yaşamıyor.
Ya kalanlar?
Beklenen ne? Terk edildikleri bodrumda ağır ağır ölmeleri ve ölünceye kadar da kirli ve kanlı bir psikolojik savaşın kurbanı olarak seçilmişe benzeyen 13 yurttaş...
Onları almaya kendi ülkesinde ancak beyaz bayrak çekerek gidebilen ve hepsi kadınlardan oluşan bir grubun, bodrumun önüne kadar gidip özel hareket polislerinin engeline çarpıp elleri böğürlerinde ve acıları yüreklerinde geri dönmek zorunda kalan anneler, kız kardeşler, gelinler...
Ancak kararmış bir vicdan o kadınlardan yükselen acı çığlığına ve bodrumdan gelen iniltilere duyarsız kalabilir.
Cizre muammasını aydınlığa çıkarmadan bu ülkede demokratım, yurtseverim, hukuku savunuyorum demek mümkün değil.
Cizre’yi bir muammaya çevirenlerin demagoji, yalan ve psikolojik harekât yöntemlerine başvurmadan verebilecekleri bir cevap var mı?
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021