Aydın ENGİN
Önce, Fransızca bilmeyenler için (ben de bilmem ya) başlığın çevirisi: Yaşasın Fransa!..
Şimdi de "Nerden çıktı bu" diye sorup, "Sen kaşınıyorsun galiba" diye ekleyenler için açıklama:
Fransız Ulusal Parlamentosu'unun "Türkler 1915 yılında Ermenilere soykırım uyguladılar" anlamına gelen bir yasa çıkarmasının ardından Türkiye'de patlayan tepkiler üstüne yazmak uzunca süre içimden gelmedi.
Oldum bittim siyaset esnafının tarihçi rolüne soyunup, çapsız siyasi hesaplarla kararlar alıp, sonra da bunu "Tarihe not düşmek" diye yutturmaya çalışmalarından tiksindim.
1914'de Fransa'nın da saflardan birinin başını çektiği "Dünya pazarlarını yeniden paylaşım savaşı"nın kanı dumanı içinde halkların birbirini boğazladığı tarih dilimi, siyaset esnafına bırakılmayacak kadar acı, ciddi ve at izinin it izine karıştığı yıllardır.
O korkunç savaşın ikinci yılında, 1915'de, pazardan pay kapmak gibi bir ufukları ve güçleri bir yana, bizzat kendileri talan edilecek "pazar"ın birer parçası oldukları halde, silahlandırılıp cephelere sürülen Anadolu halklarının birbirlerini boğazladıkları da bir gerçek. Bunun için tarihçi olmaya, tarih biliminin inceliklerine başvurmaya gerek yok. Hâlâ yaşayan tanıkları var; artık yaşamayan tanıkların ağzından dinlemiş "tanıklık tanıkları" var. (Biri bu satırların yazarıdır).
18. yüzyılda Batı Avrupa'da başlayan uluslaşma süreçlerine, 19. yüzyılın sonuna doğru katılan; treni kaçırmamak için her türlü dış desteğe kollarını açan Balkan ve Kafkas halkları için, üfürsen yıkılacak ölçüde zayıflamış Osmanlı İmparatorluğu hedef tahtasının ortasındaydı. Bulgaristan, Yunanistan, hatta Sırbistan "ulus-devlet"leri bu sürecin başarıya ulaşmış meyveleri oldu.
Çok halklı, uluslarüstü Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazından fışkıran son "ulus-devlet" Mustafa Kemal'in önderlik ettiği Türkiye Cumhuriyeti oldu.
Anadolu ve Rumeli toprakları üstünde yok olmamak için direnen Osmanlı İmparatorluğu, "ulus-devleti"ni kurmak için baş kaldıran Osmanlı halkları (Bulgarlar, Yunanlar, Sırplar, Karadağlılar, Makedonlar, Ermeniler, Araplar, Arnavutlar) ile kapıştı.
20. yüzyılın ilk çeyreği bu sürecin kanlı sayfalarıyla doludur ve kimse masum değildir.
Tarih, tek bir kıvılcımla birbirine giren, birbirini kavranması güç bir hunharlıkla boğazlayan halkların öyküleriyle dolu. "Asya - Avrupa köprüsü" Anadolu topraklarının tarihi bu öykülerin en yürek yakıcılarına tanıklık etti; sahne oldu.
Birbirini boğazlamış, düne kadar kız alıp verdiği komşu haklarla aralarına kan girenlerin düşmanlıkları uzun ömürlü oluyor. Bir iki yıllık savaşın serptiği düşmanlık tohumları bir kaç on yıl, hatta bir yüzyıl sürebiliyor.
Olsun.
Çok köklü düşmanlıklar da olsa sorunun ve konunun tarafları yine de onlardır ve sadece. Örneğin "1915 olayı"nı tartışacak, didikleyecek, hesaplaşacak, bunun bir "soykırım" mı, büyük çaplı bir tehcir sırasında kolları sıvayan Yeşil'lerin, Çatlı'ların, "Beyaz Kuvvetler"in sistematik cinayetleri mi olduğuna karar verecek olanlar yalnızca ve yalnızca Türkler ve Ermenilerdir.
...Ve elbette o can kırımlarının yaşandığı büyük savaşın elebaşısı Fransız siyaset esnafı değildir.
Üç beş Fransız siyaset esnafının, üç beş Ermeni kökenli Fransız seçmeninin oyu uğruna "hakem" ve "hakim"rolüne soyunmaları olsa olsa tiksindirir.
O yüzden bu konuda tek satır yazmak bile içimden gelmedi. Fransız siyaset esnafı ile bizim siyaset esnafı arasındaki içeriksiz kapışmayı öfkelenerek seyretmeyi yeğledim.
Ama işin tadı, tepkinin endazesi kaçtı.
Fransız siyaset esnafına yönelmesi gereken tepki bir halka, Fransızlara yöneldi.
Voltaire'nin, Diderot'un, Victor Hugo'nun, Marie ve Pierre Curie'nin, Pascal'ın,Moliere'in, Albert Camus'nun, Jean Paul Sartre'ın çocuklarına düşmanlık bizim kitabımızda yazmasa gerek.
Eğer "Soykırım Yasası maskaralığı" mâhkum edilecekse, bu, Fransız halkına düşman olarak değil, nice özgürlük savaşlarını kazanmış, nice demokrasi hamlelerine ebelik etmiş Fransız halkı ile omuzdaşlaşarak başarılacak.
* * *
O yüzden TRT'nin son bir haftadır Fransızca şarkılar çalınmasını yasakladığını görüp (bilip) inadına Edith Piaf'tan, Jack Brel'den, Ermeni kökenli Fransız Charles Aznavur'dan "chansonlar" dinleyeceğim.
Bunu, paraya kıyıp aldığım bir şişe Fransız şarabını yudumlayarak yapacağım.
Yatmadan önce, Albert Camus'un ne zamandır elime almadığım"Yabancı"sını okuyacağım.
Bugünlerde bir tiyatro Moliere'den bir oyun sahneliyorsa, ne yapıp edip bilet bulup izleyeceğim.
Doğum günüm yaklaşıyor; kimi dostlarıma, doğum günümde bana iyi bir Fransız konyağı armağan etmelerini söyleyeceğim.
Hatta inadına inadına, bu Tırmık'ın başlığını "Vive la Fdrance"koyacağım.
Hatta koydum bile...
* * *
Dipnot: Tırmık’ı doğduğu günden beri izleyenler var, biliyorum. Yukarıdaki yazı onlara aşina gelecek. Yanılmıyorlar. Okuduğunuz Tırmık on yıl önce 2001 Şubat’ındaCumhuriyet’te yayınlandı. (Haydi izin verin öğüneyim:) O yıl meslek örgütüm Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin “Yılın köşe yazısı” ödülüne layık görüldü. Çok onurlandım.
O Tırmık’ı bugün yine önünüze koymam elbette tembelliğimden değil. Ama on yıl önce bugünküyle aynı tartışmaları, aynı tepkileri yaşadık. Fransız mallarını boykot etmek, Fransız şirketlerine ihale vermeme tehdidi savurmak (sonra da tükürdüğümüzü yalayıp yutmak), TRT’de Fransızca şarkıları yasaklamak gibi...
Milliyetçi tepkiler on yıl önce de bu saçmalığa imza koyan siyaset bezirganı Fransız politikacılarla sınırlı kalmadı, bir halka, Fransız halkına düşmanlığa yöneldi. Bugün de gazete köşelerinde, TV ekranlarında aynı milliyetçi körlük fütursuzca sergileniyor. Yani 2001 yılında yazılan Tırmık sanki bugün yazılmış gibi taze.
Gel de kederlenme...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021