Celal BAŞLANGIÇ
Diyarbakır DGM'nin duruşma salonunda üç sanık vardı.
Suçlulara ayrılan tahta parmaklığın arkasındaki üç kişiden biriyle diğer iki kişi arasına jandarmalar girmişti. Çünkü cezaevinde ayrı koğuşlarda yatıyorlardı. Bu yüzden konuşmaları yasaktı.
Dört aydan bu yana tutuklu olan üç sanık da gazeteciydi ve ilk kez duruşmaya çıkıyorlardı.
ATV'den K.K., Demokrasi gazetesinden Z.B. ve A.S...
Üçü de Diyarbakır muhabirleriydiler. Yapmadıkları bir röportajdan dolayı tutuklanmışlardı.
Bir sonraki duruşmada Ankara'dan başka bir gazeteci yargılanacaktı. Demokrasi'nin Ankara Haber Müdürü T.D.
O da yaptığı bir röportajdan dolayı yargılanıyordu ama, yaptığı bir röportaja iki ayrı DGM iki ayrı dava açmıştı.
Ne olmuştu da gazeteciler yapmadıkları röportajdan dolayı tutuklanıyor, yargılanıyorlardı?
Öykü, ATV Diyarbakır temsilcisi Nevzat Bingöl'ün telefonun çalmasıyla başlıyor. İstanbul'dan merkezden arıyorlar N.B.'yi.
"Bizi Abdullah kod adlı bir itirafçı aradı. Yaptıklarından pişmanmış. Her şeyi anlatacakmış. Senin numaranı verdik, bir araştır bakalım."
Bir süre sonra "Abdullah" kod adlı itirafçı arıyor N.B.'yi. Yanına kameramanı K.K.'yi alıyor. Görüşmelerden edinilen izlenimler İstanbul'a aktarılıyor. Sonra da İstanbul'dan gelen bir ekip "Abdullah" kod adlı itirafçıyla röportaj yapıyor. İstanbul'dan gelen başka bir kameraman da çekiyor.
Sonra Demokrasi'nin İstanbul'daki merkezini arıyor "Abdullah" kod adlı itirafçı. Gazetenin merkezi Diyarbakır Bürosundaki A.S. ve Z.B.'ı arıyor. Biraz sonra Diyarbakır Bürosuna telefon ediyor itirafçı.
Gerisini gazeteci A.S.'den dinleyelim:
"Toros Et Lokantası'nda buluştuk. Bir sürü cinayet işlediğini, şimdi vicdan azabı çektiğini söyledi. Bazı resmi ve sivil polislerle çekilmiş fotoğrafını gösterdi. Konuşurken 'burası benim için tehlikeli' dedi. Demir Oteli'nin restoranına gittik. Musa Anter cinayetine karıştığını anlattı. 'Beni kullandılar' diye yakındı. Sonrada gazetenin merkezinde T.D. ile haber müdürümüz gelince T.B. ile birlikte ayrıldık."
İşte bu üç gazeteci yaptıkları, daha doğrusu yapmadıkları röportajdan dolayı "PKK'ye yardım ve yataklıktan" tutuklanıyorlar.
Çünkü itirafçılar M.İ. (Abdullah) ve M.D. verdikleri ifadelerde "Yanlarında PKK'lılar vardı. Bizi ve ailemizi öldürmekle tehdit ettiler. Ezberlettikleri eylemleri yapmış gibi anlattık. Adlarını bize öğrettikleri resmi görevlileri suçladık" demişlerdi.
Gerçi İstanbul'da görüştükleri 25'ten fazla gazeteciyi benzer biçimde suçlamışlardı ama, İstanbul'da gazetecilik yapmakla Diyarbakır'da gazetecilik yapmak arasında bu kadar fark olsundu!
Bu davada itirafçı M.İ. ve M.D. tanık olarak görünüyordu. Suçladıkları gazeteciler de "PKK'ye yardım ve yataklık"tan yargılanıyorlardı. Ama aynı günlerde bu itirafçılar Şanar Yurdatapan'la birlikte "PKK'ye yardım ve yataklıktan" sanık olarak yargılanıyorlardı İstanbul DGM'de.
