Aydın ENGİN
Koronavirüs pek çok ülkenin, kurumun, siyasetçinin boyasını da, cilasını da fena döktü. Hani neredeyse "Teşekkürler Koronavirüs" diyesim var.
Öyle ya, Koronavirüs salgını yaşamasaydık AKP’nin Reisi'nden dümen neferine kadar neredeyse bütün takımın beceriksizliği, "Bizden olmayan bizim düşmanımızdır" ilkelliği bu kadar ayan beyan olur muydu?
Öyle ya, bu salgın yaşanmasaydı, Koronavirüs salgınını "sürü bağışıklığı" denen alçaklıkla çözmeye kalkışan Boris Johnson’nun cilası bu kadar çabuk dökülür müydü?
Öyle ya, Koronavirüs olmasaydı Donald Trump nam kavuniçi zatın "Amerika’nın çıkarları önceliklidir" diye özetlenebilecek o bildik tutumu bu kadar dangalakça, bu kadar hödükçe uygulaması hemen herkes için aşikâr olur muydu?
Bu liste uzar gider. Ben ilk akla gelenleri sıraladım.
İlk akla gelenlerden olmasa gerek, çünkü Koronavirüs tartışmalarında pek üstünde durulmadı.
Soru çok yalın: Koronavirüs salgını Avrupa Birliği’nde neleri gösterdi?
Cevabı da -bence- pek yalın: Avrupa Birliği’nin de boyası, cilası sapır sapır döküldü.
* * *
Avrupa Birliği’nin tarihçesine kısa bir göz atmak bu yalın cevabı temellendirmeye yeter…
1952 Temmuz’unda Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu kurdular. Bugünkü Avrupa Birliği’nin (AB) fidesi bu örgüttü.
Tohum ise çok daha gerilere gidiyor. Victor Hugo’nun ütopyasına kadar. Daha 19. yüzyılın ortalarında Hugo kişisel ütopyasının adını koymuştu: Avrupa Birleşik Devletleri…
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu sınırları pek dar ve ekonomiden ibaret tek boyutlu bir örgütlenmeydi. Çok hızlı yürüdü ve büyüdü. Büyüme salt yeni üyelerin katıldığı bir nicel büyüme değil, sınırlı bir ekonomik anlaşmanın çok ötelerine yönelmiş bir nitel büyümeydi de. Kömür Çelik Topluluğu 1952’de Ortak Pazar’a dönüştü. Ardından Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET - 1957), Avrupa Birliği (AB - 1993) geldi…
Berlin Duvarı’nın yıkılmasının (1989) ardından Romanya, Bulgaristan, Macaristan gibi eski sosyalist sistem ülkelerini de içine alan Avrupa Birliği (AB), Avrupa’nın hemen tümünü kucaklayan ve artık ekonomik bir örgütlenme olmakla yetinmeyen bir genişlik derinlik kazandı. AB’yi iki temel sözleşme tanımlıyordu: Ekonomik yapısını Maastricht kriterleri, siyasal ve demokratik yapısını ise Kopenhag Kriterleri.
Pek çok Avrupalı aydın, düşünür, hatta siyasetçi için bundan sonraki adım Avrupa Birleşik Devletleri’ydi.
Sonra…
Sonra, 2020 Mart’ında Avrupa halkları Koronavirüs ile tanıştı.
* * *
Aralarındaki sınırları kaldırmış, tek para birimine geçmiş, tek hukuk sistemi hedefinde çok yol almış, ortak bir ordu kurulmasını tartışma gündemine getirmiş, "ortak bir kültürün Avrupası"ndan gururlanarak ("kibirlenerek" diye de okuyabilirsiniz) söz etmeye başlamış Avrupa Birliği’nde, Koronavirüs özellikle İtalya ve İspanya’yı hazırlıksız yakaladı ve çok sert vurdu.
Milliyetçi önyargı ve tercihlerden büyük ölçüde arındığını ileri sürüp öğünen, Polonya, Macaristan gibi yeni üyelerde milliyetçiliğin öne çıkmasına dudak büken ve çözülmesi gerekeni bir sorun gibi gören Avrupa Birliği, özellikle de hem en kıdemli, hem ağırlıkları ile "lokomotif ülke" diye anılanlar (Almanya, Fransa. Hollanda, Belçika) İtalya ve İspanya’ya kendileri dışında, uzaklarda iki ülke gibi baktılar. Avrupa’da her şeye maydanoz olan Brüksel bürokrasisi İtalya ve İspanya’da her gün daha hızlı tırmanan Koronavirüs felaketine seyirci kaldı.
İtalya’dan yükselen yardım çığılığı da günlerce cevapsız kaldı. Sonunda sözde kalmışa benzeyen bir "Özür dileriz. Yardımda geç kaldık"açıklaması duyuldu.
"Duyuldu da ne oldu" diye sormayın. Görünen, gözlenen o ki AB içinde, Koronavirüs'e karşı her koyun kendi bacağından asılıyor. Sınırlarda (ülke sınırlarında değil, AB sınırlarında) ortak bir koruyucu önlem alınmadı. Her AB ülkesi, kendi önlemini kendi aldı ve bir ortak önlemler demetinden söz etmek mümkün değil. Kimisinde sokağa çıkma yasağı devam ediyor, kimisinde çocuk yuvaları ve ilkokullar açılmak üzere.
* * *
Koronavirüs sınavında bir Avrupa Birliği’nden değil tek tek Avupa ülkelerinden söz edilebilir.
Avrupa Birleşik Devletleri, düşünün artık gerçeklecek olgunluğa ulaştığını düşünenler, umanlar bugün basit bir salgın hastalıkta bile "birlik"ten epey uzakta olunduğunu görüyor ve gözlüyorlar.
Peki, Koronavirüs, Avrupa Birliği’nin kendisi ile yüzleşmesini sağladı mı?
Bilmiyoruz.
Bildiğimiz, şimdilik sadece "Avrupa Birleş(eme)miş Devletleri"nden söz edilebilir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021