Bülent KORUCU
Türkiye’de kavgayı seven, kaotik ortamları istismar ederek var olmaya çalışan yıkım ekipleri var.
Bugünlerde bir heyecan bir helecan yeni ihale peşindeler. Suriye’nin düşürdüğü uçağımızla ilgili müracaat ve mecburen açılmış tahkikattan söz ediliyor. Pilotlardan birinin ailesi, avukat tutarak suç duyurusu yapmış. Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı da normal olarak dosya açıp hukukî süreci başlatmış. Savcılığın örtbas etme ya da görmezden gelme şansı yok. İlk günden beri vakarını koruyup ‘vatan sağ olsun’ diyen ailenin yaşadıkları ve geldiği nokta gözden kaçırılıyor. En yetkili ağızlardan birbirini tekzip eden açıklamalar yapıldı. Naaşlar deniz altından çıkana kadar neredeyse olayın yaşandığına dair şüpheler oluştu. Hâlâ olayın nasıl cereyan ettiği bilinmiyor. Sonradan verildiyse bilmiyorum, aileler otopsi raporuna bile ulaşmakta zorlanıyordu. Dosya içeriğini bilmemekle birlikte, şikâyete bağlı bir suç ve suç duyurusu üzerine açılmış dosya söz konusu. Burada yapılacak şey, acı üzerinden siyasî operasyonlar tertiplemek ve yeni yapay kavgalar çıkarmak olmamalı. Acılı aileleri tatmin edecek bilgiler kendileriyle ve kamuoyuyla paylaşıldığında sorun başlamadan bitebilirdi. Hâlâ da bu imkân tüketilmiş değil. Kriz simsarlarının ortalığı velveleye vermesine aldanmadan sağduyuyu hâkim kılmak gerekiyor.
Benzer bir olay, Çukurca mayınında yaşanmıştı. Kendi döşediğimiz mayına basan 6 Mehmetçik şehit olduğunda aylarca PKK masalıyla avutulduk. Güya o mayınları döşeyen teröristler üzerine saldığımız birlikten bir şehit daha geldi. Nice zaman sonra gerçek ortaya çıktı. Üsteğmen Çağlar Canbaz’ın şehadeti de aynı minvaldeydi. Mayının PKK’ya ait olmadığı ve gerekli tedbirler alınmadan imha edilmeye çalışıldığı anlaşıldı.
Doğruyu söylemek, hata varsa gereğini yapmak erdem değil zorunluluk. Demokrasi ve hukukun gereği. Bu iki olay, bütün şehit ailelerinin içine kurt düşürdü. Sağlıklı ve tatmin edici bilgilendirmeler olmadığı müddetçe benzer tereddütler yaşanacak. Kimse çocuğunu sokakta bulmadı. Yüreğini soğutacak gerçek bilgiyi elde etmek herkesin hakkı. Bazılarının sandığı veya sunduğunun aksine aileler olayın doğal ve rutin bir şehadet olmasını arzular. Bu, onların acılarını hafifletir. Aksi durumda o yaralar kanamaya devam eder.
Başa dönecek olursak, suhuletle halledilecek meseleyi büyük krize dönüştürmeye çabalayan kriz lobilerine prim vermemek lazım. 10 yıldır AK Parti’yi kendi içinden bölmeye çalıştılar; olmadı kapattırmak için uğraştılar. Hiçbiri başarılı olamadı. Yeni taktik, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı kendi tabanıyla, seçmeniyle kavga ettirmek. İtiraf etmek lazım, bu fitne daha etkili ve bir miktar başardılar. Başbakan Erdoğan’ın “Zaman zaman bazı arkadaşlarım inanmaya başlıyor. Diyoruz; ‘Aman ha. Çünkü böyle bir şeye inanmaya başladığınız anda biz kaybederiz. Böyle bir şey olamaz.’ Olayımız bizim bu ülkede hizmettir.” cümlesinin mürekkebi kurumadan yeni senaryo dolaşıma sürüldü. Her iki tarafın ‘Aman ha’ dediği ortamda elinde kibrit ve benzin bidonuyla dolaşanlara dikkat kesilmek gerekiyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016