Cengiz AKTAR
Memleketin iç meseleleri gibi dış ilişkileri de sapır sapır dökülüyor, savaş meydanlarında sürünüyor. Yeni de değil, epeydir öyle. Rejim, birkaç istisna dışında dünya âlemle kavgalı… Diplomasi değil, anti-diplomasi icra ediliyor, neredeyse her konuda. İç ve dış meselelerde mütemadiyen konuşanlar, Erdoğan, Çavuşoğlu, Akar, Kalın, Altun tehdit savurmada, ayar vermede birbirleriyle yarışıyor. Kurdun dişine kan değdi, titre dünya!
Monşerleştirilmiş hariciyecilere herhangi bir konuda danışan yok. Zaten Hariciye’de danışılacak yetenekli memur da pek kalmadı, görevde kalanlar biat etti, kızaktakilerin sesi çıkmıyor, vasatlar terfi ettirildi. Asker, istihbaratçı ve tesadüfî akademisyenden oluşan Saraydaki heyet dış politikada tek karar verici ve tabii ki dünyayı hatmetmiş. Kimden duydularsa “sahada olmayan masada olmaz” nakaratı eşliğinde önlerine gelene saldırıyorlar. 19. yüzyıldan kalma güce dayalı “gunboat diplomacy” lakırdısının Türkçesi. Aslında içerdeki hukukdışı ve şiddet temelli uygulamalar neyse dışarda da aynıları dayatılıyor.
Böyle bir ortamda dışarıya diplomatik dille konuşmak, resmî yollarla kamu diplomasisi yapmak artık mümkün değil. Tehditler ve gayridemokratik uygulamalar dış dünyada not ediliyor, bunun ötesinde o kütükleşmiş küstah dile kulak asan yok. Anca dalga geçen var.
Klasik diplomasi her ülkede, emrinde olduğu hükûmetin dış siyasetinin oluşmasında ve uygulamasında baştan sona aktördür. Uluslararası zeminde dış siyasetin ve içerdeki uygulamaların sağlamasını yapmak, yapılan hamlelere kılıf yaratmakla mükelleftir.
Bu aslî görevin icrası Türkiye’de neredeyse imkânsız zira rejimin politikalarının kılıflık yanı kalmadı. Yapılan yanlışlara kılıf yetmez. Türk diplomatlarını yurtdışında ve özellikle Batı’da ciddiye alan yok. Türkiye, mütemadiyen sorun yaratan ve yarattığı sorunları meşrulaştırmak için abuk sabuk gerekçeler üreten bir belâ herkesin indinde.
Dışarda tehdit, taarruz ve işgâl siyasetinin son dönemde tepe tepe kullandığı “meşru müdafaa”, “meşru güvenlik kaygıları”, “vazgeçilemez millî çıkarlar” formüllerinin uluslararası platformlarda kâbul gördüğü sanrısının ardında, ikili veya çoktaraflı muhatapların sahtekârlığı yatıyor. Herkes belâ savıyor ve savaşmaya niyeti olmadığı için görmezden gelmeye çalışıyor, sonunda bir nebze müsaade ediyor. Son Tel Abyad ve Resulayn işgâli bu tavrın tipik sonucudur. Sözün özü, diplomaside lafın bittiği yerde Türkiye…
Pekâlâ, bu diplomatik boşluğu kim dolduruyor dersiniz? Medenî troller! Bu gürûhun devamlı çoğalarak öne çıkmasının nedeni diplomatik karadelik. Dış politika olsun, iç politika olsun Saray’ın tasarruf ve icraatını aklamak, meşrulaştırmak diplomasinin sivil ayağı olan bu talimli, terbiyeli trollerin işi bundan böyle.
İngilizcede bunları adlandırmak için güzel bir söz var: “Spin doctors”! Vazifelerini çoğu zaman para karşılığı yapan, iç veya dış medya ve kamuoyuna bir kişi, bir ülke veya bir ideoloji nâmına, olayları daima olumlu yorumlayan propagandacı demek. Lobici de denebilir ama “medenî trol” daha yakışıyor.
Ağzı laf yapan, en az bir Batı dili bilen ve içerde ya da dışarda ilişki ağları kuvvatlı muhteremlerdir bunlar. Türk veya yabancı olurlar. Ağırlıklı olarak Berlin, Brüksel ve Vaşington’da boy gösterirler. Oralardaki vakıf kaynaklarını, hibeleri ve Türkiye’deki akçalı destekleri kullanmayı iyi bilirler. Mükemmel iş takipçiliği yaparlar. Türkiye’nin Suriye gibi olmasından ödü kopan Batı’nın duymak istediği hoş ve boş mesajları vererek para ve itibar kazanırlar. Bütün sorunlara rağmen Türkiye’nin Batı’ya sadık kalacağı, bu günlerin geçeceği, aydınlık günlerin geleceği masalını tekrar edip dururlar.
İş yapma biçimleri, devlet adına konuşmak zorunda olan Hariciyeninkinden farklıdır. Memurlar gibi gizlilik mükellefiyetiyle bağlı olmadıklarından bağımsız gibi dururlar. Bu sayede objektiflikten dem vurur, kamuoylarına bu yolla nüfuz ederler. Objektiflik cilâsı söylediklerini daha kabul edilebilir kılar.
Kılıf bulmakla görevli oldukları yanlış, gayridemokratik ve saldırgan uygulamaları önce eleştirerek söze başlar ama hemen akabinde “ama onlar da…” diyerek bu uygulamaları meşrulaştıran günah keçilerine getirirler lafı. Günah keçileri ise umumiyetle memleketin mâlum düşmanlarıdır. İçerde ve dışarda Kürdler ve Fethullahçılar, dışarıda emperyalistler AB ve ABD, Ermenistan ve Ermeniler, Rum ve Yunan dünyası, şimdilerde kimi Arab memleketleri…
İki misal vereyim. Reisleri 1945’ten bu yana süregelen ilişkileri altüst etme pahasına Rusya’dan S-400 füzeleri almaya mı kalktı, cevap hazırdır: “Evet, bu NATO ilişkimizi tehlikeye atabilir ama esas kabahat kimde? Türkiye’ye Patriot füzeleri satmayan ABD’de!” Zihinlerinde iki yanlış daima bir doğru eder.
Diğer misal “AB üyeliğinin bu hâle gelmesinin vebali kimde” sorunsalı… Başta Almanya ve Fransa olmak üzere AB ülkelerinin bu tarihî yanlışta payı az buz olmasa da medenî troller, rejimin ayyuka çıkmış gayridemokratik uygulamalarını ve derin Batı düşmanlığını pek öne çıkarmaz, bileti son tahlilde hep Batı’ya keserler. İmama kızıp oruç bozmanın, Türkiye ayarında, yani zayıf olup kendini güçlü sanan bir ülkeye vereceği kalıcı zarar umurları olmaz.
Hepsinin sabahtan akşama kendi kendilerine tekrarladıkları manevî gerekçeleri vardır: “Türkiye o kadar da kötü durumda değil, iyi şeyler de oluyor”, “komşularımız kötü, hakkımızı tabii ki arayacağız”. Gönüllü kulluklarının “ekmek parası”, “çocuk büyütüyoruz” yollu maddî gerekçeleri de eksik değildir.
Ad vermeyeceğim; bir kere bunlardan çok var, faşizm olağanlaştıkça da sayıları artıyor. İkincisi, onlar kendilerini iyi tanırlar.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020