Cemil KOÇAK
Kısa bir süre önce Türkiye sosyalist hareketinin önemli isimlerinden Behice Boran’ın ölüm yıldönümüydü; onun 1945’de üniversitedeki görevine kimin son verdiğini de unutmayalım ama.
Behice Boran ile birlikte Niyazi Berkes ve Pertev Naili Boratav, DTCF’deki görevlerinde, 15 Aralık 1945 tarihinde Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından “görülen lüzum üzerine” bakanlık emrine alınmışlardı. Karar değişmediği sürece mesleklerini sürdürme imkânı kalmamıştı. Ayrıca, haklarında soruşturma da açılmıştı. Hatırlanmalıdır ki, bu tarihten sadece birkaç gün önce ünlü 4 Aralık Tan matbaası baskını gerçekleşmişti; söz konusu üç isim ise, solcu bilinen “Görüşler” dergisinde yazar olarak yer alacaklarını vaat etmişlerdi. Tam da bu sırada; “Görüşler” de yakılıp yıkılacaktı.
Yücel’in siyaset yasağı genelgesi
Bu tarihte üniversite özerkliği meselesi de gündemdeydi; Yücel ise, profesörlerin ve öğretmenlerin basında siyasî nitelikte yazı yazmasını yasaklayan bir genelge yayınlamıştı. Bu genelge, Meclis’te bile tartışmalara yol açmıştı; fakat Yücel, “üniversitede fikir hürriyeti, zannedildiği gibi, hiçbir yerde hudutsuz değildir” şeklinde yanıt vermişti. Yücel’e göre, solcu sayılan “Görüşler” ile “Yeni Dünya” dergileri, “gençlerin yetişme hürriyetine mâni”ydi.
Danıştay’a başvuru
Üç hoca için yapılacak tek şey, kararın iptali için Danıştay’a başvurmaktı. Onlar da öyle yaptılar. Elimizde Danıştay kararları da bulunmaktadır. Boran, “hiçbir gerekçe gösterilmeksizin haksız yere bakanlık emrine alınması yolunda tesis edilen tasarrufun iptaliyle aylıklarının tam olarak” ödenmesini istemişti. Danıştay, ilk adımda aylıkların tam olarak yeniden ödenmesi yolundaki talebi, ayrı bir dava olarak ele alınması gerektiği düşüncesiyle red etmişti. Fakat ilk talep incelemeye alınmıştı.
Bakanlık kararında ısrarlıydı; bakanlığa soracak olursanız, DTCF dekanlığından alınan bir yazı ve fakültedeki olaylar üzerine Boran hakkında bakanlığın müdürler komisyonunda soruşturma başlatılmış ve bu inceleme sonucunda “görülen lüzum üzerine” Boran bakanlık emrine alınmıştı.
Siyasî hüviyeti sakıncalı hocalar
Bakanlığın müdürler komisyonunca hazırlanan rapora göre; “fakültedeki bazı öğretim üyelerinin fakültedeki çocuklarımızın fikirlerini zararlı istikâmetlere yöneltmekte âmil oldukları kanaati” ortaya çıkmıştı. Diğer hocalarla birlikte Boran’ın da “politik eğilimi belli olan ‘Görüşler’ isimli haftalık siyasî derginin yazı heyeti arasında bulunmaları, adları geçenlerin bu vesile ile de açıkladıkları siyasî hüviyetleriyle öğretim ögesi olarak fakültede kalmamalarını gerektirir mâhiyette görülmüştü.” Fakülte dekanlığı da, “Görüşler” dergisinde yazı yazmayı vaat etmeyi şöyle yorumlamıştı: “Politika eğilimi ilmî düşüncesiyle uzlaşma kabul etmeyecek karakterde olan bu dergiye” yazı vaat etmek kabul edilemezdi; hele hele dergiyi gördükten sonra, “kendi hakkındaki ibareyi yalanlamamasını akademik kariyer düşünce ve çalışmalarına aykırı” olduğu açıktı.
Memursun memur kal
Danıştay kararında idarenin iddialarına da yer verilmişti: Boran’ın daha önceki siyasî etkinliklerinden de söz ediliyordu. Boran, memur olduğu halde, daha önceleri “Görüşler” dergisinde yazı yazmıştı; üstelik bu dergi “hükûmetin umumî siyasetine aykırı”ydı. Çok daha önce yayınladığı “Adımlar” dergisi de, keza hükûmetçe aynı nedenle kapatılmıştı. Boran, “memur olduğu halde memleketin umumî siyasetine muhalif neşriyatta bulunan gazete ve mecmualara yazı yazmayı itiyat [alışkanlık]” haline getirmişti.
Danıştay’ın bozma kararı
Nihayet Danıştay kararı bozacaktır. Bozma kararında; kriterin, memurun eylem ve hareketinin gördüğü kamu hizmetine doğrudan doğruya etkide bulunması ve bu hareketin hizmetin amacıyla uyuşmasına imkân bulunmaması olduğu özellikle vurgulanmıştı. Ancak bu takdirde alınan karar geçerli olabilirdi. Oysa, memurun eylem ve hareketleri göreve devamını zararlı kılmadıkça, bakanlık emrine alma kararı geçerli olamazdı. Boran’ın siyasî eğilimi belli olan bir dergiye siyasî mâhiyette yazı yazmasının dahi, “taşıdığı ve neşrettiği siyasî kanaatini öğrencilerine telkin suretiyle hizmetin icablarından ayrıldığı tahakkuk etmiş olmadıkça, bu kanaatin göreve müessir [etkileyen] bir hal aldığı ileri sürülemez”di. “Kaldı ki, okul dışında siyasî neşriyat [yayın] yapan ve siyasî cemiyetlere [derneklere] intisap eden [katılan] bir öğretmenin mevzuat mucibince [gereğince] (…) bu fiil ve hareketini öğretim görevini siyasete âlet yapmış olmadıkça” sakıncalı saymaya da imkân yoktu.
Fakülte yazısı geçersizdir
Danıştay kararında fakültenin söz konusu hocaları suçlayıcı yazısı için de şöyle deniliyordu: “Davacının okul içinde siyaset yapmak suretiyle hizmetin istikâmetini değiştirdiği hakkında fakültenin esas yönetmeliğine göre kendisini birinci derecede denetlemekle mükellef [yükümlü] olan profesör ile enstitü direktörü tarafından bir beyan ve işaret vâki olmamakla beraber dekanlığın (…) yazısı da, haddi zatında okul içinde cereyan etmiş [gerçekleşmiş] bir vak’adan [olaydan] bahis olmayıp, sadece davacının siyasî bir dergiye yazı vaat etmiş ve yazı yazmış bulunmasının muvafık [uygun] olmayacağını belirtmekten ibaret bulunduğundan, kendisini hizmetten ayırmak için idarî lüzumun sübutuna [sabitliğine] kâfi [yeterli] sayılacak bir delil [kanıt]” sayılamazdı. Danıştay’a göre, eğer hocalara yönelik bu suçlama gerçekse, zaten bu takdirde suçun cezası çok daha ağır olmalı ve tarda kadar gitmeliydi; fakat bunun için yasanın bir başka hükmüne başvurulmalıydı. Boran ve diğer hocalar görevlerine dönmeliydiler ve döneceklerdir de. Fakat yaklaşık iki yıl sonra bu kez de Meclis kararı ile görevlerine son verilmek üzere!
Hasan Âli Yücel’in serzenişi
Danıştay’ın idarenin kararını iptal etmesi, Yücel’i hayli üzmüş ve sinirlendirmişti anlaşılan. Kararın ardından Başbakanlığa yazdığı yazıda; söz konusu hocaların “politik eğilimi malûm bulunan ‘Görüşler’ adındaki siyasî dergiye yazı göndermiş, neşretmiş veya vaat etmiş olmaları sebebine ve fakültedeki çocukların fikirlerini zararlı istikâmetlere yöneltmekte âmil oldukları kanaatine dayanılarak” bakanlık emrine alınmalarına rağmen; kararın Danıştay’ca iptal edildiğini bildiriyordu. Bu karar üzerine mecburen ilgili hocaların tayinleri yeniden yapılmıştı. Yücel, kızgınlığını şu satırlarla ifade etmeyi uygun bulmuştu: Bakanlık “emri müessesesinin [kurumunun] kıymet ve müessirliği [değer ve etkisi] hakkında bir belge olması itibariyle karar örneklerini (…) arz ederim.”
Yücel de solcu; Boran da solcu!
Ben de tarihe mal olmuş olan bu belgeyi hatırlatmak istedim: İşin ilginç kısmı, bütün bunlar sanki hiç olmamış ya da yaşanmamış gibi; geçmişte olsun, günümüzde olsun, bazı solcuların ve sosyalistlerin hem Yücel’i, hem de Boran’ı aynı anda yüceltmeye devam etmesidir! Buna bir çift sözümüz olmalıdır: Şöyle ki; Boran’ı siyasî görüşleri yüzünden görevden alan, sonra Danıştay kararını mecburen uygulamak zorunda kaldığı için bundan dolayı Başbakanlığa şikâyette bulunan Milli Eğitim Bakanı Yücel, solcu kategorisinde ele alınamaz. Ama alındı çoktan. Bu da Türkiye’de bazı solcuların ve sosyalistlerin kendi tarihlerini bile bilmedikleri kadar; bilseler de, ideolojik ve politik mülâhazalarla çelişkiler içinde bulunmaktan kurtulamadıklarını göstermektedir. Eğer Boran ile birlikte diğer solcu hocalar sadece siyasî görüşleri yüzünden üniversitedeki görevlerinden alınıyorlarsa; bunu gerçekleştiren kişi de solcu olamaz; ortada ciddî bir siyasî ve ideolojik yanılgı ve karışıklık bulunmaktadır. Bu durum, biraz da aradan yıllar geçtikten sonra, 12 Eylül sonrasında solcu hocaları üniversiteden atan İhsan Doğramacı modelinin de solcular tarafından baş tacı edilmesine benzer! Solcular ve sosyalistler, bu türden çelişkili siyasî ve ideolojik körlükten kendilerini bir an önce kurtarmalıdırlar.
MERAKLISI İÇİN NOTLAR
Son yıllarda yayınladığım “Türkiye’de İki Partili Siyasî Sistemin Kuruluş Yılları” (1945-1950) adını verdiğim serinin ciltlerinde, bu dönemde Türkiye solun macerasının bu kısmına uzun uzun yer verme fırsatını buldum. Merak eden okuyucular; “İkinci Parti”; “İktidar ve Demokratlar” ve nihayet yakın bir zaman önce yayınlanan “Rejim Krizi” adını verdiğim kitaplarımda (İletişim Yayınları) son derece ayrıntılı bilgilere ulaşabilirler. Kitaplarımda ilgili belgeleri de yayınlama fırsatını bulmuştum. Behice Boran’ın mektupları da Tarih Vakfı’ndan iki büyük cilt halinde geçende yayınlandı. Akademik ve bilimsel bir biyografisi ise hala yazılmayı bekliyor! Yüceltici eğilimlerden kaçınarak ve aynı zamanda da eskiden kalmış siyasî ve ideolojik tartışmaların gölgesinde onu hedef almamak üzere. Soğukkanlı bir şekilde tarihe mal olmuş bir sosyalistin hayatını bu çerçeveye sadık kalarak yazmak bakalım ne zaman mümkün olabilecek?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016