Erol KATIRCIOĞLU

Erol KATIRCIOĞLU
Erol KATIRCIOĞLU
Tüm Yazıları
Siyaset değişirken
9.07.2011
2622

Ben derim ki; bir seçim oldu, hayat nasıl kaldığı yerden devam ediyorsa, siyaset de kaldığı yerden devam ediyor diye düşünmek doğru değil. Aksine, zaman, “Bir seçim oldu ve bütün siyaset değişti” demenin zamanı.

Geçen yazımda AKP bu seçimde toplumdan yalnızca yüzde 50 oy almadı aynı zamanda bu oyla birlikte toplum katında kesin bir fikrî hegemonya da kazandı demiştim.Hele heleana muhalefet partisi CHP’nin –her nedense– kendini birden bire yere atmasını ( O programda uçma deneyimi yapan meczup misali) gözönüne getirin ve “Yeni Anayasa” konusunu, seçimin hemen sonrasında devreye sokulduğu anlaşılan “Futbolda Şike” ve “Deniz Feneri” soruşturmaları gibi gelişmeleri de bu cümlenin içine yedirin, bu hegemonyanın önümüzdeki günlerde daha da pekişeceği açık değil mi?

Bundan dolayı da bu hegemonya karşısında siyasetin, yalnızca CHP’nin değil bence AKP dışındaki diğer bütün siyasetlerin de (BDP dahil) durdukları yere bir kere daha bakmaları, söylemlerini, pozisyonlarını ve toplumla ilgili hayallerini bir kere daha gözden geçirmeleri gerekiyor.

Yanılmıyorsam ilk defa Nabi Yağcı yazmıştı günümüzün siyasetinin “Anti değil Alternatif siyaset olması gerektiği üzerine. Benim de “Çatışmacı değil Çekişmeci demokrasi demekten muradım da benzerdi.

Nitekim seçim sonrası oluşan yeni siyaset ikliminde AKP dışında anlamlı bir siyaset, dünden daha da kesin bir biçimde AKP’nin varlığını reddederek yapılan bir siyaset olamaz. Çünkü böyle bir siyaset olsa olsa AKP’ye alternatif üretmenin de önünü tıkayan, ya da tersten söylersek, AKP’yi daha da güçlendiren bir siyaset olur.

Öte yandan AKP her ne kadar yeni bir fikrî hegemonya oluşturmuşsa da bu hegemonyanın çok da “yeni” olduğunu söylemek mümkün değildir.


Yenidir
, eğer bir önceki ve hâlâ debelenen “kemalist hegemonya” ile karşılaştırıldığında yenidir.


Eskidir
, çünkü fikrî yapısı siyaseten “temsili demokrasiyle”, ekonomik anlayışları ise yaşadığımız son krizle birlikte batmakta olan “ekonomik liberalizmle” sınırlı olduğu için eskidir.


Yenidir
, çünkü sol siyasetin “sosyal politikalarına” benzer politikalara sahip olduğu ve “kimliklere” referans vermekten kaçınmadığı için yenidir.


Eskidir
çünkü bunları “dinî gelenek” üzerinden “haklara ve hukuka” değil yalnızca “kardeşliğe” vurgu yaparak biçimlemiş olmasından dolayı eskidir.


Yenidir
, sağ siyaset kulvarında halk dalkavukuğu tadında “Demirelvari projecilikten” topluma hizmet etmeyi önüne koymuş bir “projeciliğe” geçmiş olmak bağlamında yenidir.


Eskidir,
çünkü bu projelerin yapımında toplumun “katılımını” değil kendi hizmet anlayışı çerçevesinde bildiği yoldan ve yukarıdan bir anlayışla bunları yaptığı ya da yapmayı planladığı için eskidir.

AKP bu özellikleriyle tek bir boyuta indirgenmesi zor ve ilginç bir siyasi partidir ama alternatifi olamayacak bir parti değildir. Aksine bugünün siyasi iklimi “Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve daha fazla eşitlik” temelinde bir siyaset iklimidir ve AKP’ye alternatif bir siyaset ancak bu ilkeler temelinde bulunabilir.

Bu seçim bundan öncekinden farklı bir seçim oldu ve siyaset değişti. Ya da değişmek zorunda. Değişimin yönü AKP’ye karşı olmaktan değil onun kapladığı siyaset alanının sınırlarını aşmak, ona alternatif politikalar, alternatif düşünceler ve alternatif hayaller oluşturmaktan geçiyor.

İçinde toplumun olduğu politikalar, düşünceler ve hayaller...

Bütün mesele de bu değil mi?


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar