Oralardaki gelişmelere bigâne kalamazdık. Suriye sınır komşumuz olması hasebiyle biz ‘ırak’ dursak bile uzaklaşmayacağımız bir ülke. Ekonomik ve sosyal bağların yanına güvenlik endişeleri de eklenince neredeyse bir iç meselemiz haline geldi. Suriye görevi sırasında düşen askerî uçağımız ve sınırlarımızda oluşan otorite boşluğundan PKK’nın yararlanma ihtimali gerilimi yükseltti. Mısır’da, Libya’da ‘bölgesel aktör, oyun kurucu ülke’ gibi kendimize yakıştırdığımız sıfatlarla müdahil olmaya çabaladık. Suriye krizi ise doğru yönetemezsek hayatî riskleri barındırıyor.

Geçen yüzyılın başında büyük coğrafyaları küçük ve düşman ülkeciklere bölmenin adı ‘Balkanizasyon’du. Bugün yine yakın coğrafyamızda ülkeleri daha küçük parçalara ayrıştırma operasyonlarına tanıklık ediyoruz. Sınırların tespitinin bile zor olacağı etnik ve mezhep ağırlıklı bir dağılma sürecinden söz ediyoruz. Afganistan’la başlayan ve biteviye iç savaş demek olan süreç Irak’ı yuttu, sırada Suriye var. İnsanlık ve bölgemiz adına ürperiyoruz. Ama bağıra bağıra gelen duruma ‘hazırlıksız yakalandık’ iddialarını duyunca baskın duygu endişe haline geliyor.

Suriye ne olacak? Türkiye bundan nasıl etkilenecek? İki temel soru/sorun olarak karşımızda duruyor. Bütün muhtemel gelişmeleri tahmin ederek alternatifli planlar hazırladık mı? Bilmiyoruz. ‘Savaşmak için uygun zemine kavuşan PKK, barıştan biraz daha uzaklaşacak.’ Tezleri yabana atılır cinsten değil. Zaten örgütün şahin kanadı, savaşma hırslarını eylem ve sözleriyle gözümüze sokuyor. Kuzey Irak’taki özerk yönetime önce tepeden bakıp tahkir eden Ankara, zoraki dostluğa mecbur kaldı. Ancak ‘PKK’ya karşı neredeyse tek güvencemiz’ ile ‘ikili oynayan aşiret ağası’ zikzakları arasında savrulup duruyoruz. Kendi insanımızı mutlu edemediğimiz için, Suriye ve Irak gibi kaosla boğuşan ülkelerin bile cazibe merkezi haline gelmesinden endişe ediyoruz.

Şubat ayında “Dünya Suriye üzerinden tekrar kutuplaşıyor: 2. Soğuk Savaş” kapağımızla çatışanın Suriyelilerden çok küresel güçlerin çıkarları olduğunu yazmıştık. ‘Yeni Suriye’nin inşasında hangi ülke etkili olacak?’ sorusu gündemin ilk sıralarındaki yerini koruyor. Türkçesi şu: Bilek güreşini kim kazandı; en çok kimin çıkarları korunacak? Allah Suriyelilerin yardımcısı olsun. Esed’den sonra işleri kolaylaşmıyor.

Kaynak:Aksiyon Dergisi