Celal BAŞLANGIÇ
Koyunla keçi “çitten atlama” oynuyorlarmış.
Bir koyun atlamış, ardından keçi. Sonra bir daha atlamış koyun, ardından da keçi…
Oyun böyle sürüp giderken sıra tekrar koyuna gelmiş.
Koşmuş koyun, fırlamış çitin üstüne doğru. Ancak yeteri kadar yükselememiş, ayağı çite takılmış, kafa üstü yere çakılmış.
Çakılırken de kuyruğu ters dönmüş ve poposu görünmüş.
Keçi başlamış gülmeye; “Popon göründü, popon göründü” diye.
Bunun üzerine koyun, keçiye dönüp “Ulan ne gülüyorsun, senin popon hep açık ya” demiş mi, bilmiyoruz.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle olsa gerek dün AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İnsanlığın Medeniyeti” konulu toplantıda yaptığı konuşmayı dinlerken aklıma geldi bu keçiyle koyunun “çitten atlama” oyunuyla ilgili fıkra, kendimi tutamadım, yüksek sesle güldüm.
“İnsanlara haklarını kullandırmayan toplumlar medeni olamaz” diyordu Erdoğan, sonra da ekliyordu:
“İnsanı eşrefi mahlukat olarak gören bir medeniyetten insan düşmanlığı çıkmaz. Ak Parti insanın yanında yer almıştır.”
İnsan “pes” demekten kendini alamıyor gerçekten.
Türkiye’yi insan hakları ve hukuk açısından getirdiği içler acısı duruma bakmadan “Batı medeniyeti”ni eleştiriyordu:
“İstanbul’da yaşanan Gezi eylemlerinde insan hakları savunuculuğuna özellikle soyunanlar, Paris’te yaşananlar karşısında kör, sağır ve dilsiz hale dönüştüler. Medyada Fransa, Hollanda, Brüksel’i izlemedik. Gezi eylemlerinde dünyayı ayağa kaldırdınız. Hadi şimdi aynı şekilde yayınlayın! Yayınlamadılar, dürüst değiller. Bizi demokrasi sınavına tabi tutanlar namlular kendilerine yöneldiğinde demokrasiyi askıya almaktan çekinmediler.”
Aslında Erdoğan, Fransa’da başlayan “Sarı Yelekliler” eylemleri üzerinden kendi polisinin şiddetini aklamaya çalışıyor. Medyası da boş durmuyor elbette.
Ama bazen de suçüstü yakalanıyorlar.
Bir görüntü düştü sosyal medyaya, yer yerinden oynadı.
SYKP’nin sitesinden yaydığı görüntüde, Paris sokaklarında elinde TRT mikrofonu olan bir gazeteci sarı yeleklilerin eyleminden yayın yapmaya çalışıyordu. Yüzünü örtmüş bir genç peşinden gidiyordu “Bakın arkadaşlar” diyerek.
“TRT… Kendi ülkelerinde hiçbir eylemi haber yapmayan, hiçbir zulmü haber yapmayan… Hiçbir işçi gösterisini göstermeyen… Burada Fransa’yı haber yapıyor. Macron da gidecek, Tayyip de gidecek, siz de gideceksiniz.”
Bu görüntüler yandaş medyayı çok kızdırdı. Hatta o kızgınlıkla içinde bulundukları durumu itiraf etti yandaş bir yazar:
“TRT muhabiri, Paris sokaklarına niye gitti ki? 2013’de Türkiye’deki Gezi isyanı sırasında Taksim’e konuşlanan Avrupa basınına misilleme yapmak için gitti. Bunu sağır sultan bile biliyor… Sen, Türkiye’deki olayları kışkırtmak için, canlı yayın araçları ile Avrupa’ya 24 saat yayın yaparsan… Fransa’sı ile Almanya’sı ile Hollanda’sı ile… Televizyoncularını Taksim’e yollarsan… Türkiye de, TRT’sini Paris’e yollar. ‘Bak bu işin misillemesi de var’ hatırlatması için.”
Keşke TRT de Gezi eylemini “kamu haberciliği” adına hiç değilse Fransız kamu televizyonunun Sarı Yelekliler’in eylemini yayınladığının yarısı kadar verseydi.
Keşke TRT, Paris sokaklarında “intikam” için değil de, Türkiye kamuoyunu bilgilendirmek, yayıncılık ilkeleri gereği doğru ve gerçek haberi kaynağından aktarmak için olsaydı.
Erdoğan yine “yerli ve milli kamuoyuna” seslenerek dünya ajanslarının ve televizyonlarının Paris’teki eylem karşısında “sus pus” olduğunu söylüyor.