Sonunda ilk duruşma sona eriyor, tutuklu üç gazeteci serbest bırakılıyordu.
Arkadan bir duruşma daha geliyordu aynı olayla ilgili. Demokrasi'den T.D. itirafçılarla yaptığı bir röportaj nedeniyle iki kez gözaltına alınmış Terörle Mücadele'de iki kez gözleri bağlı sorgulanmış, hakkında iki ayrı DGM'de, iki ayrı dava açılmıştı.
İşte Diyarbakır'da gazeteci olmak, işte muhalif gazeteci olmak... Sonra gelsin yapılmamış röportajın davası, yapılan bir röportajın iki davası...
19. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri için jüri toplantımıza başlarken Avukat Fikret İlkiz arşivinden çıkardığı 12 Ekim 1997'de Radikal İki'de yayınlanan bu yazımı çıkartıp önüme koydu.
Olay, tipik bir Devlet Güvenlik Mahkemesi, özellikle Diyarbakır DGM yargılanmasıydı.
Metin Göktepe Jürisi olarak toplandığımızda önümüze gelen haberlerden, görüntülerden de anlaşılıyordu ki artık 1990'lı yıllarda değildik.
2015'li, 2016'lı yıllar çok daha kan revan içindeydi ve gazetecilik "ölümüne" yapılıyordu.
İMC TV'den Refik Tekin, yıkıntılar arasından ceset toplayan siviller vurulurken çekmişti görüntüyü ve çekerken kendi de vurulmuştu. Buna karşın çekimi bırakmamıştı. Tam ödüllüktü görüntüleri.
Bir başka görüntü de DİHA'dan Devran Toptaş'a aitti. Devran, Diyarbakır Barosu Başkanının vurulma anını çekmişti. Herkes birbirine silah doğrulturken o kamerasını bırakmamış, çatışma ortasında görüntü kaydetmişti.
Önümüzdeki fotoğraflar da kuşatılmış, yanmış, yıkılmış Kürt kentlerindendi. AFP'den İlyas Akengin'in Cizre'de çektiği fotoğraf bir çatışmadan çok şiddetli bir deprem geçirip kat kat çökmüş bir binanın önündeki sivilleri gösteriyordu.
Sertaç Kayar'ın fotoğrafında ise battal boy mavi bir çöp torbasına evinden kurtarabildiklerini doldurmuş bir çocuk Sur'a giren zırhlı araca büyük bir hüzünle bakıyordu. Sertaç Kayar fotoğrafına "Savaşa yorgun bir bakış" adını vermişti.
Geçmiş yıllarda şimdi "berhava olmuş" merkez medyadan da ödül alan gazeteciler olurdu ama artık bu damar tümüyle yok olmuştu.
Çünkü artık medyanın neredeyse yüzde 80'inin habercilik yapma gibi bir derdi kalmamıştı ve bu da gazetecilik yarışmalarında değerlendirilen eserlere de yansıyordu.
Hatta o kadar yansıyordu ki, örneğin Can Dündar'la Erdem Gül'ün 25 Mart'taki davasına katılan diplomatları eleştirirken Cumhurbaşkanı Erdoğan "İstanbul’daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada?” diyordu.
Bu konuşmanın hemen ardından Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde okuduğu bir şiir nedeniyle 10 ay hapis cezası alması üzerine dönemin ABD Başkonsolosu Carolyn Huggins tarafından ziyaret edildiğini gösteren fotoğraflar sosyal medyada dönmeye başladı.
Sadece Huggins'le değil, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Denetim Komisyonu Türkiye Raportörleri Andreas Barsony ve Walter Schwimmer'in Türkiye'deki düşünce suçu ihlallerine Erdoğan'ın durumunu örnek gösterdikleri fotoğraflar da yayınlanmıştı sosyal medyada.
