Aydın ENGİN
|
SUNUŞ
Süleymanpaşa Belediyesi’nden söz edeceğim. Birkaç gün önce neredeyse tam bir gün geçirdiğim Süleymanpaşa Belediyesi’nden... Gözlemlerimi, izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım. Kurulduğu Mart 2014’ten bu yana yapılanları, yapılamayanları, başarıları, başarılamayanları... Ama önce sorsam, “Süleymanpaşa nerede” desem, cevabınız ne olur? Bir ipucu vereyim: Trakya’da... Ancak meslek dolayısıyla Trakya’yı neredeyse adım adım bilen ben bile onun Tekirdağ merkez ilçe ve çevredeki köy ve beldeleri kapsayan belediyenin adı olduğunu yeni öğrendim. Önce Başkan Ekrem Eşkinat ve kurmayları ile bir masanın çevresinde buluştuk. İtiraf ediyorum: Fazla ciddi, sıkıcı ve sadece başarılardan söz edilen bir “briefing” bekliyordum. Kahkahaların sık sık patladığı bir sohbet oldu. Ardından masada anlatılanları yerinde görmek üzere uzun ve - benim için - epey yorucu bir kent turu başladı... Bir sorun var: Bütün bunları yazıya dökmek üzere bilgisayar başına oturunca iyice fark ettim. Okura “Amaaaaan, bu gazeteci de Tekirdağ’a gitmiş, oradan belediyenin çalışmalarına, yapıp ettiklerine övgüler düzüyor” dedirtmemeliyim. Meslek ilkelerimizde de Cumhuriyet’in geleneğinde de böyle gazeteciliğe yer yok. İyi de ben bu sayfada Süleymanpaşa Belediyesi’ni övmek, bu belediyecilik anlayışını okurlara alkışlatmak istiyorum. Yani zor iş. *** Daha masa başı sohbette bu belediye “Biraz tuhaf bir belediye bu” kanısı içimde filizlenmişti. Masadaki üç yardımcısı, Mehmet İşveren, Volkan Berkay Çakır ve Gülfenah Dinç Güral alışageldiğimiz üzere “Evet başganım, çok doğru başganım, haklısınız başganım” teranesinden çok uzaktılar. Başkanın anlattıklarına duraksamadan itiraz da ettiler. Bugüne dek tanıdığım hemen bütün belediyelerde “Paramız yok, kadro sıkıntımız var, zor durumdayız” yollu yakınılar dinlemeye alışkınım. Başkan omuz silkip “Yooo, biz gayet rahatız ve planladıklarımızı, hedeflediklerimizi adım adım gerçekleştiriyoruz” dedi, yardımcıları da gülerek onayladılar. Ardından ekledi: - Engin Bey çalmazsan, çaldırmazsan, yolsuzluğa göz yummaz, yolsuzu cezasız bırakmazsan belediyenin olanakları yeter de artar... Ardından sahildeki geniş park alanında basit bir büfe barakası iken yasaları hiçe sayıp yayıldıkça yayılan bir işletmenin yıkılış öyküsünü kahkahalar eşliğinde anlattılar. Kimse yıkamaz sanılan büfenin yıkılışı yeni kurulmuş, çiçeği burnunda Süleymanpaşa Belediyesi için bir dönemeç olmuş. Tekirdağ halkının belediyelerine bakışları birden değişmiş... 25-30 bin kişilik küçük bir deniz kıyısı kasabasından 180 binlik bir kocakente dönüşen Tekirdağ merkezine belediye hizmeti vermek zor olsa gerek. Başkan Eşkinat yine omuz silkti: - Valla ben ve ekibim bunu yapabiliyoruz ve biz yapabiliyorsak herkes yapabilir. Yeter ki çalma, çaldırma, halkın isteklerine kulak ver ve öncelik tanı. Bu kadar basit... Ne denir. Laf bitti. Artık söylenenleri yerinde görme zamanı geldi. Kent turuna çıkıyoruz. |
![]()
Çocuk cenneti Tekirdağ
Tekirdağ merkezi ve çevre köy ve beldeleri kapsayan Süleymanpaşa Belediyesi’nin yapıp ettikleri, projelendirip gerçeğe dönüştürdüklerini sayfalar dolusu anlatmak mümkün ve değer. Ama tıpkı belediyenin çok büyük vurgu ile öncelik tanıdığı gibi Tekirdağ ve çocukları konusuna bu sayfada da öncelik tanımak gerek.
En kestirme anlatımıyla Süleymanpaşa Belediyesi Tekirdağ’da bir çocuk cenneti yaratıyor. Hatta büyük ölçüde yaratmış. Tamam kadınlar, sağlık hizmetleri, ulaşım, yol, altyapı da önemli ama Tekirdağ’ın çocukları belediyenin gözünde hepsinden önemli.
Uzun uzun anlatamam. Yer yetmez. Ama sadece sayıların çıplak dili bile çok şey anlatıyor.
Yeni doğan bebeklerden başlayalım. Tekirdağ’da her doğan bebek, belediyenin “Hoş geldin bebek” kutusu ile karşılanıyor. Kutuda battaniye, bebek bezi paketi, biberon, önlük, bebek bakım kitapçığı, bir de başkanın ağzından yazılmış bebeğe özel bir mektup var. 2014’ten bu yana 10 bin 238 bebek bu kutuyla kucaklaşmış ve kucaklanmış.
![]()
Çocuk Kulübü
Sırada bebekliği epey geride bırakmış çocuklar var.
“Süleymanpaşa Çocuk Kulübü” kurulmuş Öyle dostlar alışverişte görsün türünden bir kulüpten söz etmiyorum. 8.000 (yazıyla sekiz bin) Tekirdağlı çocuğun üye olduğu bir kulüpten söz ediyorum. Her birinin adına hazırlanmış bir kulüp kartı var. Bu kartla belediyenin bütün olanaklarına, etkinliklerine, paralı girilen kaydıraklı oyun alanından çocuk tiyatrosuna, çocuk korosuna, çocuk konserlerine, spor etkinliklerine çocuklar bedava ve özgürce girebiliyorlar.
- Katılıyorlar mı?
- Hem de nasıl. Mesela Tekirdağ yelken kulübü ile ortaklaşa optimist yani çocukların da kullanabileceği basit bir yekeli tek yelkenli kayık kursları var. Kaç çocuk katılıyor dersiniz?
- 100... Peki 200...
- İki bin çocuk. 8 ile 14 yaş arası 2.000 çocuk. Optimist sporu çocuğun karar verme yetisini olağanüstü geliştirir. Denizdesin ve kayığında tek başınasın. Başının çaresine bakmayı becermen lazım. Beceriyor sonunda. Aileler de yakınıyor.
- Niye?
- E bizim çocuk değişti, dikbaşlı oldu, söylediklerimize itiraz ediyor, o öyle değil böyle olmalı diye diretiyor, diye yakınıyorlar...
İtiraz etmesini, kendi doğrusunda ısrar etmeyi küçük yaşta öğrenen 2 bin çocuk.
Vay be.. Bu veletler büyüyüp seçmen olunca... Çocuk kulübü içinde bir de alt kulüp var. Tekno kulüp. Onlar için temiz, güzel bir bina tasarlanıp yapılmış. İçinde bilgisayarlar, üç boyutlu yazıcı ve Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nden iki gönüllü ve idealist uzman var.
Ne mi yapıyorlar?
Hiiiç. Kod yazmayı öğreniyorlar. Yani kısa, basit bilgisayar programları yazıyorlar. Ekranda robotlar, oyuncaklar tasarlıyorlar, sonra da bunu üç boyutlu yazıcıda üretiyorlar. Mesela çocuklardan biri zeybek çizmiş, internetten bir zeybek havası indirmiş ve yazdığı programla çizim zeybeğine harmandalı oynatıyor. Ben Egeliyim. Harmandalıyı bilirim. O çizim-zeybek doğru oynuyordu ve iyi oynuyordu...
2016 sonbaharında kurulan bu alt kulüpte bugüne kadar kaç çocuk kod yazma, bilgisayar programlama öğrendi dersiniz?
- 50, bilemedin 60...
- Çık çık...
- 100... 150...
- Tastamam 1950 çocuk.
Bilgisayar programı yazabilen 1950 kız ve oğlan...
Vay be... Bu veletler büyüyüp seçmen olunca...
***
Daha sayayım mı? Çocuk kulübünün binalarından biri yemyeşil ve geniş bir alana serilmiş her birinde psikolojik destek hizmeti veriliyor. Değme manken kızı çatlatacak kadar güzel iki gencecik kadın, bir yönetici ve bir psikolog. Gözleri ışıl ışıl anlatıyorlar.
O sırada minnacık çocuğunu elinden tutmuş bir anne geldi. Meslek alışkanlığı anlatılanları onunla test etmek istedim.
- Benim iki çocuğumun sorunları vardı. Birbirleri ile vurdulu kırdılı ilişkideydiler, ayrıca kaka ve çiş tutmayı beceremiyorlardı.
- Eee, burası işe yaradı mı?
- Valla bu altıncı gelişim. Artık çocuklarımı tanıyamıyorum. Ne kaka, ne çiş, ne itiş kakış... Cıvıl cıvıl oyun oynuyorlar.