Oysa bu gerçek değil.
Cumartesi günü Paris’te yaşananları birçok yabancı kanaldan ve ajanstan anı anına, hatta saatler süren, sonra bir kez daha tekrarı verilen yayınlarda izledik.
Ama Erdoğan’ın dün seslendiği kitle bu gerçeği öğrenemeyecek. Çünkü onlar ne yabancı kanalları ne de ajansları izliyorlar. Gerçek olmayan bu bilgi sadece Erdoğan’ı dinleyen “yerli ve milli kamuoyu” tarafından doğru sanılacak.
Bir de Erdoğan Sarı Yelekliler eylemi üzerinden Batı’yı “namlular kendilerine yöneldiğinde demokrasiyi askıya almaktan çekinmediler” diye suçluyor.
Bunu Finlandiyalılar, İsviçreliler, Norveçliler, İsveçliler söylese neyse…
Ama bu sözün sahibi, değil demokrasisi askıya alınmış, çoktan askıdan bile indirmiş bir ülkeyi yönetiyor.
Kendi suçlarını örtmek için “Avrupa yanıyor” diye düğün evinde def çalar gibi göbek atanlara Türkiye’deki elçiliklerin görevlileri cevap vermek zorunda hissettiler kendilerini.
Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter, Türkiye’yi yönetenlere “demokratik hakları” hatırlatmak zorunda kaldı attığı mesajla:
“Bugün Paris’te ve tüm Fransa’da gösteriler oluyor ve olacaktır. Protesto etmek tarihimizin bir parçasıdır ve barışçıl bir şekilde yapılıyorsa temel demokratik bir haktır.”
Hollanda’nın Ankara Büyükelçi Yardımcısı Erik Weeststrate ülkesindeki Sarı Yelekliler eylemine ilişkin “Türk medyasında ‘Hollanda yanıyor’ diye okuyorum. Yanmıyor. Sarı Yelekli toplam 600 kişi barışçıl bir şekilde sokaklara çıktı. O kadar” diye mesaj atmak zorunda hissetti kendini.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle Batı’yla demokrasi yarışına giren Erdoğan ve yandaşları belli ki kendi ülkelerine bakmıyorlar hiç.
Bırakın her şeyi bir kenara CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Adalet Bakanlığı’nın verilerine dayanarak korkunç bir gerçeği açıkladı.
Cumhuriyet Başsavcılıklarında soruşturma evresinde şüpheli olarak hakkında işlem yapılan kişi sayısı 11 milyon 985 bin 118’e çıkmış. Bu rakam 2006 yılında 2 milyon 943 bin 33’müş.
Yani hakkında şüpheli olarak işlem yapılan kişi sayısı yaklaşık 12 milyon kişi.
Düşün Türkiye nüfusunda 0-17 yaş arası ve 65 yaş üstü toplam 30 milyon insanı, geriye kalır 50 milyon kişi.
Yani en azından her beş kişiden biri hakkında “şüpheli” olarak işlem yapılmış bir ülkeden bahsediyor.
Yani geçtiğimiz yıl Türkiye’de haftada 230 bin, dakikada 23 kişi hakkında şüpheli sıfatıyla işlem yapılmış. (Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi)
2015 yılının sonunda 31 olan tutuklu gazeteci sayısı, 2018 sonunda neredeyse beş kat artarak 145’e ulaşmış.
2018’in ilk 11 ayında 112 gazeteci gözaltına alınmış.
Yine 2018’in ilk 11 ayında 74 gazeteciye verilen toplamda 400 yılı aşan hapis cezası kesinleşmiş.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduktan sonra Cumhurbaşkanına hakaret suçunda da patlama yaşanmış. 2003 yılında toplam dört olan sanık sayısı 2017 yılı sonunda 6 bin 33’e ulaşmış.
Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı da çığ gibi artıyor.
Türkiye’deki cezaevlerinin kapasitesi 210 bin. Ancak cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 260 bini aşmış durumda. Yani şu anda cezaevindeki 50 bin insanın yatacak yatağı bile yok.
Uzatmayalım, bunlar Türkiye’deki “demokrasi kalitesi”ni gösteren birkaç veri.
Şimdi ülkende tablo böyleyken, bir de Batı ile demokrasi yarışına girmek aslında siyasal İslamcıların hadsizlikte vardıkları noktayı göstermek açısından ibret verici.
O yüzden siz siz olun, arkası sürekli açık olduğu halde koyunun bir anlık görünen poposuna gülen keçi zavallılığına hiç düşmeyin.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları

















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021