Ayhan ONGUN
Bodrum da bağımsız aktivist arkadaşların girişimiyle yapılan “1915 DE NE OLDU?” konferansıyla ilgili gözlem ve düşüncelerimi aktarmak, sizlerle paylaşmak istedim.
Bodrum, sosyal ve ekonomik yapısı, yaşayan insan profili itibariyle çok gelişkin bir yer gibi görünse de siyasal anlamda kimsenin tahmin edemeyeceği kadar tutucu bir yer.
Sivil Toplum Kuruluşları olarak Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir örgütlülük düzeyinde bulunmasına rağmen, üstelik de Türkiye’ nin ve hatta dünyanın dört bir yanından insanların yaşadığı Bodrum’ da bu tespitim, Bodrum’ da yaşamayanlar için pek inandırıcı da gelmeyebilir.
Ancak gerçek o ki, Bodrum’ u bir turizm cenneti, tatil ve eğlence merkezi olarak gören yerli kesim de, sonradan yerleşenler de burada kendilerine yeni bir dünya, bir yalancı cennet yaratmaya çalışıyorlar.
Ama içinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında dünya o kadar küçüldü ve etkileşim öylesine güçlü hale geldi ki, ne kadar isteseniz de dünyadan ve gelişmelerden kopuk bir yaşam mümkün olmuyor.
Gözlerinizi kapasanız da Suriye de Esed’ in askerlerinin diri diri toprağa gömdüğü masum insanların haykırışları kulaklarınızı tırmalıyor. Kulaklarınızı kapadığınızda karşınızda daha 14 yaşında ilk gittiği kaçakta üzerine bombalar yağdırılan Uludere’ li Erkan’ın parçalanmış cesedi geliyor gözlerinizin önüne.
Faili meçhuller, 12 Eylülde yaşı büyütülüp asılan gencecik insanlar, 28 Şubatta inançları ve yaşam tarzları nedeniyle mağdur edilenler ve tüm bu yaşananlara rağmen hala darbe yaparak siyasi iradeye müdahale etmeye çalışanlarla, utanmadan, sıkılmadan darbecilere destek verenler…….
Bodrum da da olsanız gerçeklerden kaçmak mümkün değil.
Öyleyse gerçeklerden kaçmak yerine, gerçeklerle yüzleşmek, inkardan vazgeçmek, tarihe not düşmek ve en azından yaşananlardan ders çıkarmak gerekmez mi?
O zaman da yapılması gereken, ön yargıları bir kenara koyup, birbirimizi anlamaya, dinlemeye, tanımaya çalışmak olması gerekirken; çoğunluğu, statüsünü yitirmenin hırçınlığıyla kendi dışındaki herkesi düşman gören kibirli modernistler, çevreye kin ve nefret tohumları serpmeye devam ediyorlar.
Bu arada iyi niyetle” geçmişteki yaraları kaşımaya gerek yok, geleceğe bakalım” şeklinde yaklaşanlara sözüm yok. İlk bakışta çok makul ve anlaşılır gibi gelen bu itirazı dillendirenler keşke gelip o konferansı izleselerdi.
Ne konuşmacıların ne de katılımcıların hiçbirinin eski yaraları kaşımak gibi bir niyetleri olmadığını, amacın yeni yaralar açılmasın, yeni acılar yaşanmasın diye geçmişte yaşananlar konusunda bilgilenmek, yanlış bilinenleri açığa çıkarmak olduğunu konferansa katılanlar gördüler.
Gördüler ki, bugün olduğu gibi geçmişte de yapılan tüm zulümlerin, katliamların arkasında ittihatçılar var. Osmanlı döneminde de, Cumhuriyet döneminde de Ermeni Taşnak partisiyle nasıl işbirliği yaptıklarını, birlikte seçimlere girdiklerini, sonra da tıpkı bugün olduğu gibi toplumu yanlış bilgilerle birbirlerine düşman ettiklerini öğrenmiş olduk.
Alçakça bir cinayet sonucu öldürülen Hrant Dink’ in söylediği gibi onların bu toprakların üzerinde değil, altında gözleri var. Kimi ulusalcıların, ya da “Kemalizme laf söyletmem” havalarıyla askeri vesayetin sona erdiğini hazmedemeyen statükocuların yaymaya çalıştığı gibi, toprak ya da para talepleri yok.
Kaldı ki geçmişte Anadolu’da üç yüz yıl süren devletler kurmuş bir halkın varlığını inkar ederek nereye varacaksınız?
Önemli olan hangi ırktan, dinden ya da inançtan olursa olsun şu an olduğu gibi geçmişte de aynı coğrafyada birlikte yaşadığımız insanlarla barış içerisinde, kardeşçe, birbirimizi ötelemeden, yok saymadan yaşabileceğimiz bir ortam ve iklimi yaratabilmek.
Bu yüzdendir ki, bu tür toplantı ve konferanslarda bir araya gelip, konuşmak, tartışmak, bir birimizi anlamaya çalışmak, en önemlisi de birbirimize tahammül edebilmek gerekiyor.
Yoksa o gün toplantının sonunda gelip, konferansı sabote etmeye çalışan; hala kendisini üstün ve ayrıcalıklı görme inadını sürdürenlerin yaptığı gibi bu topluma en büyük kötülüğü yapmış oluruz.
Gerçi o hep kendini beğenmiş, halkı küçümseyen, kendilerini bu ülkenin mutlak hakimi gibi gören sözde Atatürkçü, kafatasçılar; giderek sistemin kendilerine lutfettiği statüler ellerinden gittiği için artan hırçınlıklarıyla kendilerini zaten bitiriyorlar.
Artık herkesin anlaması gereken bir gerçek var.
Toplumda herkes eşit yurttaşlık haklarına sahiptir. Sizin o eskiden halka zorla dayattığınız ayrıcalıklarınız, üstenci ve kibirli tavırlarınız bitti.
Ne kadar direnseniz, kabul etmek istemeseniz de artık sizlerde düz vatandaşlarsınız, anlayın bunu artık.
Tarihin akışını geriye çevirmek mümkün değil. Cin şişeden çıktı bir kez. Bitti sizin o sahte ve haksız egemenliğiniz. Bundan böyle herkesle eşit, sıradan yurttaşlar olarak yaşamınızı sürdüreceksiniz.
Ne geçmişteki statüleriniz, ne süslü apoletleriniz sizi ayrıcalıklı yapmaya yetmeyecek. Bu ülke için kullanabileceğiniz, bilginiz, yeteneğiniz, projeniz, harcayacak emeğiniz, yoracak beyniniz varsa, ancak onlarla öne çıkabileceksiniz.
Bodrum da aklını, fikrini, yüreğini paylaşmak isteyen bir avuç insanın yapmaya çalıştığı etkinliklerin ardında başka amaçlar arayarak kendi çaresizliklerini, amaçsızlıklarını, tatmiş edilememiş egolarını gizlemek isteyenlere son bir sözüm var.
Geçmişle, yüzleşmek korkmayın, geçmişten ders almadan geleceği kurmamız mümkün değil.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020