Bülent KORUCU
28 Şubat darbe sürecinin en hararetli günleriydi; takvimler 25 Şubat’ı gösteriyordu.
Malum gazeteler ‘İrtica, PKK’dan tehlikeli’ manşetiyle çıktı. Darbenin lokomotiflerinden Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya’nın beyanatıydı bu. Binlerce insanın hayatına mal olmuş bir örgütü ikinci plana itip; silahla, suçla alakası olmayan insanları birinci tehdit olarak yaftalıyordu. ‘Yeni Türkiye’ diye karşımıza dikilen 28 Şubat hortlağı da bugün aynı temayı manşetlerine taşıyor. ‘Kur’an kurslarında ürperten yemin’ asparagaslarının yerini ‘yurtlarda beddua’ haberleri aldı. Ergenekon terör örgütü sanıkları bile kıymete bindi, ‘derin analizlerini’ hükümet medyasıyla paylaşıyorlar. Son örnek İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Akit Gazetesi’ne verdiği mülakatta ‘Cemaat’in bitirilmesi için Başbakan Tayyip Erdoğan’a destek vereceğini’ açıkladı.
Şu sözler Perinçek’e ait: “F örgütünün kökünü kazıyacağız, cemaatlerin değil. Herkes cemaat derken F örgütünden bahsettiği için toplumdaki yaygın ifadeyi kullandım. Ama sonra arkadaşlarım beni uyardı yanlış anlaşılma olur diye. Düzeltelim, bundan sonra hepimiz F örgütü diyelim dedim. Kim onun kökünü kazırsa kimse onun elini tutmayacak ve biz orada beraber olacağız.” Muhabir, desteğin biraz daha açık ifade edilmesini istiyor ve soruyor: “O halde Tayyip Erdoğan’la da beraber mi olacaksınız?” Perinçek tereddütsüz cevaplıyor: “Evet, o konuda beraber olacağız. Yani F örgütünün kökünün kazınmasında kim varsa. Hükümetin F örgütüne karşı yaptığı her şeyde. Bu örgütün polisini, savcısını, hakimlerini alıyor. (Hükümeti kastediyor). Çok doğru yapılıyor. F örgütüne mensup adam polis olamaz. Yargıç olamaz, memur olamaz. F özel yurtlar kapatılmalıdır. F örgütünün üniversiteleri kamulaştırılmalıdır.”
Güven Erkaya yaşasaydı, kendisiyle günler süren yazı dizisi yapılırdı herhalde. Hükümete destek ve cesaret vermek için üzerine düşeni Perinçek gibi o da yapardı. Düşünsenize okulları kapatma tehdidini 28 Şubatçılar da savurmuş; ‘okulları devlete verelim, işletin’ çıkışı karşısında afallamış ve geri adım atmak zorunda kalmışlardı. Yurtdışındaki kolejleri kapatmayı telaffuz bile edememişlerdi. El altından tezvirat ve ispiyonculuk yaptıkları biliniyordu, ama kamuoyu önünde karalamayı göze alamıyorlardı. Bugün Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, onların cesaret edemediğini yapmaya çalışıyor.
Yurtdışındaki kolejler Türkiye’nin dünya çapındaki neredeyse tek markası. Dini, mezhebi, ideolojisi ne olursa olsun bu topraklara mensup hemen herkes o okullara sempati duyuyor. İnsanlar hem fedakârlığı takdir etti hem de küresel pazara sunabileceğimiz bir mesaj olarak destek verdi. Türkçe Olimpiyatları’na gösterilen ilgi başka hangi organizasyona nasip oluyor?
Kolej programlarına birkaç günlük gitmeye nazlananlar; o ülkelere uçakla gidip dönmek için dakika sayanlar şimdi cadı avı yapıyor. Kolejlerin kapatılması adına üretilen sahte gerekçeleri parlatma gayreti içindeler. Somali’deki okul kapansın diye manşet atan Yeni Şafak editörlerini çok değil, bir ay orada mecburi hizmete gönderelim. Bakalım gidebilecekler mi? Bu okullar sadece mahrumiyet bölgelerinde değil elbette. Türkleri ‘işçi’ olarak gören Almanya’da hafta sonu kültür olimpiyatı gerçekleşti. En itibarlı salonlarda Almanca şarkılara türküler eşlik ediyor. ‘Eğitimsiz Türkler’ eğitim markası oluyor. Almanların çocuklarını gönderdiği okullar var. Bu tablodan kim rahatsız olabilir? Hangi vicdan o öğretmenleri jurnalleyebilir?
Elçilikler diğer görevleri yanında o ülkede başı derde giren vatandaşlarına sahip çıkmak üzere görev yapar. Bizim elçiliklerimize verilen görev ‘okulları kapatın, öğretmenleri sürün’. Hafızalarınızı biraz zorlayıp ‘Alman Marko krizini’ hatırlayın. Antalya’da bir İngiliz kızı taciz ettiği ileri sürülen Alman genç tutuklandığında, medyası ve devletiyle bütün Almanya karşımıza dikilmişti. Adamlar tecavüzcüsüne sahip çıkıyor, biz öğretmenimizi ispiyonluyoruz!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016