***
Gençlik merkezi, müzik kursu, el hünerlerini geliştirecek kurslar koro, seyirci olarak tiyatro, oyuncu olarak tiyatro. Şimdiden 75 mezun vermiş bir konservatuvar, 11 dalda 10 antrenör desteğiyle spor yapan 1.000 “kızlı oğlanlı” çocuk.
Vay be... Bu veletler büyüyüp seçmen olunca... Bunu Başkan Eşkinat’a da sordum.
- Çocuğa ve kültüre bu kadar büyük ağırlık vermek... Bunlar seçmen değil ki, 2019 Mart’ında onlardan oy gelmeyecek ki size...
Yine omuz silkti.
- Ama bir gün seçmen de olacaklar. O zaman belediyenin de, başkanının da, valinin de, milletvekilinin de vay haline değil mi? Biz bugünü değil Tekirdağ’ın geleceğini kazanıyoruz.
Çingene mahallesinin ressamları
Müzik ve spor kulübünün yıldızları ‘Aydoğdu Mahallesi’nden çıkıyor artık.
Tekirdağlı birine “Aydoğdu Mahallesi’ne nasıl gidilir” diye sorsanız büyük olasılıkla dudak büzüp “Aydoğdu? Valla hiç duymadım. Bilmiyorum” diyecektir. Ama ona “Çingene mahallesi”ni sorsanız duraksamadan yolu size tarif eder.
Aydoğdu Mahallesi’nin kömür karası gözlü kız ve oğlanlarında Süleymanpaşa Çocuk Kulübü kurulduğundan bu yana bir şeyler değil çok şeyler değişti. O mahallelerden geleceğin “kriminalleri” yetişir diye bilinir ya, artık Tekirdağ’da öyle bilinmiyor. Anneler çocuklarının, öteki çocuklardan farkları kalmasın diye üstlerine başlarına, giydiklerine özen gösterir oldular. Özellikle müzik ve spor kulübünün yıldızları da “Aydoğdu Mahallesi”nden çıkıyor artık.
Bir oda orkestrası konserini Çingene mahallesinden 18- 20 çocuk da konuk olarak izledi. Konserden sonra kömür gözlü bir Çingene oğlan Başkan’a seslendi:
- Başgan be, konser çok kıyaktı. Hele o klarnette ne biçim la basıyordu adam gördün di mi?
Başkanın Galatasaray Lisesi gibi bir kültür kurumunda eğitilmiş kulaklarının bile fark edemeyeceği “ne biçim basılan la”yı Aydoğdu Mahallesi’nin doğuştan müzik yatkını çocuğu şıp diye ayırt edivermişti.
Haydi bir not daha. Süleymanpaşa Belediyesi bir resim çalıştayı düzenledi. Çalıştayda ünlü, az ünlü ressamlar kendi tablolarını çizdiler. Sonra Aydoğdu Mahallesi’nin kızlarına ve oğlanlarından o tablolardan birini seçmeleri ve o tablodan ne hissediyorlarsa onu çizmeleri istendi. Çizdiler. Burada tek örneğini sunabiliyoruz. Oysa 26 Çingene çocuk kendi tablosunu çizdi. Bazıları yetişkin ressamlarınkinden daha güzel ve anlamlıydı desem...
![]()
Al gözüm seyreyle Ressam Balaban’ı
Adı İbrahim Balaban’dır. Bursalıdır. Bursa’nın Seçköy’ünden. 2. Dünya Savaşının en karanlık günlerinde Bursa Mapushanesi’nde yatmıştır. Orada “Şair Baba” ile tanışmıştır. Şair Baba Nâzım Hikmet’tir. Şair Baba Bursa Mapushanesi’nde üç çırak yetiştirdi. Heykel sanatında Çamurcu Şevket, müzikte Beethoven Hasan ve ressam Balaban.
Çırak Balaban ustasından öğrendiği resim sanatının tekniğinde, inceliklerinde hızla yol aldı ve ünlü bir ressam oldu. Bugün 98 yaşında bir koca çınar. Özel koleksiyonlardakiler dışında kalan tablolarını, Şair Baba’nın mektuplarını ve anılarını yitip gitmesin diye Bursa Belediyesi’nin kapısını çaldı ama ilgilenen olmadı.
Değer bilen, ilgilenenler vardı ama. Tekirdağ’da Süleymanpaşa Belediyesi Balaban’ın elindeki hazinelere kucağını açtı. Bugün Tekirdağ’da ressam Balaban adını taşıyan bir “müze ev” var. Yolunuz düşerse o “müze evi” gezin. Yolunuz düşmezse düşürmeye çalışın. Balaban’ın tabloları üstüne Nâzım Hikmet’in yazdığı şiirleri bir arada gösteren tabloların önünde daha uzun durun. Nâzım ve Balaban’la hasret giderin, değerbilir belediyeye de alkış tutun...
![]()
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021