Eylem YILMAZ
Bu yazıyı yazmaya beni sıkıştıran gündeme isyan halinde karar verdim. Fransa “Soykırımı İnkar” yasasını onaylamış. İnsana dair olan pek fazla konumuz yokmuş gibi sürekli buna dair yorumlar ve haberler yapılıyor. İçi boş haberler…
Bize hep ezberletildi tarih ve tarih dersleri hep sıkıcıydı. Öğretmenlerimiz sıkıcı ve çok sert olurdu. Tarih dersi saati geldiğinde “uyuma saatimiz” geldi derdik. En çok sıkıldığım ve hep düşük not aldığım bu ders, zamanla en çok merak duyduğum alan oldu. Meğerse sıkıcılığı sahteliğindenmiş. Sahteliğin dondurucu soğukluğu yerini gerçeğin sıcağına bırakınca, buzlar başlıyor erimeye. Ezberin o donduran soğukluğundan çıkış ise canımızı yakıyor, en azından benim canım zamanla öğrendiklerimden dolayı çok yandı. “Ben bunu bilmiyordum!” dan doğan tepki oldukça can yakıcı oluyor. Şaşkınlıkla birlikte öfke de duyuyor insan, ama daha çok, daha çok merak ediyor. Bir kere soru sormaya başlayınca durmak mümkün olmuyor.
“Bakkal Karabetin ışıkları yanmış, affetmedi bu Ermeni vatandaş Kürt dağlarında babasının kesilmesini, fakat seviyor seni, çünkü sende affetmedin bu karayı sürenleri Türk Halkının alnına” diyordu Nazım Hikmet. Bende böylece öğrenmiştim Ermeni Tehcirini.
İlk kez duyduğum farklı bir isim geçiyordu şiir de, meraklanmıştım. Sonra babama “Kim kimi kesti?” diye sormuştum. Babamda anlatı vermişti, sanki bu soruyu bekler gibi, hemen başlamıştı anlatmaya. Anlatırken isyan ediyordu, ben babamla ne zaman yaşadığım ülke üzerine konuşsam hep bir isyanı var. Büyüdükçe daha iyi anladım, söyleminin altındaki isyanın büyüklüğünü.
Nasıl isyan edilmez ki! Bir uygarlık deryası olan Anadolu’nun en eski toplumu Ermeniler. Yıllarca yaşamış oldukları yerde birileri geliyor ve önce “Artık burada çalışmayacaksın” diyor. Nerde çalışacağı, nasıl yaşayacağı da diyenin zerre umuru değil. Sonra “artık burada yaşamayacaksın” diyor ve başlıyorlar Ermenileri ölüm yoluna göndermeye. İnsanlar Ermenilerin mallarına el koyuyor, yollarda saldırıya uğruyorlar, özellikle doğu bölgesinde verilen kayıpların haddi hesabı yok. 1. Dünya savaşı koşullarının bu kıyıma uygun olduğunu, savaş içinde oldukları için de kimsenin sesinin çıkmayacağını düşünerek insanları öldürüyorlar! Bugün toprağımızdan fışkıran kemikler, toplu mezarlar, hatta cephanelikler red etmiyor bu vahşeti! Diyelim ki, kimse de ölmemiş. Birbirleri ile tarih boyu yaşamış insanları birbirinden ayırmış olmak bile yetmez mi? Bu iki halkı yasaklarla çevrelenmiş. Bunu göre göre, bile bile hakkaniyetle konuşmamak nedir? Ama beni en çok delirten şey, toplumun bu red ediyor olması değil. Bu özellikle saklanmış bizden zaten. Beni kızdıran, isyan ettiren şey ellerinde cetvellerle karşıma çıkanların gözümün içine baka baka, inanılmaz bir rahatlıkla bu konuda yalan söylemesi. Kemalist Cumhuriyetin en kanlı çarşafı kaldırıldı ve gördük nasıl cetvellere yazılmış insan hayatları. Biraz daha geriye gitsek yine bizi vahşete düşürecek bir cetvel daha görürüz. Dersim katliamını yapmış olanlar, bunu mu yapmamış? Küçük çocuklar inanmaz buna! 1915’in vahşeti Dersim’i doğurmuş ve bugün iddianameleri dolduran katliamlarla tüketmişiz insanlarımızı ve insanlığımızı. Başka ülkenin ne dediği şu durumda kimi ilgilendirir ki! İddianamelerimiz de mi bizim değil yoksa?
Fransa’nın yaşadığım topraklar da gerçekleşmiş bu drama hassasiyet gösterdiğini düşünüp, iyimserce gülümsüyorum. İsterdim ki, ırk üzerinden siyaset yapmaktan bir kez kafalarını kaldırsa bizi yönetenler de onlarda gülümsese. Çok şey istiyorum, ne demek ırk üzerinden politika yapmamak, bunu yapmayan ülke mi var ki?
Fransa’nın bu yasasının olay mahallî bu topraklar ama biz olayın kendisini, ne olduğunu değil onların yasalarını tartışırken buluyoruz kendimizi. Sanki kendi yasalarımız çok düzgünmüş gibi ahkâmlar kesiyoruz. Bizim anayasamız da eskiden adı 141. 142. Ve 163. olan maddelerin adı değiştirilmiş 301. olmuş. 21. yüzyılda Türkiye’nin anayasasında hala düşünceyi suç sayan, hatta cinayet ile eşdeğer tutup cezalandıran yasalar var. Gazeteciyi yaptığı röportaj üzerinden terörist ilan edipte, yargılıyoruz. Bir sürü örnekle doldurma ihtiyacı duymuyorum, hepimiz ülkemizi biliyoruz. 21. yüzyılda yeni anayasa sözüyle iktidar koltuğuna tekrar oturan bir Başbakanımız var bizim, bu bile başlı başına yeterlidir. Siyasetçilerin başka ülkelerin yasaları üzerinden konuşmaları bu nedenle içi boş oluyor.
“Önce kendi anayasanı yap, sonra başkalarına laf et” derler.
Biz kendi içimizdeki sorunları çözmemek üzerine çaba harcadıkça, dünya bizi zorluyor. Bu durum doğru değil ama buna tepki vermekte kendi sorunlarının varlığı gereği doğru değil. Sorunları çözmemeye devam etmek demek, komik duruma düşmeye tam gaz devam etmek demektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2013
9.06.2013
3.06.2013
3.04.2013
24.03.2013
29.01.2013
12.10.2012
12.09.2012
20.08.2012
21.07.2012