"Çelişki" aslında gazeteciliğin en değerli beslenme kaynaklarının başında geliyordu. Hele siyasi habercilikte politikacıların "çelişki"si bulunmaz bir fırsattı.
Ama ertesi gün Erdoğan'ın 1998'den kalma fotoğraflarının, yani bugün yaşadığı büyük "çelişki"sinin görüntülerinden tek kare yoktu gazetelerin birinci sayfalarında. Bir tek Cumhuriyet değerlendirmişti Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu fotoğrafını kapak sayfasından.
Ama elbette bütün baskılara, açılan davalara, vurulan gazetecilere rağmen gerçek gazeteciliği sürdürenler de vardı.
Jüri Özel Ödüllerinden biri de haber peşinde koştururken "heyacanlı" olduğu için gözaltına alınan ve aylardır tutuklu olan JİNHA'nın genç muhabiri Beritan Canözer'e verilmişti.
Artık bölgede "yapılmış" hatta "yapılmamış" röportajlardan dolayı gazeteci tutuklama dönemi geçmişti. Artık yaptıkları haberden rahatsız oldukları gazetecileri "yalan haber yaptı", "çok heyacanlı" gibi gerekçelerle gözaltına alıp facebook'u ve twitter'i taranıyor, yaptığı bir paylaşımdan dolayı ya "cumhurbaşkanına hakaret"ten ya da "bölücü terör örgütü propagandası"ndan tutuklanıyor.
Bölgenin dört bir yanında bu türden sudan gerekçelerle tutuklanan gazeteci öyküleri var.
Enkaz altında kalanların da, görüntü alırken vurulanların da sayısı giderek artıyor.
İşte bunlardan biri olan Beritan Canözer'in de bugün tutuklandığı o davada ilk duruşması var.
Aynı zamanda sekizinci haftasını dolduran "Haber Nöbeti"nin de finali yapılacak.
Göktepe Gazetecilik Yarışmasıda Jüri Özel Ödülü alan ve şimdilik tutuklanmaktan kıl payı kurtulan Can Dündar da hem Haber Nöbeti'nin sonuna, hem de bugün yapılacak olan Beritan'ın ilk duruşmasına katılmak üzere Diyarbakır'a gelenler arasındaydı.
Dün akşam hem Diyarbakırlı gazeteciler, hem de Haber Nöbeti'ne katılan İstanbullu gazetecilerin buluşması vardı. Toplu halde sekiz haftada, 70'e yakın gazetecinin katıldığı Haber Nöbeti sürecinin değerlendirilmesi ve nasıl sürdürüleceğinin tartışması vardı.
Fehim Işık'ın verdiği sayılara göre, sekiz haftalık Haber Nöbeti boyunca 200'e yakın yazılı ve görüntülü haber çıkmıştı medyada. 20'ye yakın özel televizyon programı gerçekleştirilmişti.
Aslında Türkiyeli gazeteciler Haber Nöbeti ile 21. yüzyıldaki en büyük birlikteliklerinin ilkini gerçekleştiriyorlardı.
1990'lı yıllardaki dayanışmanın, Metin Gökte davasını izlemenin, buradan hareketle oluşturulan Gazeteciler Meclisi'nin çabaları 2000'li yıllara varamamıştı tam olarak.
Yıllar süren suskunluk, gazetecilerin işten atılmaları, gazetelerin, televizyonların iktidar tarafından ele geçirilmesi, yapılan onca baskı ancak 2016'ya gelindiğinde Haber Nöbeti olarak bir tür başkaldırı olarak ortaya çıktı.
Haber Nöbeti'yle Türkiyeli gazeteciler bir kez daha gösteriyordu ki hiçbir baskı, hiçbir zulüm gazeteciliği yok edemez, en fazla gazetecilerin kalemlerini biraz daha biler, daha keskinleştirir.
CELAL BAŞLANGIÇ | HABERDAR
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları





































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021