Bülent KORUCU
Gezi Parkı eylemlerinin ağır travmatik sonuçları ortaya çıkmaya başlıyor. Önümüze konulan ekonomik faturayı hep birlikte ödeyeceğiz. Taksim ve civarındaki 100 milyonluk hasar, döviz/faiz tahterevallisinin genel ekonomide sebep olacağı yıkımın yanında çerez parası gibi kalacak.
Ayrıntılarını ekonomistlerden dinleyebiliriz. Bunlar çok önemli de olmayabilir. Ataların dediği gibi ‘cana geleceğine mala gelsin'. Asıl büyük tehlike cana ve sosyal yapıya verilen zararlar. Kapanmaya yüz tutmuş yaralarımız profesyonelce kanatılıyor. İyileştiğini sandığımız hastalıkları azdırmak için lazım gelen her şey yapılıyor. Çatışma ortamı, yeni yaralar ekleyecek sosyal dokuya. Hassas dengeleri gözetmeden ceffelkalem söylenen sözler ateşe körük vuracak.
Çatışma ortamını kışkırtan provokatif saldırılar birbirini takip ediyor. İlk gün polisin uyguladığı orantısız fizikî şiddete, siyasetin verdiği sözlü destek, eylemin kitleselleşmesiyle sonuçlandı. Daha önce hiçbir polis müdahalesine gösterilmeyen bir tepki doğdu. Tepkilerin bir kısmının doğal, çoğunun bindirilmiş kıtalar şeklinde olduğu doğrudur. Önceki müdahalelerde orantısızlık eleştirilse bile, meşruiyet sorgulamasına gidilmiyordu. Son olayda orantısızlık ikinci planda kaldı, yerindelik tartışması öne çıktı. Bu da eylemcilerin ahlaki meşruiyetinin, müdahale gerekçelerinden daha ikna edici olduğu şeklinde yorumlanabilir. Nihayetinde eylem kendi şiddetini doğurdu. Devrimci şiddeti kutsayanların hastalıklı durumu zaten tartışma dışında. Ancak meşru eylemin arkasına sığınarak ortamı terörize edenleri iyi niyetli çevrecilerden ayrıştırmak zorundayız. Yüzlerce polisi yaralayan, 200'den fazla özel aracı yakan, sokaklarda kendi halinde yürüyen insanlara zarar veren bir kin ordusu var. Ve kaos ortamında başlarını çıkarma fırsatı buldular.
Bu kin ordusunun son kurbanı genç bir anne. Aslında belki de ilk kurbanı ama kamuoyu yeni öğrendi. Olayların ikinci günü sokak ortasında bebeği ile birlikte darp edilen ve hakarete uğrayan hanımefendiden söz ediyorum. Bir kadına saldırmak alçaklık. Kucağındaki bebeğe rağmen bunu yapmak; hatta şiddetten o körpeye de pay ayırmak için söylenecek söz kalmıyor. Sosyal medyada başörtülü kadına şiddete pozitif ayırımcılık yapıldığı iddiası haklı değil. Zira başörtüsü sebebiyle negatif ayırımcılığa uğramak ve saldırının muhatabı olmak daha yerinde bir tespit. İki haftalık suskunluk ise sadece travmanın boyutunu değil, sağduyuyu gösteriyor. Aynı sağduyulu tavrı hep birlikte göstermeliyiz. Böylesi olay sonrasında bile acı yarıştırmak ve savunucu psikolojiye bürünmek gibi sağlıksız yaklaşımlar görüyoruz.
Gezi Parkı olayını anlatanlara önceleri körlerin fil tarifi diyordum, vazgeçtim. Orada meşru mazeret var. Burada ise yargıya varıp ona göre tanım yapma çabası söz konusu. Bu çabadan saldırıya uğrayan genç anne de nasibini alıyor. Taksim'de başörtülü göstericilerin varlığı ve başı açık ya da kapalı eylemci kadınların gördüğü şiddet, olayın vahametini örtmüyor. Çok şükür eylem alanı dışında başı açık bir kadını ‘düşman' görüp saldıran olmadı. (Yarın provokatörün biri çıkar onu da yapar diye ürpererek ve endişe ile söylüyorum.)
Gezi eylemlerinden geriye kalacak en büyük hasar, toplumsal travmalara yol açması ve yeni çatışmaları tetiklemesi olur. Mağdurenin ve ailesinin gösterdiği sağduyulu tavrı herkesin kuşanması gerekiyor. 28 Şubat bile başörtülü ve başı açıkları düşman cephelere ayrıştırıp çatışma çıkaramadı. Laik-antilaik kavgası başlatamadı. Son 20 yılda kaç devalüasyonu, kaç ekonomik yıkımı atlattı bu millet. Buradan da sıyrılırız Allah'ın izniyle. Fakat toplumsal yarılmaları tedavi etmek çok zor. Eylemciler ‘ama'sız biçimde acıyı paylaşmalı; karşı taraf da öfkenin Türkiye yandığında ellerini ısıtıp ovuşturacakların ekmeğine yağ süreceğini unutmamalı. Gerginlikten çatışan taraflar kısa vadede belki kârlı çıkabilir. Ancak ülke kesinlikle kaybeder.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016