Eser KARAKAŞ

Türkiye devletinden Türk devletine
30.05.2025
134
Anayasanın dili siyasileştiği ölçüde toplumun bütünün kucaklayıcı özelliği çok azalıyor ve anayasalar daha ilk günden tartışılır oluyor, oysa metne evrensel ilkelerle bezenmiş bir hukuk mutlak egemen olsa anayasaların kucaklayıcı niteliği, toplumsal uzlaşma çok artar

Öyle anlıyoruz ki önümüzdeki aylarda yeni bir anayasa yapımını uzun uzun konuşacağız, tartışacağız.

Kötü bir Anayasamız var, son yirmi beş senedir yapılan değişiklikler kanımca bu Anayasanın kalitesini çok yükseltmedi, anayasa kitapçığını açtığınızda ilk sahifede “Kabul tarihi: 18.10.1982” yazıyor, bu kabul tarihi bile tek başına, metnin içeriğinden bağımsız olarak yine kanımca yeni bir anayasayı zorunlu kılıyor ama keşke bu yeni anayasa yapım sürecinin önünü bu kötü anayasayı bile uygulamayan hukuk dışı, illegal değil alegal bir zihniyet çekmiyor olsa idi.

Mevcut ve çok kötü Anayasanın dibacesinden son maddelerine kadar yazım üslubu aşırı siyasi, birileri kısmen haklı olarak anayasa metinlerinin zaten siyasi metinler olduğunu ve bunun yadırganmaması gerektiğini söyleyebilir ama bizim gibi ülkelerde anayasa metinlerinin yüzde yüz hukuk dili ve içeriği ile yazılması kanımca çok daha doğru olur, Anayasanın dili siyasileştiği ölçüde toplumun bütünün kucaklayıcı özelliği çok azalıyor ve anayasalar daha ilk günden tartışılır oluyor, oysa metne evrensel ilkelerle bezenmiş bir hukuk mutlak egemen olsa anayasaların kucaklayıcı niteliği, toplumsal uzlaşma çok artar.

Mevcut Anayasamızda ise siyasi dil mutlak egemen, hatta öyle egemen ki, ırkçı demeye dilim varmıyor ama çok tuhaf tabirler bilinçli-rastgele kullanılıyor.

Anayasanın birinci maddesi şöyle: “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir”.

Aynı Anayasanın 66. maddesi ise, vatandaşlık maddesi, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” diye başlıyor.

Bir hukukçu, bir anayasa hukukçusu bize birinci maddedeki “Türkiye Devleti” ifadesinin 66. maddede neden ve nasıl “Türk Devletine” dönüştüğünü anlatsa çok sevinirim çünkü bu durum biraz tuhaf, anayasalarda bir kavram böyle rastgele kullanılmamalı, bir yerde öyle, bir başka yerde böyle olmaz, olamaz, olmamalı.

Bu satırları yazarken bir başka nokta gözüme takıldı, Word dokümanında 66. maddede olduğu gibi “Türktür” diye yazdığımda Word beni düzeltmek istiyor, “Türktür”ün altını kırmızı ile çiziyor yani bir de dilbilgisi sorunu var muhtemelen.

Mesele başka yerlere de taşınıyor.

Salı gecesi (27 Mayıs) Halk TV’de bir program izliyorum, programda bir ceza hukuku profesörü var, hatırladığım kadarıyla İstanbul Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Profesör Hasan Sınar, konu gündemde olan yeni anayasa, tartışma yeni anayasada vatandaşlık tanımının nasıl olması gerektiğine geliyor, dayanıyor, katılımcılar mevcut anayasanın 66. maddesindeki vatandaşlık anlayışı, tanımı ve arka planının doğru olduğu konusunda büyük ölçüde mutabık, hukuk hocası Hasan Sınar Anayasanın 66. maddesindeki “Türkiye Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” ifadesinde değiştirilmesi gereken bir noktanın olmadığını söylüyor, bu görüşe katılmasam da saygı duyarım, söylüyor da, hukuk profesörü Hasan Sınar 66. maddeyi yanlış okuyor, bu madde “Türkiye Devletine….” diye değil, Anayasanın birinci maddesinin aksine “Türk Devletine…..” diye başlıyor.

Bu hata nereden kaynaklanıyor acaba?

Bir ihtimal Prof. Hasan Sınar’ın Anayasa 66’yı hiç okumamış olması ihtimali ama bu ihtimal kanımca sıfıra çok yakın.

Bir başka ve çok daha güçlü ihtimal hukuk profesörü Hasan Sınar’ın, bu kötü maddenin ruhuna, lafzına, arka planına itiraz etmemiş olsa bile ekranda konuşurken “Türkiye Devletine…” ifadesinin ağzından adeta doğaçlama çıkmış olması; başka bir anlatımla Prof. Sınar da bu “Türk Devletine…” ifadesini doğru bulmuyor ama maddeye itiraz etmemek için tecahül-ü ariften geliyor.

Bu ikinci ihtimal doğru olsa bile Prof. Sınar’ın bu tecahül-ü arif kullanımı bile maddenin yanlışlığına itiraz ediyor.

Biraz daha Türklük parfümlü vatandaşlık anlayışını savunanlar ise Madde 66 değişirse Kürtlük tanımının Anayasaya gireceğini söylüyorlar, çok anlamsız.

Bu son cümleyi yazarken bir şey daha dikkatimi çekiyor, Türklük kelimesini yazmaya küçük harfle başladığımda Word doküman imla düzelticisi altını kırmızı ile çiziyor, Kürtlük kelimesini küçük harfle yazarken ise bunu yapmıyor, demek 66. maddenin hukuk dışı ruhu Word imlâ düzelticisine kadar yansımış, çok ilginç.

Oysa, 66. maddeyi şöyle yazsak “Türkiye Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes    haklar, özgürlükler ve ödevlerde eşittir.” böylece Anayasada Türklük de, Kürtlük de olmaz (Word yine Türklüğü düzeltmemi istiyor, Kürtlük kelimesinin küçük harfle yazımına ise itirazı yok), hatta anayasalarda hiç vatandaşlık konusuna girilmese de olur sanki (ABD Anayasası, “We, the people..”).

Aynı mantıkla, daha doğrusu mantıksızlıkla mesela Selahattin Demirtaş’tan bahsederken birilerinin üstelik güya iyi niyetle “Kürt kökenli vatandaşımız” demeleri ama yine mesela bendenizden bahsederken kimsenin “Türk kökenli vatandaşımız” dememesi çünkü ben Madde 66 öyle diyor diye değil, anadilim Türkçe olduğu için Türküm ve aynı birileri beni bilinçlerinde ve bilinçaltlarında vatandaşlığın asli unsuru olarak görüyorlar oysa bana kamusal alanda türklük değil (kamu hukukunun konusu olamaz) “Türkiye Devleti vatandaşı” olmak (kamu hukuku konusu) gerekiyor, yetiyor.

Önümüzdeki aylarda çok ilginç tartışmalara şahit olacağız muhtemelen.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar