Erol KATIRCIOĞLU
Cumhurbaşkanı Erdoğan demiş ki “Ekonomide serbest piyasa kurallarından ve bütçe disiplininden asla taviz vermeden ihtiyacımız olan reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz”.
Doğrusu Erdoğan’ın “demokrasi” gibi “serbest piyasa ekonomisinden” de ne anladığı meçhul.
Ben anlamadığını düşünenlerdenim.
Ya da biraz hafifleterek söylersek bu iki kavramı da yanlış anlamış olma olasılığı çok yüksek.
Bunun bir nedeni okuduğu Aksaray Yüksek Ticaret Okulu’nda, o sıralarda bu okulun bağlı olduğu İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde asistanlık yaptığım için bilirim derslerin çoğuna mesleğe yeni başlamış asistanlar girerdi.
Orada Erdoğan’ın gerçekten ekonomi öğrenmiş olması pek mümkün değil.
Kaldı ki, ünlü ‘motto’su haline gelmiş “faiz sebep, enflasyon sonuç” teorisini açıklarken, “…bu konuda nas ortada. Nas ortada olduğuna göre sana, bana ne oluyor? Biz değerler silsilemiz içerisinde olaya buradan niye bakmıyoruz? Olaya buradan bakacağız, ona göre de adımımızı atacağız" diyerek aslında bu teorisinin kaynağının okulda okuduğunu iddia ettiği ekonomi derslerinden değil doğrudan doğruya Kuran’dan aldığını söylemiş oldu.
Eh! Doğrusu ben de bunun böyle olduğunu tahmin ediyordum ve tahminim doğru çıkmış oldu.
Erdoğan benim gözüme batan iki nedenle ekonomi biliyor olamaz. Benim gözüme batan dememin nedeni birçokları arasında bu ikisinin çok önemli olması.
Bunlardan biri “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” iddiası. Halbuki, faiz üretimin maliyetleriyle ilgili olduğu kadar toplum harcamalarıyla da ilgili bir kavramdır. Faizlerdeki artış üretim maliyetlerinde artışlara neden olur ve işletmelerin bu maliyetleri fiyatlarına yansıtma imkanı yukarı doğru (sürekli) fiyat artışlarını tetiklerse enflasyon ortaya çıkar.
Burada faiz enflasyona sebep olmuştur denebilir.
Aynı şekilde, faizlerdeki artış tüketicilerin harcamalarında bir kısılmaya (tasarruflarında artışa) sebep olursa verili bir üretim düzeyinde bu kez fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşur. Burada faiz enflasyona değil enflasyonun düşmesine sebep olur.
Dolayısıyla faizin rolü ‘nas’la değil, üreticilerin ve tüketicilerin faizlerle ilişkisi üzerinden belirlenir.
Erdoğan’ın serbest piyasa ekonomisinden pek bir şey anlamadığının ikinci göstergesi, piyasa ekonomisinin olmazsa olmaz bazı kurumlarının rollerini hiç anlamamış olması. Bilindiği gibi serbest piyasa ekonomisi toplumdaki eşitsizlikler üzerinden çalıştığı için yapısal olarak dengesiz bir ekonomidir. Bu dengesizliklerin bir kısmı kimi zaman tüketicilerin aleyhine kimi zaman da şirketler aleyhine sorunlara neden olurlar.
O nedenle de, kapitalizmin gelişim sürecinde bu sorunları gidermeye yönelik çeşitli kurumlar oluşmuştur. Bunlara bizdeki adıyla “bağımsız idari otoriteler” denmekte. Bu kurumlara olan ihtiyaç, ekonomide ve siyasette güçlü aktörlerin piyasa ekonomisinin çalışmasını bozacak işler yapabilmelerinden kaynaklanmıştır.
Piyasa ekonomisini bozacak davranışların bir kısmı iş dünyasının ekonomiyi kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmeye çalışmasından, bir kısmı da siyasilerin kendi çıkarları için ekonomiyi manipüle etmeye çalışmalarından kaynaklanmaktadır.
O nedenle de bütün piyasa ekonomilerinde bu kurumlar “bağımsız ve özerk” kurumlar olarak dizayn edilirler ve öyle çalışırlar. Bizde BDDK, SPK, Rekabet Kurumu gibi.
Gelgelelim, Erdoğan bu kurumların işlevlerini hiç anlayamadığı için, örneğin şunları rahatça söyleyebilmektedir: “Bağımsız kurumlar kendilerine göre adımlar atıyorlar, Peki faturayı kim ödüyor. Faturayı ödeyen, istişaresini yaptıktan sonra kararını da o verir” (20.06.2018).
Bu konudaki bilgisizliğin çok sayıda örneği var ve sanırım en önemlisi de Merkez Bankası’nın bağımsızlığı meselesiydi. Onu da ortadan kaldırdı.
Özetle, yaşadığımız ekonomik krizin ana nedeni, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) adı verilen bu garabet sistemin işleyişinde tek adamın ekonomiden anlamaması ve fakat 85 milyonun hayatlarını etkileyen kararları alabilmesinde yatıyor.
Kimbilir daha neler yaşanacak bu talihsiz ülkede.
Göreceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025