Cafer Solgun
Bazı günler, tarihler veya olaylar vardır ki mıh gibi çakılı kalır hafızanızda. 19 Ocak, öylesi günlerden biri. 19 Ocak 2007, öylesi tarihlerden biri. O gün Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesi, öylesi “olaylardan” biri...
O gün Ferhat Tunç’un ofisinde muhtemelen memleket meseleleri, memleketin gidişatı ve belki de o sene yapılacak seçimler üzerine konuşuyorduk. İnsan hafızası ilginç: O güne dair her detayı hatırlıyorum da o uğursuz haberi nereden, nasıl duyduk, onu hatırlamıyorum. Ferhat dedi, “Hrant Dink’i vurmuşlar!”
Nicedir ölüm tehditleri alıyordu. Nicedir hedef gösteriliyordu. Nicedir “Türklüğü aşağılamak” suçlamalarıyla hakkında peş peşe davalar açılıyordu. Nicedir, “Türklüğü aşağılamak” iddiasıyla yargılanıyor olmaktan utanç duyduğunu söylüyordu. Nicedir sesini duymuyordu kimseler. Nicedir... Söylemeye dilim varmıyor ama yargılandığı mahkeme salonlarında, açık açık hakaretler, tehditler savuran faşistler kadar bile kalabalık değildik onun yanında... Söylemeye dilim varmıyor ama katline ferman çıkaranlar değil sadece, adeta herkes biliyordu; Hrant’ı vuracaklar...
Oysa, o gün Agos’taki yazısında, “Bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz” diye yazmıştı; “Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz.”
İnsan iyi niyetli, temiz kalpli oldu muydu bazı insanların kötü de olabileceği ihtimalini görmek, bilmek, düşünmek istemiyor işte...
O haberi alınca Taksim’den Şişli’ye, Agos’un bulunduğu binanın önüne nasıl koştuk, bilemiyorum... Bir an önce orada olmalıydık. Bir an önce orada olursak Hrant kurtulacaktı sanki, vurulduğu yerden ayağa kalkacak, “Tam zamanında yetiştiniz arkadaşlar” diyecekti, “iyiyim, ölmedim daha” diyecekti... Oysa orada kaldırımın üzerinde uzanmış yatıyordu cansız bedeni... Çok, ama çok geç kalmıştık...
Haberi duyan koşup gelmişti aynı duyguyla ve sonrasında aynı hayal kırıklığıyla omuzları çökmüştü; geç kaldık, çok geç kaldık...
Orada kısa sürede yüzler, binler olduk. Sonrasında Taksim’e yürüdük, daha da çoğaldık. “Hepimiz Hrant’ız! Hepimiz Ermeni’yiz!” sloganı orada ortaya çıktı; yüz yıllık hüznün ağırlığıydı haykırılan...
22 Ocak günü kaldırılan cenazesine onbinlerce insan katıldı; her dinden, inançtan, her görüşten, her renkten... Geç kalmış olmanın hüznü ile...
“Türklüğü aşağılamak” diye bir suç ve ceza maddesi icat edenlere daha güçlü itiraz etmekte geç kaldık mesela. Hiçbir etnik kimlik, dil, kültür, diğerlerinden üstün de değildir aşağı ya da “aşağılık” da. Hrant bunu anlatmak için çırpınıp dururken yanında daha çok durmalıydık...
Ermeni düşmanı, halk düşmanı, insanlık düşmanı ırkçı faşist çevreler Hrant’ı hedef tahtasına oturttuklarında, savurdukları tehditleri ciddiye almalıydık mesela. Devlete güvenecek değildik. Gerekirse Agos’un kapısında gece gündüz nöbet tutmalıydık. O ölünce değil yaşarken “Hepimiz Ermeniyiz! Hepimiz Hrantız!” demeye cesaret etmeliydik...
Hrant’ın katline ferman çıkarıp peşine tetikçiler salanlara, “Ne çok arkadaşı varmış bunun” dedirtebilmeliydik mesela. Kim bilir belki de ona siper oluşumuzdan çekinirlerdi...
Ne var ki “belki” demek de “keşke” diye hayıflanmak da Hrant’ı geri getirmeyecek; zamanı geriye çevirmeyi başaramayacağız.
Ama eşitlik, demokrasi, barış ve adalet için Hrant kadar cesur ve dirençli olmamız mümkün. Geçmiş zamanı başka türlü yaşamamız imkansız, ama geleceğimizi sahiplenmemiz mümkün. Bunun için herkesin kendi şartları içinde yapabileceği şeyler mutlaka vardır, olmalıdır.
***
Duymayan, bilmeyen, görmeyen kalmadı değil mi? Hrant Dink cinayeti bir devlet cinayetidir. Herkes bilir; yakın tarihimizdeki bütün siyasi suikastlerle dolaylı ya da doğrudan “bazı” devlet birimlerinin eli, kolu, ilgisi, irtibatı veya “iltisakı” vardır. Ama hiçbiri Hrant Dink cinayeti kadar devletin neredeyse bütün “güvenlik” ve “istihbarat” birimlerinin doğrudan ve direkt iz bırakmakta tereddüt etmediği, bayraklı fotoğraflarla da adeta üstlenmekten geri durmadığı bir cinayet değildir. Katledilen bir Ermenidir ve üstlenmekte de beis yoktur dercesine!
“Ama onlar Fetöcüymüş?” demek bu gerçeği değiştirmez. Kimin neci olup olmadığını alelade yurttaşlar olarak biz bilemeyiz. Bildiğimiz ve olan şey, bu cinayetin göstere göstere, adım adım, ilgili “güvenlik” ve “istihbarat” birimlerinin gözetim ve denetiminde gerçekleştirildiğidir. Bayraklı fotoğraflar ve “eğme kafanı lan, sen kahraman Türk evladısın” övgüleri eşliğinde kamuoyu ve mahkeme önüne atılan bir grup tetikçi ve yandaşları için “örgüt değil, milliyetçi hisleri galeyana gelmiş kankalar işte” bile denildi. Bu çok bildik manipülasyon kimseye inandırıcı gelmeyince hazır hamisi oldukları cemaat de “fetö” olunca, bir grup asker, polis, istihbaratçı, muhbir de işin içine dahil edildi. Mevcut haliyle dava biraz “örgüte” benzedi ama hala asıl “örgüt” bütün uzuvlarıyla teşhis ve tespit edilmiyor. Söz konusu “devletin ali çıkarları” ve “bekaası” olunca, adaletin sınırları oraya çiziliyor kalınca... “Hrant mı ‘bekaa’ sorunuydu?” diye de sormayın isteniyor...
Oysa biz zaten çok geç kaldık. Hrant’ı öldürdüler. Adalet istemekten de vazgeçersek, hiç değilse adalet istemekten, varsa vicdanımız eğer, onun ağırlığı altında kalırız, insanlığımızı ayaklar altına alıp çiğnemiş, “aşağılamış” oluruz... Bunu elbette yapmayacağız!
***
Her 19 Ocak, 2007 yılından beridir Hrant Dink günüdür. Hrant Dink’i anmak, o gün bugündür bir adalet istiyoruz mücadelesidir...
Bugün 19 Ocak, aynı saatte aynı yerde...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025