Eser KARAKAŞ
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron geçen hafta yaptığı bir açıklamada zorunlu eğitimin 2019’dan itibaren altı yaştan üç yaşa indirileceğini ve böylece anaokulu eğitiminin zorunlu hale geleceğini belirtti.
Böylece Fransa’da zaten yüzde doksan oranının üzerine çıkmış olan anaokulu aşamasında okullaşma yüzde yüze gelecek.
Bu iyi bir şey mi?
Eğitimciler bunun sadece iyi bir şey değil, muhteşem bir gelişme olduğunu söylüyorlar.
Eğitim uzmanlarına göre üç-altı yaş arasında çocukların ev ortamı dışında bir eğitim almaları aynı zamanda ev ortamına oranla çok daha fazla dış uyaranla karşılaşmaları demek ve dış uyaranlarla çocuğun karşılaşması ne kadar çok olursa sadece bu yaşlarda gelişen bir zeka türü de böylece kendi tavanını yakalıyor, muhteşem denen de bu mesele.
Göreceksiniz, önümüzdeki yirmi-otuz senede zorunlu eğitimi üç yaşına çeken ülkelerin gençleri, vatandaşları dünyada, küresel ekonomide çok daha başarılı olacaklar.
Bu başarılar da ülkelerinin gelişmesine, büyümesine, vatandaşların insani kalkınmışlık düzeylerine çok ama çok olumlu yansıyacak.
Ne mutlu o ülkelere.
Acaba Türkiye’de zorunlu eğitim yaşının üçe indirilmesi yani anaokulunun mecburi eğitim sürecine dahil olması mümkün mü?
Ve daha da önemlisi bu ortamda, Türkiye koşullarında anlamlı mı?
Bence mümkün, Türkiye’nin olanakları, kaynakları bu sorunun kolaylıkla altından kalkmaya yeterli yani bu proje, üç-altı yaş anaokulunun zorunlu hale gelmesi mümkün.
Ancak bizde, anlamlı mı sorusuna verilecek yanıt çok daha zor.
Temel amacın üç-altı yaş arası çocukları zorunlu eğitimle daha yeknesak ev uyaranları ortamında daha toplumsal, daha çeşitli uyaranlar ortamına sokmak olduğunu ifade etmiş idik.
Üç-altı yaş arası çocukların daha fazla, daha çeşitli dış uyaranla karşılaşmaları olumlu ama bu sürecin bir de kafaya kakma (inculcation) ve şartlandırma boyutu mevcut.
Şayet söz konusu üç-altı yaş arası zorunlu eğitimde şartlandırma, kafaya kakma (inculcation) boyutunun olumsuz sonuçları dış uyaranların yaratacağı olumlu sürece baskın çıkarsa, ki bizim ülkemizde bu çok muhtemel, zorunlu eğitimin üç yaşa çekilmesinin hiç anlamının kalmayabileceği gibi zararlı etkisi de öne çıkabilir.
Üç-altı yaş çocuklarına evrensel müzik, resim kültürü aşılanacak, beraber oyun oynama yani sosyalleşme öğretilecek ve bu süreçte siyasi, dini meselelerden çocukların azami ölçüde uzak kalması sağlanacak ise ne mutlu o çocuklara ama bizim ülke pratiğinin buna geçmişte, hem uzak geçmişte hem de çok yakın geçmişte izin veremediğini iyi biliyoruz.
Bizde her siyasi iktidar ve milli eğitim temel yasaları, pratikleri çocukları, anaokulu aşamasında dahi, şekillendirilecek objeler olarak gördükleri için zorunlu eğitimin üç yaşa indirilmesi fikri, bizim ülkede, şimdilik, bu kafalar değişinceye kadar, bana çok harika bir fikir gibi gelmiyor.
Her yaşta okul ortamını sosyal haralar olarak görmekten vazgeçtiğimiz zaman neden olmasın?
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
19.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
15.06.2025
3.06.2025
30.05.2025