Esat KORKMAZ
SANATIN KÖKENİ
(Hiçliğin İçindeki Hakikat)
Sanatın kökeni, hiçliğin içindeki hakikattir. Hiçlik adı üzerinde görünmekten hoşlanmaz. İşte sanat, gizlenmeyi seven hiçlikteki hakikati, açığa çıkarma girişimidir bir bakıma. Bu nedenle bâtının doğrusu, zâhirin yanlışıdır; dünya dediğimiz yaşamı, etkili biçimde sorgulaması bu yüzdendir. Çünkü bu-dünyanın doğrusu, kendi yanlışı tarafından sorgulanır.
Yaşamı kuran yaşam, karanlık olarak algıladığımız hiçliğin olanağıdır; sanat, bu olanağın görünüşe taşınması olarak algılandığında, yaşamı kuran yaşamın çocuğudur. Somut yaşam, yaşamı kuran yaşama göre daha eksiklidir. Sanat üretmek, görünmeyeni görünür yapmak ve görünmeyeni öğretmen, görüneni öğrenci kılmaktır. Görünmeyenin yanında durup görüneni, doğal olarak kendi öğrettiğini de eleştirmektir. “Heidegger sanatın nerede teşekkül ettiğini, nereden ‘kaynaklandığını’ sormaktadır. , aynı soruyla ayrıca sanat eserinin kendisinden neyin kaynaklandığını, neyin vücut bulduğunu da anlamaya çalışmaktadır… Bilindiği gibi Heidegger hakikati gizli yahut üzeri örtülü olanın ‘açığa çıkma’sı veya üzerinden ‘örtünün kalkması’ olarak görüyordu. Sanat hakikati açığa çıkarma, görünür hale getirme kabiliyeti bakımından biriciklik niteliğine sahiptir.” (1)
Kendiliğindenlik söz konusu olduğunda, açık olandan gizil olana, gizil olandan açık olana taşınma işini, doğa yapar aslında: Evren, doğanın yontusudur bir bakıma. Devriye(çevrim) kapsamında, önsüzden-sonsuza,spiral bir yay üzerinde, görünür olandan görünmez olana, görünmez olandan görünür olanakoşar durur doğa. Doğanın bu koşusuna, yani ruhun-düşüncenin âlemi dolaşması görüntüsü ardında her şeyin Tanrı’dan çıkıp yine Tanrı’ya varacağı algısını konu edinen nefesleredevriye adı verilir. (2)
Örneğin Kızılbaşlıkta varlıklar ya da insan, devir ya da çevrim adıyla anılan uzun bir yolculuğa çıkar. Işığın dönüşümleri biçiminde inanca taşınan, önce tanrısal kaynaktan uzaklaşma (kavs-i nüzul) daha sonra tanrısal kaynağa yükselme(kavs-i uruc) eğrilerinden oluşan bu yolculuk, özgün şiirlere konu olur. Birkaç örnekle yetinelim:
“Göklerden süzüldüm, tertemiz indim,/ Yere indim, yerli renge boyandım./ Boz bulanık bir sel oldum, yürüdüm,/
Çeşit çeşit türlü renge boyandım.
Azgın azgın çağlayarak, akarak,/ İnsafsızca tahrip edip yıkarak,/ Ne utandım, ne kimseden korkarak,/ Kusur, günah, kirli renge boyandım./
Yüzümü yere vurdum süründüm,/ Çok dolandım, ırmak oldum göründüm./ Eleklerden geçtim, yundum, arındım,/
Kâmilane kârlı renge boyandım.
Irmak olup kavuşunca denize,/ Dalgalandık, coştuk, taştık biz bize./ Çok zaman seyrettim aya, yıldıza,/ Aydın, parlak nurlu renge boyandım.
Veysel, yoktan geldim, yok oldum göçtüm,/ Ben diyenler yalan, gerçeği seçtim./ Bir buhar halinde göklere uçtum,/ Kayboldum, o sırlı renge boyandım.”
***
“Bulut olup ağdığımı bilirim,/ Boran ile yağdığımı bilirim,/ Alt’anadan doğduğumu bilirim,/ Kaç ebeden, kaç soruldum kim bilir?
Kaç kez gani oldum, kaç kere fakir,/ Kaç kez altın oldum, kaç kere bakır,/ Bilmem ki kaç katip ismimi okur?/ Kaç defterde kaç dürüldüm kim bilir?
Bazı nebat oldum toprakta sürdüm,/ Bilmem kaç atanın sulbünde durdum,/ Kaç defa Cennet-i Ala’ya girdim,/ Cehennem’e kaç sürüldüm kim bilir?
Kaç kez alet oldum, elde bakıldım,/ Semadan kaç kere indim, çekildim,/ Balçık oldum kerpiç kerpiç döküldüm,/
Kaç bozuldum, kaç kuruldum kim bilir?
