Baskın ORAN
Eski bakan Zafer Çağlayan (Patek Philippe saat) ve Halk Bankası eski genel müdürü Süleyman Aslan da (ayakkabı kutuları) dahil,NY’daki Zarrab davasında tutuklama kararı çıkınca sanık sayısı 9’a yükseldi.
‘Amerika bize düşman (aslında, herkes düşman), Yargı’ya emir verdi de iddianame düzenlendi’ diyenler de var. Hani, “Kişiyi nasıl bilirsin?” demişler, “Kendim gibi” demiş, o hesap.
Diğer yandan, kesinlikle böyle “havuz” türüne girmeyen,“yurtseverce” yazılan, ama kesinlikle yanlış olan şeyler söylemekten de kaçınmak lazım. NY tutuklamalarını bir “ulusal mesele”, hele hele de ulusal gurur vesilesi yapmak gibi bir hataya düşmemek lazım. Böyle bir yaklaşım AKP iktidarının arayıp da bulamadığı şey.
Daha somut konuşalım:
***
1) NY’da yargılananın Z. Çağlayan değil Türkiye olduğu çok yanlış. Çünkü orada yargılanan sadece AKP iktidarı. Başka türlü söyleyeyim, orada bizim devlet değil, bizim şu andaki rejim yargılanıyor.
Devlet başka, rejim başka. Devlet denen mekanizma 3 parçadan oluşur: a) Yasama (parlamento); b) Yürütme (hükümet); c) Yargı (bağımsız mahkemeler). Yürütme/Hükümet denen mekanizma bu 3’ün 1’idir sadece, yani b’nin belli bir siyasi partinin elinde bulunması olayıdır.
Tabii ki Devlet ile Rejim arasında sıkı bağ vardır. Bir rejim kendi devletini vezir de edebilir rezil de. Dış ülkeler ve uluslararası kuruluşlar devleti bir kenara koyarlar ve rejim’in davranışlarına göre tutum belirlerler çünkü uluslararası planda devleti Hükümet temsil eder.
Basit örnek: AKP iktidarının büyük demokratik reformlar yaptığı 2003-2004 dönemi sonunda Avrupa (AB) Parlamentosu 15 Aralık 2004 tarihli toplantısında tüm Avrupa dillerinde “Evet” pankartları kaldırarak (Ja, Oui, Yes…) tam üyelik müzakerelerinin başlamasını istemişti.
Tam 12 yıl sonra aynı AB Parlamentosu, AKP’nin bugün artık demokrasiyi resmen katleden tutumu karşısında 23 Kasım 2016 tarihli toplantısında aynı Türkiye için, tam üyelik müzakerelerinin dondurulmasınıistedi. Dolayısıyla, burada katiyen bir “haydut devlet” muamelesi yok.
***
2) “Kol kırılır yen içinde kalır”ı anımsatan yaklaşımlar, bugünkü Türkiye somutunda ve özellikle bu küreselleşme ortamında çok yanlış.
Türkiye’yi bir aileye benzetmek, aile fertlerinden birinin yanlış yapması halinde ailenin bunu kendi içinde telafi etmesini beklemek, yukarıda da söyledim, AKP iktidarının arayıp da bulamadığı yaklaşım. Nitekim Erdoğan hemen söyledi: “Bizim eski ekonomi bakanımıza yönelik atılan bu adımı açık söylüyorum ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum” . Daha ne desin?
Bir kere, klan deseniz tamam da, milletler aile filan değildir. Çok farklı (ve çoğu zaman çatışan) alt-kimliklerden oluşur. Devlet dediğin şeyin temel işlevi de, bütün bu alt-kimliklerin hepsine aynı saygıyı göstermek suretiyle bunların üst-kimliğe saygı duymalarını sağlamaktır.
İkincisi, aile suçu örtbas ederse en sonunda devlet devreye girmiyor mu? Ör. kan davası. Ör. ensest vuku bulmuş, bir biçimde duyulunca Yargı harekete geçip içeri atmıyor mu?
Ama Türkiye’de Yargı’ya 2011’den ve özellikle de 15 Temmuz 2016’dan beri “mecburi izin” kullandırıldığı için ülke çapındaki sakatlıkları düzeltme konusunda devletten umut zor. Onun yerine, devletin kendi imzasıyla katılmış olduğu uluslararası kuruluşlar devreye giriyor. En basitinden, AİHM. Tabiat (ve hukuk) boşluk kabul etmez.
***
3) “Bu bir dış müdahaledir ve bir egemen devlet için züldür” diyorsanız, bu, bizzat hükümetin kendi devleti için yarattığı bir züldür. İlgili kişileri Yüce Divan’a gönderecek yerde TBMM’de olayın üstünü bi oylama yapıp örterseniz böyle olur. Bu devirde dünya alem her şeyleri bilip görürken böyle şeylerin üstü örtülebilir mi hiç?
Kaldı ki, dış müdahale züldür düşüncesinin bir adım ötesi, “Bizi yurt dışına şikayet ediyorlar”dır. İki adım ötesi “Bizi emperyalistlere şikayet ediyorlar”dır. Üç adım ötesi “Bizi küffara şikayet ediyorlar”dır. Bunlar, ipliği çoktan pazara çıkmış laflar.
4) NY’daki mahkemenin sonucundan “kurtuluş” beklemek başka şey, Türkiye’de ortaya çıkması önlenen şeylerin başka bir yerde ortaya çıkmasını beklemek başka şey.
Tabii, bu arada, “hukuk ithal edilmez” demek ciddi yanlışlardan bir tanesi. Çünkü azgelişmiş ülkeler hukuk ithal ederek uygarlaşır. Bunun adına “yukarıdan devrim” diyoruz. Hukuku İsviçre’den, Fransa’dan vs. ithal etmemiş olsaydı M. Kemal, bugün hâlâ “Kadınlara Oy Hakkı!” diye yırtınıyor olmaz mıydık acaba?
***
5) Gelelim zurnanın zırt dediği deliğe. NY’daki mahkemenin tutumu ‘Madem siz yargılamıyorsunuz, biz yargılarız’ filan değil. İki şey:
a) ‘İran’a nükleer silah meselesinden dolayı koyduğumuz ambargoyu yani ABD hukukunu çiğnediniz, ABD kanunlarına göre yargılıyoruz’. Bunu her devlet söyleyebilir ve (yakalayabilirse tabii,) içeri atabilir. Ama olay bundan çok çok öte:
b) İşin içine uluslararası hukuk girmiş vaziyette: BM Anayasası Md.39’a göre, “Barış ve Güvenliğin Tehlikeye Girdiği” durumlarda BM Güvenlik Konseyi (BMGK) 1) Devletlere tavsiyede bulunabilir; 2) Md.41 gereğince “silah kullanmayı içermeyen” önlemlere; 3) Md. 42 gereğince de “silah kullanılmasını öngören” önlemlere karar verebilir. Md. 41 ve 42’ye dayanan yaptırımlar üye devletler için bağlayıcıdır.
BMGK’nin, İran’ın nükleer silah geliştirmesini önlemeye yönelik 09.06.2010 tarihli ve 1929 sayılı bir kararı var. Daha önceki 2006, 2007, 2008, 2009 tarihli yasakları anıyor ve İran’ın bu nükleer mesele konusunda elini rahatlatacak olan ülkelere uygulanacak sürüyle yaptırım saydıktan sonra, Md. 41’e dayanarak, özellikle 23. ve 24. paragraflarında (çok çok özetle) şunları söylüyor:
“Devletler, bu faaliyetlerin İran’ın nükleer girişimlerini rahatlatacağı kanaatine vardıkları takdirde, kendi topraklarında veya egemenlikleri altındaki yerlerde İran bankaları açtırmayacak, o ülkede finansal kurumlar açmayacak, onlarla ortak olmayacak, ekonomik ve finansal alanda işbirliği yapmayacaktır”.
Bilindiği kadarıyla Zarrab bu BMGK yasaklarını külçe altın yollayarak aştı, Türkiye’de bazı bakanlar ve devlet bankaları da bu işi “kolaylaştırdı” . Olay o kadar şüyu buldu ki, daha 2013’te gazetelerde şemalarla anlatılıyordu.
***
Ha, unutmadan: Z. Çağlayan 29.08.2007 ilâ 25.12.2013 tarihleri arasında kesintisiz olarak bakan. S. Aslan da 17.06.2005 ilâ 17.12.2013 tarihleri arasında Halk Bankası’nda kesintisiz olarak genel müdür yd.ve genel müdür.
BMGK’nin yukarıdaki kararının alındığı tarihte de (2010)Türkiye BMGK’nin geçici üyesi. Karar 12’ye 2 çıkmıştı. Ret oylarından biri Brezilya’ya aitti.
Diğeri hangi devlete aitti dersiniz?
***
Son anda not: Aysel Tuğluk’un annesinin mezarına Ankara İncek’te Kürt diye saldırılması, tahriklerin derecesini ve kimin bölücü olduğunu göstermesi açısından çok anlamlı. Polis müdahale etmedi, cenaze defnedildiği mezardan çıkarıldı . Daha önce de Sırrı Sakık’ın eşi için benzer rezalet yaşanmıştı. Dibe vuruyoruz, hayırlı ve uğurlu olsun, çünkü Baba Diyalektik diye bişey var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024