Eser KARAKAŞ
Gabriel Attal de Couriss, Fransa’ya Başbakan oldu, yaşı daha 34 ama son olarak zaten Milli Eğitim Bakanı olarak görev yapıyordu, daha önce de Hazine bakan yardımcılığı yapmış, çok sağlam bir eğitim geçmişi var, Paris Science Po’da siyaset mastırı yapmış halen de Paris hukuk fakültesinde öğrenci, evet Başbakan oldu ama hukuk öğrencisi, keşke bizim siyasetçiler de hukuk öğrenmeye bu kadar hevesli olsalar.
Tunus kökenli Musevi bir babanın ve Yunan kökenli bir annenin oğlu, ilginçtir belirli bir yaşta babasının soyadının yanına annesinin soyadını da alıyor. Militan sosyalist bir gençlik dönemi de var. Ekranlarda, gazetelerde doğal olarak en çok tartışılan konu oldu yeni Başbakan, Kendisine yeni Emmanuel Macron diyenler de yok değil; ancak, ekranlarda hiç konuşulmayan, ancak magazin haberlerinden öğrendiğimiz bir de özel hayatı var yeni Başbakanın.
Lafı dolandırmaya hiç gerek yok, Fransa’nın yeni Başbakanı eşcinsel. Yaşamını Avrupa Parlamentosu üyesi bir erkekle paylaşıyor, bu bir sır değil çünkü bizzat kendisi açıklamış bunu kamuoyuna, bir de çok güzel bir kadın müzisyen sevgili var.
Bu eşcinsellik tercihinin ancak magazin haberlerinde yer bulması, siyasi tartışmalarda kimsenin, Macron ve yeni Başbakanın en sert ve yeminli muhaliflerinin dahi bu konuya girmemelerini en azından bendeniz çok ama çok olumlu buluyorum. İnsanların özel yaşam tercihlerinin siyasete malzeme yapılmasının çok çirkin bir ilkellik olduğunu düşünüyorum.
Peki, bu aşamada şu soruyu sorabilir miyiz, Türkiye’de, parlamenter sisteme dönmüş olsak ya da Fransa gibi yarı başkanlık sistemini benimsesek, bir Cumhurbaşkanı popülaritesini, siyasi desteğini arttırmak için kendini eşcinsel olarak deklare etmiş bir siyasetçiyi, formasyonu ne olursa olsun, başbakanlığa atayabilir mi?
Bu soruya olumlu yanıt verebilecek kişi sayısının bizde bir elin parmaklarını geçeceğini düşünemiyoruz değil mi?
Neden diye sorsak, muhtemelen çok geniş kitlelerden bir cinsel tercih, bir yaşam tarzı olarak benimsenen eşcinselliğin “ahlaksızlık” olduğuna, Türk ve Müslüman yerli ve milli kültür değerlerimiz içinde olamayacağına yönelik yanıtlar hazırdır değil mi?
Evet, Fransa’da deklare bir eşcinsel siyasi platformlarda hiç tartışma yaratmadan Başbakan olabildi. Bu konu bir ahlak, bir jüdeo-hıristiyan kültür meselesi olarak görülmedi.
PEKİ, KİMLER BAŞBAKAN OLAMAZ?
Fransa’da neler olamaz, kimler başbakanlığa atanamaz, atansa dahi neleri yaşar ve yaşatırsa bu görevi sürdüremez sorularına da bir yanıt aramak gerekebilir.
Mesela, kamu ihalelerine fesat karıştırdığı iddiaları ayyuka çıkmış, rekabetçi olması gereken, aciliyeti hiç olmayan her büyük ihaleyi davet usulü ile açan bir bakan ya da başbakan asla bu görevlerinde kalamazlar.
Mesela, uzun süren bir Ulaştırma Bakanlığı döneminde oğlu ya da kızı deniz ticaretine atılan, bu işten büyük paralar kazanan bir bakan, ortada yasalara aykırı bir durum olmasa bile bir gün dahi o görevde kalamaz.
Mesela, bir başbakanın kardeşi, eniştesi, yakın arkadaşları bu iş yine yasalara aykırı olmasa bile Man adasına vergiden kaçınmak için para transfer edemez, ederse o başbakan hemen görevinden istifa etmek zorunda kalır, tekraren ifade ediyorum, bir işte yasal sakınca olmasa bile. Bir başbakanın, en yakınlarının ahlaken yapmaması gereken işler vardır; hep anlatılır, bilirsiniz, tek parti döneminde efsanevi Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel oğlunun, sonradan büyük şair olan Can Yücel’in lise öğrencisi iken Bakanlıktan bir yurtdışı bursu aldığını duyduğu zaman etrafını fena azarlamış ve hemen bursu iptal ettirmiştir.
Mesela, ne kadar LGBT düşmanı olsa da bir İçişleri Bakanının döneminde ülke yabancı mafya yuvasına dönmüş ise, ülkeye bir kerede gönderilen 4.9 ton kokainin, muazzam bir miktardan bahsediyoruz, teslimat adresi öğrenilememiş ise o bakan milletvekilliği yapamaz, dokunulmazlığı kaldırılır, yargılanır.
Bunlar Fransa’da olmaz, olursa bile, insan her yerde insandır, görevine devam edemez ama eşcinsel başbakan olunur.
Fransa’da, evet, bir Başbakan eşcinsel olabilir ama yukarıda verdiğim örneklerden birinin altında imzası ya da imzasının gölgesi olursa, bir saniye bile o Başbakanlık görevinde kalamaz.
Konuyu daha da uzatabiliriz ama sorulması gereken basit bir soru var önümüzde: Bir kişinin siyasi yaşamının önünde olması gereken engel eşcinsellik midir yoksa ihalelere fesat karıştırdığının aleniyet kazanması mıdır?
Bizde bir süper zeka hemen ortaya atılıp, ikisi de olmasa daha iyi değil midir, diye yanıt verebilir.
Hayır efendim, bu yanıt çok yanlış bir yanıttır, çünkü bu sözde yanıt bir kamusal kötülük olan ihalelere fesat karıştırmak ile bir bireysel tercih olan eşcinselliği eşdeğer görmek anlamına gelir ki temelden saçmadır.
Eşcinseller de eşcinselliği bir tercih olarak göstermeme lütfen kızmasınlar, isterlerse ABD’li ünlü hukuk profesörü Richard Posner’ın Overcoming Law kitabının “Social construction of homosexuality” bölümüne bir göz atsınlar, belki konuya farklı bir bakış açısı kazanabilirler.
Evet, sorumuzu tekrarlayalım, eşcinsellik mi yoksa mesela ihalelere fesat karıştırmak mı, hangisi daha büyük ahlaksızlıktır, hangisi yerli ve milli değerlere daha mugayirdir?
Baştan aşağı yolsuzluğa batmış ama yeminli LGBT düşmanı bir başbakanı mı yoksa eşcinsel ama yolsuzluklarla gerçekten mücadele eden, döneminde ülkesi bir mafya bataklığına dönüşmeyen bir başbakanı mı tercih edersiniz?
Sakın bana “her ikisi de olmasa daha iyi değil mi?” diye sormayın çünkü bu iki konu eşcinsellik ve yolsuzluk mukayese edilebilecek şeyler değildirler demiştim biraz yukarıda.
Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025