Dünyayı dolaştım, hep kara batak,/ Görmedim bir karar, bilmedim durak,/ Üstümü kaç örttü bu kara toprak,/ Kaç serildim, kaç derildim kim bilir?
Gufrani’yim, tarikatım boş değil,/ İyi bil ki kara bağrım taş değil,/ Felek ile hatırcığım hoş değil,/ Kaç barıştım, kaç darıldım kim bilir?”
Koşunun ürünü bu evrendir; gökyüzüdür, yeryüzüdür ya da yer altı, yani her şeydir. Sanatçı bu çevrimi izlemez, kenarında-köşesinde dolaşmaz; içselleştirir ve onun bir parçası olur.
Parçası durumuna gelir gelmez, düşüncesini kendi aleyhine çevirir ve beş duyusunun ezberini kırar. Doğadan önce davranarak, belki de bir simyacınıngüdüsü içerisine kendini taşıyarak, karanlık biçiminde algılanan hiçliğin içindeki hakikati, onunsonsuz çeşitlilik olanağından yararlanarak görünüşe taşır. Daha doğrusu, nesnelliği ve yaşamı kuracak olan aklın izinde, kendini iptal ederek sanat olarak doğar. Sanat bu anlamıyla bir şeydir, ama doğadan önce davranılarak yaratıldığı için aynı zamanda hiçbir şeydir; önümüzde durmasına karşın, görünürler dünyasında bir örneği olmadığı için yok olandır ya da varolan şeylerden daha fazla bir şeydir.
Sanat eserine bakıldığında, okuyana; konusunun gizli yanını açığa vurur: Açığa vurduğunda, Yeryüzü dolu olduğu için sanat eseri, kendini yaratan sanatçıyı öldürerek kendisine bir yer açar, bir boşluk yaratır. Demek ki sanat, sanatçıyı iptal ederek sanat eserine yer açma çabasıdır. Böylece devriye kapsamında doğanın yaptığı işi deneyimlemiş oluruz. Doğadan önce davrandığımız için, deneyim dışı kalan sanat eseri olağanüstüdür; harkulâdenin çocuğu harikadır. Sanatçının, kendini iptal ederek ürettiği sanat eseri, hakikati özgürleştirir, gizlendiği hiçlikten dışarı çıkarır ve herkesle kucaklaşmasına olanak sağlar.
Tasarımdan da anlaşılacağı gibi, sanat eseri; bir var olanın, yani beş duyumuzla kavradığımız somutluğun bir yeniden üretimi değildir; tam tersine, duyumlarımızla kavrayamadığımız gizil nesnelliğin hakikatinin karanlıktan doğumudur. Bu durumuyla sanat, inkârın inkârıdır; görünürde var olanın inkârı ve sanatı üreten sanatçının inkârı.
İnkârın inkârı, sanat üreten sanatçının ya da bilgenin, kendi üzerindeki denetimi yitirmesiyle deneyimlenen bir şeydir; var olanlar soyulur, sanat üreten sanatçının kendisi de soyulur; geride hiçlik kalır. Yaratıcılığın sürekliliği yoktur; yaratıcılık da tıpkı aşk gibi sürekli değildir.
Sanatçı sanat üretebilmek için zâhir ve bâtın dünyayı terk etmek zorundaysa sanat eseri dünyaya şölenle gelmez: Sanatçı inler, sanat eseri ağlar; gözyaşları içinde bize merhaba der. Artık biçimin içine hakikat yerleştirilmiştir.
Zâhirde, yani var olanlar dünyasında, bir örneği olmadığı için sanat eseri bir şeyi temsil etmez. (3) Temsil etmediği için bizler sanat eserine bakarak olanaksızı istemeyi öğreniriz. Öyleyse sanatçı, sanat eserinin kökeni değil, nedenidir: Kökeni, sanat eserinin gizlendiği yerdedir. Doğa olmayan doğadaki hakikati, sanat eseri olarak kurma işi kesinlikle şiirseldir: Kuruluş tamamlandığında, sanat eserinden hiçliğe-hiçlikten sanat eserine rahatlıkla yolculuk yapabiliriz.
Özünde doğa da kendini kendi hiçliğinden üretir. Doğadan önce davranarak sanatçı, aynı hiçlikten sanat eseri ürettiğine göre sanat eseri, doğadan önce gelir ve doğanın geleceğine bir gönderme olarak yerini alır. Doğa, dokunulabilir, hissedilebilir ve algılanabilir yanından daha tam ve eksiksiz olarak kendi hiçliğindedir ya da kendi hiçliğindeki hakikatin doğum ürünü olarak sanat eserindedir.
Dünyayı-yaşamı eleştirme işini akıl değil, sanat yapar: Sanat, bu-dünyanın yanlışı, öbür-dünyanın doğrusudur. Karşıtlar birbirinin öğretmenidir, karşıtlar birbirini terbiye eder. Ölüm nasıl yaşamı terbiye ediyorsa, sanat da bu-dünyayı terbiye eder.
Sanat eseri, bir üretim değildir; yaratılmışlıkla örtülmüş(gizlenmiş) bir üretimdir: Üretim, yaratımın altında bir bakıma kendini gizler; sessiz kalır. Üretimden yaratıma bir sıçrama diyebiliriz. Sanat eseri, hiçliğin içindeki hakikatin doğumu olduğu ve zâhirde örneği bulunmadığı için saat zamanına uymaz: Işık saçarak kendini tüketen somutlar dünyası ölçü alındığında sanat eseri zamansızdır.
Bâtınîlikte, ister dil, ister simge, isterse insan söz konusu olsun, aynı donda düşünülür; yaşama taşınmak istendiğinde ses olmak koşuldur. Bu nedenle ancak ses çıkaran malzemenin(insan da buna dâhildir) üzerine anlam yüklenir. Söz gelimi bedene can, ruh ya da akıl eklemlenir. Bu durum, ruhsal olanın ya da gönül ürünü durumunda bulunanın, maddi durumda bulunanda tasarımlanabileceğini kanıtlar.
Sanat eseri, tanık bilinçtir, yoklayan-sorgulayan karşılık veren bilinçtir; tanıklığını doğru aracılığıyla değil, yanlış aracılığıyla yapar: Sanata zorunlu olmamız bir bakıma bundandır. Doğrudan yanlışa doğru bir yolculuğa çıkardığı için, ilişkisinde yoldan çıkma-yoldan çıkarma tehlikesini sürekli barındırır.
Sanatçı, sanat yaratabilmek için var olanların ötesine taşınmak, oradaki hakikati doğuma hazırlamak durumundaysa, bu aynı zamanda, zamanın doğumudur: Zaman ne zaman doğdu?, diye sorulduğunda –Zaman, karanlık, yani hiçlik gebe kalıp doğduğu zaman, demek gerekir.
Özgür bırakan, her zaman kendini saklayan şey(hiçlik) sırdır: Öyleyse özgürlük, hakikatin gizil nesnellikten fışkırarak çıkmasıdır. Demek ki sanatçı, özünde, bir özgürleştirme savaşçısıdır; özgürleştirme sürecinde özgür bırakılan hakikat, sırrın sırrıdır; bu nedenle kendisine giden yolu, hep yürünmemiş olarak bırakır. Sırrı saklayan sırrı, düşünme konusu yaptığımızda, zamanı ve özgürlüğü, hakikati içinde algılayabiliriz.
(1) Quigley, T. R.; “Sanat Eserinin Kökeni’: Bir Hülasa-Çev.: M. Sırrı Erer-; Heidegger-Çeviren ve Yay. Haz. Ahmet Aydoğan-; Say Yayınları; İstanbul- 2008; s, 321
(2) “Heidegger’e göre her türlü açılım şimdiye dek saklı kalmış olanın açılımıdır. Şu halde saklanma açılmanın temeli ya da iç imkânıdır, çünkü ancak bir zamanlar saklı olmuş olan açılabilir. Dolayısıyla Varlık hem kendini açma hem de kendini saklamadır….. fakat tıpkı ışığın kendisi gibi, onun kendisi de görülebilir değildir, her ne kadar başka şeylerin görünebilirliğinin nedeni olsa bile. ‘Varlık kendisini var-olanda açarken’ geri çeker… Dolayısıyla Varlık ve varolanlar arsındaki ayrım, yani Varlığın ‘sır’rı ya da ‘muamma’sı kendini açma olarak Varlık ile kendini saklama olarak Varlık arasında, tecrübe edebildiğimiz somut dünya açılımı ile açılma vuku bulurken ‘geri çekilen’ bir dünya açılımının temeli arasında bir gerilim olarak anlaşılabilir.(Bartky, S. L.; Geç Heidegger Felsefesinde Kökensel Düşünme; Heidegger-Çev.: ve Yay. Haz.: Ahmet Aydoğan-; Say Yayınları; İstanbul- 2008; s, 295)
(3) “Heidegger… açıkça yazar: ‘Fakat sanat hiçbir zaman bir şeyi temsil etmez; sırf temsil edebileceği bir şeyi olmamasından ötürü, çünkü eser sayesinde ilk kez açıkça görünür hale gelen şeyi ilk kez yaratır.’… Sanat eseri, işlenmiş veyahut imal edilmiş olduğu için değil, fakat bir varolanda Varlığı meydana getirdiği için bir eserdir…. Heidegger’e göre bilginin kendisi Varlığın bir vücuda getirilmesi, meydana çıkarılması olarak anlaşılabilir…” (Dastur, Françoise; Heidegger’in “Sanat Eserinin Kökeni”nin Freiburg Versiyonu; Heidegger-Çev.: ve yay. Haz.: Ahmet Aydoğan-; Say Yayınları; İstanbul- 2008; s, 334)
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.02.2016
28.11.2016
23.11.2016
16.11.2016
12.11.2016
4.01.2016
1.01.2016
12.08.2016
4.02.2016
29.07.2016